20 Mayıs 2012 Pazar

ÜNİVERSTELİNİN KİŞİLİK KAYMASI



Tüm çikita muzculara selam. Ayrıca sizlere buradan öğrenim hayatınıza yol gösterecek özel bir bitki ile seslenmek istiyorum ;

Nane nane nane nane, nan naaaa nan naaaa neeeeee.

Bu dediğimi de asla unutmayın.

Şimdi, normal bir genç ile üniversteli bir genç arasındaki farkları anlatmaya çalışacam elimden geldiğince. Üniverste ortamına girip  ''bunlar hangi kafada yaa''  diyen olaya Fransız kalmış arkadaşım, gel benle..


O   ''üniversiteli''  sıfatıyla yeryüzünü işgal eden tek hücreli memelilerin içlerine girdiğim zaman, yemin ediyorum ki kendimi bir an önce bu asalak varlıkların arasından sökmek için saniyenin milyarda birini sayar oluyorum. Bu nedenle bazı saptama ve görüşlerimi, benim gibi düşünenlerle paylaşmak istedim..

O zaman başlayak hacı.

Öncelikle üniversteli bir genç, üniversteli olmayan bir gençten neredeyse her alanda ayrılır.  Üniversteli bir gencin havasından geçilmez sokaklarda, kediler bile yalanıp durur onları görünce, o derece yani.


Üniversteli bir genç, sırf o üniverstenin kapısından haftanın 5 günü ayağını içeri attığı için özgüven kazanır. Eskiden olduğu kişiyi o kapının ardında bırakır. Ve işin kötü tarafı da, kapıdan çıktığında onu bulamaz.

Sonuç ne?

''Başka biri oluş'' , ''Kişilik kayması'' , ''Samimiyetsizlik''...

Yuniversty.  O Yee
Üniversiteye başlarsan ne olur biliyon mu hacı ;

Hayatın boyunca pısırık, kendi bokunu bile kendi temizleyemeyen biriyken, üniverste kapısından içeriye adımını attığın zaman, lord olursun birdenbire.

Hayatın boyunca kızların sana neden hiç bakmadığını, yüz vermediğini düşünürken, üniverste kapısından içeri adım attığın zaman, Brad Pitt gibi hissedersin kendini birdenbire.

Brad Pitt Abi
Hayatın boyunca sana edilen her hakarete gözünü yumup, arkanı dönen biriyken, üniverste kapısından içeri adımını attığın zaman, sana yan gözle bakana bile Kuzey Tekinoğlu' ymuşsun gibi posta koymaya çalışırsın birdenbire.

Kuzey Abi
Hayatın boyunca erkeklerin neden sana bakmadığını, neden diğer kızlarla daha çok ilgilendiğini, onlarda sende olmayan ne olduğunu düşünüp, bunalım stayla triplerine girerken, üniverste kapısından içeri adım attığında, bir Megan Fox, bir Angelina Jolie olursun, erkeklerin peşinden koştuğu tribine kendini inandırır, ve hayatın boyunca istediğin bu olmasına rağmen, o erkeği takmıyormuş ayağına yatarsın birdenbire.


Hayatın boyunca bir don bir atletle gezerken, oturup her sabah Pepe, Bez Bebek ve Acemi Cadı izlerken, her kanalı işgal etmiş olan kadın programlarının hergün hangi olayı konuştuklarını adın gibi iyi bilirken, üniverste kapısından içeri adım attığın zaman, asla tarzın olmayan giysileri giymeye başlar, hergün izlediğin şeyleri kendinden bile saklar, ve bir Kubrick, bir James Cameroon hayranı kesilip tüm entel şeylerden kendine bir pay çıkarırsın birdenbire.

James Cameron Amca
Hayatın boyunca ağzına alkol ve sigara değdirmemiş olan sen, o üniverste kapısından içeri adım attığın zaman en pahalı şarapları,''vuiski''leri ve en yeni çıkan sigaraları içer olursun birdenbire.

  Sıvı bok.
Hayatın boyunca sana ''hög'' deseler, ''zönk'' diyecek bir kişiliğe sahip olan sen, ağzına tek bir kötü söz alıp, asla küfür etmeyen sen, karı-kız konuları açılınca oradan uzaklaşan ve o sohbetlerden hiç hoşlanmayan sen, sana söylenilen her şeye kafayı yermişcesine takan sen, o ünivertse kapısından içeri adım attığın zaman, her söylenilen şeye entelce bir cevap bulabilen, arkadaş ortamına girince tüm beyin nöronlarını yaratıcı küfür etmek için kullanan, karı-kız meselesi açılınca şurda burda kızlar konusunda ahkem kesen, ve sana söylenilen hiçbir şeyi asla takmayan, umursamaz uçuk genç tribine atlayan biri oluverirsin birdenbire.

N'oluyo olum sana?
Neden olmadığın bir kişiyi oynamakta bu kadar ısrarcısın lan?

Neden zenginlerin oynadığı elitlik oyununu oynamayı bir zorunluluk olarak görüyorsun sen?

Senin ağzına ayağımın dışıyla vururum arkadaşım.

İndir o eli.

Anasını satayım üniverste dediğin şey senin yıllardır gittiğin, mahallendeki okulun bir büyük boyu lan. Mahallendeki okulda Ali'nin ata nasıl baktığını öğreniyordun, üniverstede de Ali' nin ata nasıl baktığını bilgisayar odalarında, labaratuarlarda daha ayrıntılı görüyorsun oğlum. Başka ne numarası var bu üniverstenin.


Okul dışında sümüklü Naciye olanların hepsi, okul içinde bir Miranda Kerr edasına bürünüyor anasını satayım. Hayır güzel olsalar yemin ederim içim acımıcak da, ulan seni yolda görsem yolumu değiştiririm, otobüste karşıma çıksan önümdeki ilk durakta acil iniş yaparım lan. Sen de aslında bunun böyle olduğunu gayet iyi biliyorsun, kıvırma şimdi. Ama o okulun içine girince bi havalar, bi kıvırmalar, peşinde koşulan kız edaları falan.


Burdan güzel olmayan kızlara sesleniyorum, arkadaşım, sen güzel değilsin. Sen Adriana Lima değilsin. Sen Angelina Jolie değilsin. Sen Miranda Kerr veya Tuba Büyüküstün de değilsin. Önce şunu kabul etmeyi öğren.
Ama sen dünyanın en çirkin kızı da değilsin. Elin yüzün düzgün, kendi halinde, sempatik, çekici ve birazcık da güzel olabilirsin, ama o kadar uzun boylu olamazsın arkadaşım. Her kız peşinde koşulmasını ister elbet, ama her kızın koşulmaz arkadaşım şunu o kalın kafana bir sok önce.
Dünyayı da tek başına kurtaramazsın arkadaşım, hele bi sakin otur.

bakınız örnek bir ''peşinden koşulacak tip''
Tabi tüm hayatı kız peşinde koşmaktan ibaret erkekler de var. İşte zaten işi de onlar bozuyor. Adamın işi gücü yok, konuştuğu her kıza prensesmiş hissi vermeye çalışıyor mesela. Aman şöle güzelsin, böyle çekicisin.. Yok efendim senin yanında Adriana Lima bok yesin..


Bir erkeğin en zayıf noktası kadınlarmış, bir sürü uzman böyle diyor. Ve etrafımdaki erkeklerin, bir kız gördüklerinde, büründükleri o şekilleri ve şaklabanlıkları gördükten sonra, bunun sosyal deneye tabi tutulmuş bir gerçek olduğunu kendim de gördüm.

Aslında insanların kişiliklerindeki tüm bu değişmeler ve bozukluklar, çevresiyle alakalı. Çevresine nasıl göründüğüyle alakalı. Çevresine bir nebze bile olsa elit görünmeyi boynunun borcu bilen o sığır sürüsüyle alakalı tüm bunlar.


İşte bu yüzdendir ki onlar, su gibi her girdiği ortama göre şekil alırlar. Ortamda küfür ediliyorsa ağzından insanlık tarihinin daha önce görüp duymadığı küfürler çıkmaya başlar. Sigara veya içki içiliyorsa hemen işin kaşarı olmuş bir kullanıcı ayağına yatar. Hiç olmadığı bir kişi üzerinden atıp tutarak prim yapmaya çalışır.


Sen değil misin lan üniversiteye başlayınca sigaraya da, içkiye de başlayan?

Sen değil misin lan sırf çevrendekiler ettiği için küfür eden?

Sen değil misin lan sırf arkadaşların ateist diye, etrafta ateistim diye gezinen, ama babasının yanına gelince İslamdan bahseden, dedesinin yanına gidince ağzından Allah' ın adını düşürmeyen?

Sen değil misin lan sırf etrafındaki elitler komünist diye, sosyalist diye, kemalist diye onların görüşünü kendi hayat felsefenmiş gibi savunan?

Çift kişilikli John Nash seni.

Senin üzerine bu badici köpeği salarım lan
Herkes öyle değil diye düşünmeyin sakın, herkes değil ama çevredekilerin %90' ı böyle, buna da inanın yani. Burada tecrübe konuşuyor. Yaşadım, gördüm, tecrübe ettim hepsini.


''Bir düşmanı bağışlamak, dostu bağışlamaktan daha kolaydır'' demiş bir yazar. Buradan ona selam çakıyor ve ellerinden öpüyorum.

İnsanların kişilik kayması demiştim.


Size şunu diyeyim ciğersizler, insanlar artık inandığı şeyleri savunmaktan korkar olmuşlar. Bu dediğim şeye hiçkimse itiraz edemez. Çünkü bu benim düşüncem gibi görünse de, nesnel birşey aslında.


İnsanlar artık ''ben müslümanım kardeşim, ben namaz kılacam camide'' demeye çekiniyorlar. Çünkü ateist çevre o kadar fazla ve etkin ki. Onların arasında bunları söylerse, ona ''gerici, yobaz, bağnaz, irticacı''  gibi yaftalar yapıştırılacağını gayet iyi biliyor.


Ama burdaki ateistlerden kastım, birşeyleri araştırmış ve ona uygun bulduğu için ateist olmuş kişiler değil. Kişiye din meselesi inandırıcı gelmiyordur, maddeye inanmak daha doğru geliyordur, ve ona inanır, ateistliği seçmiştir, eyvallah, kimsenin buna sözü olamaz zaten.
Herkes kendi inancını seçmekte özgürdür.
Kimse ateist diye hakareti falan haketmez. Eden gavatlar da vardır o ayrı mesele, onlar en büyük gavattır zaten.


Ama ''ben ateistim, ve İslam karşıtıyım, namaz kılcaksan, türban takcaksan, dinini yaşıcaksan Arabistan'a git  karrrdeşimm, biz laikiz  yehiyyaaa =))))))))''   diyen o moronlar var ya, işte onları insan yerine koymayın.


Artık namaz kılmak, türban takmak, camiye gitmek yobazlıksa eğer, seve seve, bayıla bayıla yobaz olurum arkadaşım. İnandığın şeyler doğrultusunda amel yapmak, yobazlıksa seve seve olurum yobaz.

Ben namaz kıldım diye yobaz olacam, sen ateist olduğun için elit olacan he?

Sen islam karşıtı, sen kemalist, sen namaza, ezana, türbana karşı olan sığır soyundan gelme kutsal bok böceği, işte sen en büyük yobazsın. Var mı senden iyisi..


Sen ateist olduğun için, herkesi ateist görmek istiyorsun. Başkalarının görüşleri zerre kadar umrunda değil senin. Onlara karşısın. Ve iştebu yüzden yobazsın.


Lafa gelince '' düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, demokrasi, cumhuriyet  heleheleyyyyyy  :)))'' diye kıçını yırtan sen, ama biri televizyona çıkıp '' ben müslümanım, ve inançlarım ne gerektiriyorsa ona yapmak istiyorum'' deyince  ''yobaazzz, gericiiii, şeriatçıııı  eeykkk bööö'' diyen yine sen.


Sen nasıl bir iki yüzlü çelişki yumağısın?

Ve bu düşüncelerin çoğunun kaynağı da ''Üniversite''.

İşte bu yüzdendir ki, üniversteye gidenlerin çok büyük çoğunluğu ya düşüncelerini gizler, ya da düşünceleri onların içinde yok olur gider.

Kimse çevresiyle zıt görüşte olduğunu söyleyebilecek kadar cesur değildir çünkü. İşte bu yüzden asimile olmaya mahkumdurlar.


Benim bir sürü ateist arkadaşım, kemalist arkadaşım, sosyalist ve komünist arkadaşım var, hatta çevremde dinini yaşayan neredeyse kimse yok. Ama ateistiyle de, komünistiyle de, kemalistiyle de bu konuda en ufak bir tartışmamız olmamıştır. Çünkü saygı göstermeyi bilenler de var.


Herkesin inancı kendine arkadaşım. Tutup da  '' sen niye inanmıyon lan Allah' a dinsiiieezz'' diye celallenmeye kimsenin hakkı yok ciğersiz. Tıpkı kimsenin kimseye inandığı şeyler yüzünden gerici, bağnaz demeye hakkı olmadığı gibi.


Üniversitede başka birisi olunmaz ciğersiz. Sen üniversteye gidip de, başka biri olarak dönüyorsan evine, senin kişiliğin zaten hiç oturmamış. Sen hiç kendin olamamışsın.


Lan bazen kantinde gezerken bakıyorum etrafıma, her erkek yaptığı her şeyi kızlara iyi görünmek için yapıyor anasını satayım. Kızlar da aynı şekilde erkeklere iyi görünmek için. Ve sonunda da birbirlerini buluyorlar tabi. Ama bir de ondan sonrası var..

Ya sonra?


Mutlu çift senaryosu ve en yılın en sexy çifti yarışmasına girmeye çalışıyormuşçasına yapılan, birbirinden anlamsız hareketler bütünü..

Ulan gören de Brad Pitt - Angelina Jolie çifti sanar bu gavatları ;


Ya da Chad Michael Murray - Kenzie Dalton ;


Bakın bu çiftler yılın en sexy çifti olabilirler, ki defalarca da olmuşlardır ehehe. Ama sizin biriniz Murtaza, diğeriniz Naciye, biriniz Sülo öbürünüz Sülosu  anasını satayım. Biriniz kör, öbürünüz topal. Biriniz bozacı, öbürünüz şıracı lan. Bu ''en sexy biziz  yippaa'' ayakları niye?


Bakın buarda insanları küçümsediğimden falan söylemiyorum bunları, beni tanıyan zaten bilir öyle birşey yapmayacağımı. Fakat sen herkese yanındaki kızla veya erkekle hava atmaya çalışıyor ve kendin olmaktan çıkıyorsan, ve bunu milletin gözüne gözüne sokuyorsan, ben sana bunları derim arkadaşım. Hakkım da.


Sen zaten birazcık erdemli olabilseydin, hayatın boyunca inandığın ve savunduğun şeyleri, he rşeye ve herkese rağmen yine savunmaya devam ederdin.

İnandığın şeyler için kimseden utanmazdın.

Kimseden çekinmezdin.

Kimseye başka biriymiş gibi görünmeye çabalamazdın.


Ah bir kendin olabilsen ciğersiz ahh.. Sana şunu söyleyebilirim ki, kendin olabilirsen , her zaman toplumda bir farkın olur. O taklitçilerin hepsinden ayrı bir yere koyulursun. Samimi ve dürüst olmak yeter bunun için. Tabi toplum beni sevecek diye yapma bunu, bırak bok yesin onlar, sen kendini sevmek için yap. Aynaya baktığında, başını yastığa koyduğunda  ''bugün yaptığım şeyle gurur duyuyorum '' diyebilmek için yap...

John Coffey...
Dikkat çekmek için fiziğinin John Coffey gibi olması gerekmiyor,  o, cüssesi iri olduğu için değil, kişiliği farklı olduğu için dikkat çekmişti. İnsanlar onu bu yüzden sevmişti.

Kendi halinde olmak, ama kendin olmak..

Hayatın her anında kendiniz olabilmeniz dileğiyle, hadi eyvallah..

19 Mayıs 2012 Cumartesi

EMBESİLİN İNKAR POLİTİKASI



Bir sürü kişi bana   ''lan bunları anlatıyorum, millet dalga geçiyo benle, kimse takmıyo ''  diye mesaj atıyor. Sizi çok iyi anlıyorum arkadaşlar, çünkü bana da atıyorlar hehe.

Sanırım öküz her yerde öküz. Çeşitli formlarda olabilirler, fakat öküz insan öküz insandır, hayvan insan hayvan insandır. Bu böyle.

Örneğin ben kendi başıma gelenlerden yola çıkayım;

Malumunuz üzere üniverste ortamında herkes çokbilmiştir, ukaladır, elittir, kendi çapında bir Cem Yılmaz'dır, güya umursamaz bir kişiliğe sahiptir ve senin u görüşlerini ciddiye almayarak çok matah bir bok yaptıklarını düşünürler. Çünkü onlar umursamaz insanlardır. Çünkü onlar elittir. Onlara sadece sigaradan, içkiden, karıdan kızdan bahsedersen dikkatlerini çekebilirsin. Zira üniversteli basittir. İnsanlar basittir. Onları çözmek bu kadar basittir.


Ben de bu işleri araştırmaya başladığım ilk zamanlarda büyük bir şevkle çevremdekilere anlatmaya başlamıştım, çok yakın olduğum birkaç kişi dışında, kimse ciddiye almamıştı. Çünkü inandırıcı gelmiyordu onlara. Yok masonlarmış, yok dünyayı yönetenlermiş, filmlerdeki mesajlarmış falan, hiçbiri ilgilerini çekmiyordu. Fakat nette bir porno yıldızı görseler, tüm hayat hikayelerini sayabilirlerdi.


Ama ben çevremdeki insanların ne düşündüklerini asla önemsemedim. Araştırmaya ve sorgulamaya devam ettim, ve öyle şeyler buldum, öyle şeylerle karşılaştım ki, ta burnumuzun dibine kadar girdiklerini ve bize gösterilen 10 şeyden 9 'unun yalan olduğunu gördüm.


Ve bana inanmayan tüm o insanlara, bulduğum tüm gerçekleri tek tek göstermeye başlayınca, hepsinin suratlarının rengi yeni sıçmış ve acil ota ihtiyacı olan ineğe benzedi. Ve o zaman onların suratlarına bakıp gülümsedim, ve bundan çok büyük bir haz aldım biliyor musunuz.. İnsanlara sonunda bir nebze de olsa gerçekleri gösterebilmiştim.


Örneğin,  ''Tüm ABD başkanları aynı kanbağına sahip, hepsi akraba ''  dedim, kimse inanmadı, fakat belgelerle kanıtladığımda, inanmayanların ne kadar şaşırdığını görebilmek nsaip olmuştu bana. Ve bunun iyi tarafı neydi biliyor musun ciğersiz, sadece bu bilgi bile onların geri kalanları araştırmalarına yol açabilecekti, ve açtı da.

Şuan yüzlerce kişi bana bu konular hakkında ulaşıyor, mesaj atıyor, ve en önemlisi bilinçleniyor.

Hiç unutmuyorum, şu İlluminati oyun kartlarını bir arkadaşa gösteriyordum, Prenses Di adında bir kart vardı hatırlarsınız,


Dedim ki;

''  bu kadının Prenses Diana olduğunu söyleme gerek yok zaten''

bana ne dedi biliyor musunuz?

''nerden biliyon olum Prenses Diana olduğunu, orda Prenses Di yazıyo ''   (!) (!) (!)

Ve şaka falan yapmadığına emin olabilirsiniz. Gayet ciddiydi bunu söylerken. Bir an kendimi ana okulundaki bir öğrenciye izafiyet teorisini açıklıyormuşum gibi hissettim yemin ederim.

Sonra şu resmi gösterdim ;


'' Al bak bu Prenses Diana, şimdi anladın heralde o olduğunu  ''   dedim, yine ikna olmadı. Ciddiyim lan, valla olmadı.

'' Lan kolyesine kadar aynı olum, zaten yukarıda Di yazıyo anlamıyon mu''  dedim,

'' Diana olsa Diana yazarlardı, niye Di yazmışlar o zamannnnnnn''   dedi bana. Banaa..

Diğer gösterdiğim herşeye de bir kulp buldu ama hepsini saatlerce anlattım, ve inanır mısınız, hala daha şüpheli bir ifadesi vardı. Ben kartlarda 4 yazıyor dedim, o hayır 2+2 yazıyor dedi anlayacağınız.


Çünkü bunları televizyonda görmemişti, gazetede okumamıştı, ders kitaplarında karşılaşmamıştı, işte tüm bu nedenlerden dolayı gerçek gibi gelmedi ona. Zira o ve onlar için tek kriter medyadır, ders kitaplarıdır. Fakat yemek zincirinin en üstündeki adamlar, bunları bilmenizi istedikleri için bilirsiniz. Medya bu yüzden çok önemli bir zihin kontrol aracıdır.


Bu örneği veriyorum ki, nelerle karşılaştığımı görün, ve siz de karşınıza çıkan bu tür heriflere karşı aynı ısrarcı politikayı izleyin. Bir sığır bile olsa onu kazanmaya gayret edin.


Onlara direk '' lan ikiz kulelere uçak girmemişş  ooooo''  gibi şeylerden bahsetmeyin, o zaman inanmazlar, hatta kaçarlar bile. Doğru olan şeyleri de anlatamazsın.


Önemli olan üsluptur. Doğru bir şeyi yanlış bir üslupla anlatırsan, bu doğruya insanları inandırman çok güç olur. Fakat yanlış bir şeyi doğru üslupla anlatırsan, buna bile inandırabilirsin insanları. O yüzden konuya önce doğru bir girizgah yapıp, söylemek istediğini sonra söyleceksin.


Sonra bir bakmışsın, etrafındaki inananlar çoğalmış. Kendini daha mutlu hissediyorsun...

Dünya üzerindeki tek akıllı adam olduğuna inanmak seni deli yapar mı ?

Eğer yapıyorsa, bırakın biz deli olalım...

TÜRKİYE 'DE MEDYA


Her medya organının sloganı oldu artık bu  tarafsızlık. Her gazete, her televizyon, hatta her internet sitesi  ''türkiye'nin en tarafsız.... '' diye başlıyor kendini tanıtmaya.

En çok izlenen kanallara  bakıyorsun, her biri neredeyse aynı düşünceyi savunan kişilerin programından geçilmiyor. Tüm haber spikerleri haberleri aynı şekilde yorumluyor, bir tarafın görüşlerini gösterirken diğerininkileri kesip biçip gösteriyor, en önemli şeyleri atlıyor, laf cımbızlıyor.

hangi Türkiye'nin?
%99 ' u müslüman olan bir ülkede, küçük çocuklar camiye gittiklerinde ana haberlere konu oluyorlar. Nerede bir sakallı adam bir yanlış yapsa, anında akşam haberlerinde 1. sırada yer alıyor. Başörtülü bir kadının yaptığı her hareket haberlere ve gazetelere konu oluyor.


Medyanın toplumları etkilemekte ne kadar etkili olduğunu 86250153 kere söylemiştim. Ve bunu da yine 89656532 kere kanıtlamıştım. Televizyonda maruz kalınan cinsel içerikli bilinçaltı mesajları yüzünden, neredeyse tüm dünyada ergenlik yaşı gün geçtikçe düşüyor, cinsellik yaşı ise daha vahim bir şekilde düşmeye devam ediyor.


Düşen ergenlik ve cinsellik yaşı sebebiyle, toplum ahlakı ve kültürü yozlaşıyor. Bir sonraki nesil, kendisinden önceki neslin kültürüne, örf ve adetlerine inanılmaz derecede yabancı kalıyor ve o kültürü yadırgıyor. Sanki bir sonraki nesil bambaşka bir kıtadan, bambaşka bir ülkeden gelmiş gibi anne babasının kültürünü saçma buluyor.

Ve bunun en büyük nedeni  ''medya''.


Sen dizileri eleştir, dizi yapımcıları yönetmenleri falan çıkar  '' biz gerçekleri yansıtıyoruz gardeeşiim, hem neden etkilensinler küü''  gibi aptalca gerekçelerle savunur kendilerini.


Biz hayatta olan şeyleri anlatıyoruz derler, ama dizinin sadece 1 bölümünde 985 tane tutarsızlık yakalarsın  '' dizi gardeşim bu olacak o kadar, kurgu yapıyoz burdaa ahahahahaha :) :):)  ''  derler.


Yani televizyon insanları işlerine geldiğinde gerçekleri yansıttıklarını söylerler, işlerine gelmediklerinde ise sadece kurgu yaptıklarını. O heriflerin tek düşündükleri reytinglerdir. Çünkü reyting para demektir, reyting popülerlik demektir, kısacası reyting her şey demektir o herifler için. Yani gelip de  gerçekleri yansıttıklarını, toplumu her şeye hazırlamak istedikleri gibi Polyannacılıklar falan mide bulandırıcı derecede yalandır. Ulan kim hiç reyting kaygısı gütmeden, sırf halkı bilinçlerdirmek için dizi yapar ya, az mantıklı olun.


Magazin programlarında, gazetelerde cirit atıyor böle Polyannacı herifler, kıl oluyorum anasını satayım. Meğer herşey halk içinmiş, ahahaha. Adama '' bi sie go lan''   demezler mi arkadaşım, derler.
Ahan da ben diyim hemen  ''bi sie go lan '' ..


Ben arkadaşlarıma şu siyonist yapılanmayı anlatırken, hiçbiri söylediğim şeylere gerçekçi bakmamıştı. Fakat her söylediğim şeyi belgeleriyle kanıtladığımda, süt dökmüş kediye döndüler, ben de  ''kedi canınızı sizin ''  dedim onlara.


Şimdi, aslında her şeyi açıklamaya yetecek bir olayla başlamak istiyorum. 1996 yılında hatırlarsınız 28 Şubat süreci olarak bildiğimiz bir darbe vardı. Ve bu darbenin en önemli faktörlerinden biri de medyaydı. Zaten medya organları, kurulduğu ilk günden itibaren insanların fikirlerini etkilemekte çok önemli bir yere sahip oldu, hala da öyle.


Bakın 28 şubat sürecinde medyada  ''irtica''  başlıklı ve içerikli milyonlarca haber yapıldı. Gazeteler, televiyonlar sürekli bu içerikte haber yaptılar ve halk öyle bir galeyana geldi, bu fikri öyle benimsedi ki, bir darbe yapılmasını tahminden çok, bu darbeyi destekleyecek duruma gelmişti.


Daha önce bahsetmiştim bu konudan, ama tekrarlayacam, zira konuyla çok ilgili. O yıllarda bir mason locasının içine sızılmış ve aday kabulü ile şeytana tapma ayinleri kayda alınmıştı.


Bu görüntüler Kanal 7 ' de günlerce yayınlandı. Masonların, söyledikleri gibi sadece bir sosyal kulüp olmadığını tüm Türkiye' ye günlerce gösterdi.

Peki dünya tarihinde ilk kez bir mason locası deşifre olmuşken, diğer kanallar haberlerinde neyin üstünde duruyorlardı?


Müslüm Gündüz Ve Fadime Şahin Basılma Görüntüleri


Bakın bu ve bunun gibi görüntüler ve haberler günlerce, haftalarca ana haberlerin ve gazetelerin 1. sırasında yer aldı. İlk videoda  Gündüz gavatı '' biz şeriatı getirmek istiyoruz, Türkiye'ye ve dünyaya hıhahahahaa ''  diye ağzından köpükler saçıyor. Ve bu haberler televizyonlarda  ''şeriat tehlikesi''  olarak haftalarca yer alıyor. Ardından bi de alttaki basılma görüntüleri de basına sızınca, kıyamet kopuyor işte..


Bakın ben bir şeyi çok merak ediyorum. Şuan da din hakkında konuşabilecek bir sürü adam var, bir sürü tarikat lideri, şeyh falan cirit atıyor. Peki neden şimdi de bu adamlar ana haberlerin birinci sırasında asla ve asla yer almıyor, bunu cidden merak ediyorum. Düşmanca 1-2 haber yapılıp, üstü kapatılıyor, fakat hiçbiri haftalarca gündemi meşgul etmiyor.

Neden?

Çünkü toplum sıkılıyor bu tür haberlerden. Onlara magazin haberi lazım. Onlara Tarkan en son hangi kızı yemiş, Çağatay Ulusoy' un sevgilisi şunu yapmış, Demet Akalın frikik vermiş gibisinden haberler gösterilmesi gerekiyor çünkü. Anca bundan hoşnut oluyor halk.


Ulan bi tane kıçıkırık sakallı herif çıkıp ''ben şeriat istiyorum, şeriat getirecem''  diyor, ve siz de buna itibar ediyorsunuz ha?

Emrindeki 500 adamla ülkeyi mi fethedecek bu adam?


Ben şuan da sokağa çıkıp 500 tane şeriat isteyen adam gösteririm sana. Bu adamın televizyonlara çıkacak ve haftalarca gündemin 1. sırasında olacak kadar nesi farklı lan? Ne özelliği var?


Alttaki videoya gelince,

Bu videoda dikkatimi çeken tonlarca olay var. Örneğin, bu bir polis baskını, evet. Peki neyi basıyorlar?

Bir adamın bir kadınla olan cinsel ilişkisini mi?

Naası yaa?

O niye ki la?

Olum şuan dışarı çık, ben sana evli olmayan, hatta reşit bile olmayan, 5648218532836585285963659  tane üniversite veya lise öğrencisi göstereyim cinsel ilişkiye giren.


Lan üniversitede ev tutan her erkek, o eve kız atmak için tutmuyorsa ben de bir şey bilmiyorum anasını satayım. Okullarda bakire kız sayısı Fenerbahçe' nin yedek oyuncu sayısından daha az.


Çocuk gayet normal bir şekilde akşam kızı eve davet ediyor, ve sabaha kadar beraber oluyorlar. Hani bunu bilmeyen falan mı var?


Onu geçtim, gece kulüplerinde bir erkeğin bir kadını yatağa atması, Alex 'in penaltıdan gol atmasından daha kolay lan. Kadınlar elinden tutup seni evlerine götürüyor zaten.


E peki bunca cinsel ilişki yaşayan insandan sonra, bu adam neden bir kadınla evde ilişki yaşadığı için polis tarafından bir uyuşturucu şebekesine suçüstü yaparcasına basılıyor?


Bir kadınla bir erkeğin cinsel ilişkiye girmesi suç mu ? O zaman gidin Türkiye'deki üniverstelilerin %90 'ını tutuklayın hemen.

Sonra, hadi bu bir polis baskını tamam. Peki o gazetecilerin, kameraların ne işi var lan orda?


Polis bu soruşturmayı beraber mi yürütüyormuş medyayla?

Soruşturmadan sonra da katkılarından dolayı medya mensuplarına cesaret madalyası falan taktılar mı yoksa?

Bu gizli bir oprerasyonsa, medyanın nasıl haberi oldu?


Ya birileri hem bu operasyonu yapmak hem de bunu halka duyurmak için besbelli birilerinden telkinler almış işte. Bu çok açık değil mi anasını satayım, yani bunu anlamamış insanlar varsa çevrenizde onun yanaklarını ikiye ayırın arkadaşım.

Ve dikkat ettiyseniz baya kamera var orada, hani bir-iki tane falan değil.

Veli Küçük' e kadar giden bir oyun sinsilesi. İşte bizim medyamız, tüm bu haberlerden haberdardı, ve bu işin tamamen içindeydi. Sadece bu da değil, bir sürü kurgu haber yapıldı ve halk iyice galeyana getirildi.


Fatih Altaylı programa çağırmış bizim Müslüm'ü, bizim ki de ne dese beğenirsiniz ;

''stüdyoda hiçbir kadın olmayacak, etrafdaki tüm kadınları gönderin ''

Şuna bak la, emir veriyyy..

Devam edelim, oynat Uğurcum ;

Ya absürt komedi tiyatrosu gibi anasını satayım ya.

Belki de Fadime Şahin denilen kızın hiçbir şeyden haberi dahi yoktu. Sonuçta kandırılmış bir kız buluyorlar, bu kızı takip ediyorlar ve basına malzeme ediyorlar. Fadime Şahin'in tehdit ve şantajla röportaj verdiğini duymuşsunuzdur. Medyanın bu olayın bu kadar üzerinde durması olayın art niyetini trajikomikliğini gösterir.

Ulan şunu 10 yaşındaki çocuğa göster, içinde bir bok olduğunu anlar lan. Ve bunu bizim medyamız organize ediyor. Şu çok güvendiğiniz ve toz kondurmadığınız medya...


Tüm bunlar olurken mason locası şeytana tapma ayinleri es geçildi. Hirçbir kanal bunu yayınlamadı. Hiçbir kanal bunun imasını bile yapmadı.

Neden?

Tüm medya masonların elinde olduğu için olabilir mi?

Bunun  başka tek bir sebebi bile olamaz. Başka tek bir görüş bile olamaz bu konuda.


Türkiye'de ve dünyada medya düzeni şudur ciğersiz;

Biz bir sürü kanal ve bir sürü gazete olduğu için, bunların onlarca sahibi olduğunu sanarız. Fakat hiç de öyle değil. Bakın tüm bu medya kuruluşlarının sadece birkaç tane sahibi var, ve onların da tek bir sahibi var. Yani tüm Türkiye' deki medya sadece bir kişi taradından yönetiliyor. Tabi bu dünyada da böyle. Arada ufak tefek, yerel kanallar falan var tabi onların olmayan. Fakat bu kanallar her zaman ikinci sınıf kanal görümünüdedir.


Örneğin Türkiye' de medya patronu deyince akla ilk kim geliyor ;


Aydın Doğan tabiki. Bu adamın kariyerine bir göz attım, sahip olmadığı büyük kanal ve gazete yok. Alayı bu adamın. Tabi bunlar resmi bilgiler, Allah bilir gayriresmi daha ne medya kuruluşları vardır.

Kurduğu Doğan Medya Grubu ile, Posta, Hürriyet, Radikal, Fanatik, Referans ve Hürriyet Daily News gazetelerini; ayrıca Kanal D, CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 21 televizyon kanalını bünyesine kattı.

Bakınız tam 21 tane televizyon kanalı sahibiymiş. Ayrıca en çok okunan gazetelerin hepsi de bu adama ait gördüğünüz gibi.

Bunların yanı sıra; Petrol Ofisi şirketini de holding bünyesine katmıştır. 1998 yılında medyada daha yetenekli elemanlar yetiştirebilmek için Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesini açtı. Medya Holding bünyesinde de 50'nin üzerinde şirketin sahibidir.

Petrol Ofisi' nin bile sahibi.. Yani adam petrol işine de girmiş. Lan yoksa ülkede bu petrol aramaları falan da bunun başının altından mı çıktı?


Bakın bu adam Türkiye' nin medyasını elinde tutuyor gördüğünüz üzere. Yani bu adam  ''he'' demeden medyada hiçbir haber yayınlamaz, bu adamın hayır dediği hiçbir dizi yayınlanamaz. Yani bizim ne izleyeceğimize bu adam karar veriyor. Bizim gazetede ne okuyacağımıza bu adam karar veriyor.


Ayrıca Aydın Doğan, 28 Şubat darbesi dahilinde yargılanmakta şuan. Yani o günlerde bizlere izletilmeyen mason locaları ayinleri olayında bir bokluk olduğunu tekrar anlamış oldunuz sanırım.


Şahsen bu kadar gazetenin ve kanalın sadece 1 adam olması beni her zaman kıllandırmıştır. Ulan hepsi senin mi çapkın.

Böyle bir durumda bir kuruluşun yaptığı haberi, diğeri ''hayır öyle birşey yok''  diye tenzih edebilecek mi?

Bence hayır, ki zaten bunu herkes de görmekte şuan.



Bakın bu bir Aydın Doğan ödülü.. Dünyada milyarlarca şekil varken,   ''tesadüfen''  bu şekil seçilmiş..


Hani o mason localarının şeytana tapma ayinlerini gösteren tek kanal var ya, işte o kanal bu kez de Doğan Medya Grubu' nu haber yapmış. Ve her saptamanın doğru olduğuna da emin olabilirsiniz. Hani o yobaz, irticacı bildiğiniz Kanal 7 var ya, Doğan Medya Grubu aleyhinde haber yapan birkaç kanaldan bir tanesidir kendileri..


Yine olayı çok iyi ele almışlar. Ve bu haberler doğru mudur, aslı astarı var mıdır diye araştırdım, tüm iddialar doğru.

Bu kadar iyi yürekli, özgürlükçü ve sevgi, barış, kardeşlikçi Aydın Doğan beyin hakkında epey bir dava olması, oldukça garip doğrusu..


Peki Kurtlar Vadisi'ndeki Davut Tataroğlu, sizce kimi canlandırıyor?

Türkiye' nin en büyük medya patronu dizide.

15 IQ ' su olan bir sığır bile Aydın Doğan der zaten. Ki doğrudur da. İnternete  ''kurtlar Vadisi Aydın Doğan'' yazın  direk Tataroğlu çıkıyor zaten anasını satayım.

Hatta dizide Tataroğlu ne yapıyorsa, Aydın Doğan iki hafta sonra aynısını yapıyor.

http://www.medyafaresi.com/haber/50297/medya-kurtlar-vadisi-aydin-doganin-poasi-satacagini-nasil-bildi.html

Adamların sağlam istihbaratları var anlayacağın. Ve böyle bir diziyi de herkes yapamaz ciğersiz. Nitekim tarihte bu kadar ileri düzeyde bir dizi ilk defa yapıldı ve bir daha da yapılacağını zannetmiyorum.

Neyse.

Diyeceğim o ki ciğersiz, Türkiye' de ne izliyor ve ne okuyorsak hepsini bir adam belirliyor. Ve onun da hesap verdiği bir adam var. Bu iş Rockefeller' lara kadar gidiyor anlayacağın. O adamlar yılda bir kez toplanıp, insanların ne izlemesi gerektiğine karar veriyorlar, ve biz de buna mahkum oluyoruz. Onların istediği sadece cinsellikle ilgili dizileri izliyor, aptalca yarışma ve kadın programlarıyla vaktimizi öldürüyoruz. Beynimizi ve vücudumuzu köreltiyoruz.

Medyadaki  yer alan herşeyin bir de anti'sini de araştırın ciğersizler. Olay neymiş, ne değilmiş ancak öyle öğrenebilirsiniz.


Örneğin bizim medyamız da Irak Savaşı hakkında binlerce haber yapmadı mı, yaptı. Peki bu savaş gerçek miydi, tabiki hayır. Irak'ta sadece ufaklı tefekli direniş örgütleri ABD askerlerine karşılık vermeye çalıştı, hepsi bu.


Medya toplumları uyuşturmada en önemli faktördür. Kimin sözü olduğunu unuttum şimdi hehe.

18 Mayıs 2012 Cuma

ZİNDAN ADASI



Ne filmmiş arkadaş.. İzledim ve herkese de izlettim.. Harika bir kurgu,  harika ve çok özgün bir senaryo...


Fragman bile gizemli.

Zaten DiCaprio oynuyorsa, ben o filmi izlerim arkadaş. Zira bu adam her zaman çok kaliteli filmlerde yer alıyor. Bu da yine öyle bir film olmuş..

Fakat, filmi izlettiğim herkes bana aynı şeyi söyledi ;

- Bi bok anlamadım hacu.


Bi an kendimi çok esrarengiz bir olayın ana kahramanı gibi hissettim lan. Ve ben de filmi birkaç milyon kez izledim, fakat ben de bir bok anlamadım.

Daha doğrusu filmin sonunu anlamadım. Ve inanır mısınız, izleyen herkes aynı görüşte. Binbir umutla bir başkasına izletiyorum, fakat hepsi aynı, tık yok.


Psikopat olduğum için biraz araştırdım filmi. Martin Scorsese ' in filmi ve oldukça iyi de bir izleyici kitlesine ulaşmış. Bir romandan uyarlanmış. Ama romanda da sonu böyleymiş ve kimse bir şey anlamamış.


Biz denedik, beceremedik ciğersizler, eğer şu filmin sonunu anlayan ve mantıklıca açıklamak isteyen varsa beri gelsin.

Ama mantıklı olun.... Aksi halde susun...
'' Burası beni düşündürüyor Chuck. Sence hangisi daha kötü, bir canavar olarak yaşamak mı, iyi biri olarak ölmek mi? ''

ADNAN OKTAR


Selam hacı. Kedi canını yerim senin..

Very big cat, you
Şimdi büyük bir hazla sevgili Adnan' dan bahsedecem.

Bazen nette video izliyorum, karşıma habire bu adamın içinde bulunduğu saçma salak videolar çıkıyor. Ulan bi bakıyım diyorum, ne iş diye, midem falan bulanıyor anasını satayım, direk tuvalete atıyorum kendimi.

Bu adam şuan ortalıkta ne diye dolaşıyor hepiniz duymuşsunuzdur ;

''Ben Mehdi' yim ''  propagandasıyla...


Ve bu işi öyle güzel yapıyor ki, Mehdi olduğunu kendi ağzından hiç duyamazsınız, fakat onunla röportaj yapan herkes   ''hojam siz Mehdi ' siniz yeeaaaaa yiiihhhhaaaaaa :):):):)''  diye ağızlarından köpükler saçıyorlar anasını satayım.


Videoları dışında da bir şeyler anlatabilmek için, biraz araştırdım hayatını.  Herifle ilgili öyle şeyler gördüm ki, kafayı yersiniz anasını satayım. En basitinden vikipedi sayfasına bakabilirsiniz, işkillenmek için sadece birkaç satırını veya konu başlıklarını bile okumanız yeter de artar.

Örneğin, askere sevk edilmek istenilince tam 7 hastaneden  ''paranoid şizofreni ''  raporu almış ve askere alınmamış.

Peki paranoid şizofren ne demek hacı?

Al bak onu da araştırdım. Şimdi kuru kuru adama paranoid şizofren deyip geçmem ben, o dedikleri meret neymiş ona da bir bakarım. Ve burada en çok dikkatimi çeken şu bölüm oldu ;

Bu şizofreni alttipinde, bazen dine aşırı düşkünlük, metafizik, filozofik ya da cinsel uğraşlar görülebilir. Rahatsızlığı kabul etmez, belirtileri gizlemeye çalışır, sanrıları yüzünden savunmaya geçer ve toplumdan uzaklaşırlar. Düşünce bozuklukları baskındır. Kötülük görme sanrıları, büyüklük sanrıları, etkilenme fikir ve sanrıları, alınganlık, kuşkuculuk bu türde sık görülen düşünce bozukluklarıdır. Başlangıcı genellikle yavaş ve daha geç yaştadır.

Hmmmmmmm..

Bunlar sanki tanuduk geldü be hacuu?

Evet bana da geldi valla. Bakın ilk özellik olarak  ''dine aşırı düşkünlük '' maddesi var. Sonra bir de  ''büyüklük sanrıları ''  varmışş. Bak bak baaakk.

Şuan sevgili Adnan ne programları yapıyor?

Din?

Şuan sevgili Adnan kendini kim olarak görüyor?

Mehdi?

Dine aşırı düşkünlük ve büyüklük sanrıları olabilir mi ajaba bunlar tanki?


Ayrıca, 1991 yılında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü  kokain kullanımı gerekçesiyle hakkında dava açmış. 1994' te beraat etmiş. Hakkında daha bir sürü iddia ve dava falan var, çete kurma, şantaj falan, hepsinden beraat etmiş ama.

Şimdi ben şunu merak ettim bunları görünce ;

Sen dini temsil ettiğini söyleyen birisin, tamam eyvallah, ulan peki bu kadar dava ne hakkındaki?

Ve öyle davalar ki, bildiğin kalpazanlara, bilmem gansterlere açılan davalar gibi anasını satayım.

İnternet sayfalarını falan görün, sanki Amerikan başkanı anasını satayım alayı İngilizce. Kendisiyle röportaj yapmak için ta Amerikalardan, İngilterelerden, dünyanın öbür uçlarından adamlar geliyor, ve ben de bu olaydan acayip derecede kıllanıyorum arkadaşım. Hayır kıllanmayan varsa onun kıl köklerinde bir sorun vardır, o derece.

Ayrıca adamın wikipedia sayfası bile var lan ;  al bak

Öncelikle şu masonluk konusunu ele almak istiyorum anacım. Bu adamın masonlarla ilgili bir sürü videosu ve yazısı hatta kitabı var. Epey bi sövüp sayıyor diyebiliriz, mecaz anlamda yani. Masonların her şeylerini ifşa ettim ben diyor, Türkiye' de masonluğu ben bitirdim diyor kendileri. Biz de ne diyoruz ona ?

- Aahahahahaha, zaaaaaaaaa, zuuuuuu

Diyoruz.

Şimdi sevgili Adnan bütün bu kitapları, yazıları ve videoları nereden bulmuş, önce ona bir bakalım  mı?


Diyor Kadir Mısıroğlu, hatta bir videoda asıl yazarın ismini de vermişti ama bulamadım lan şimdi onu.

Şurada da kendisi itiraf ediyor zaten ;


Onu geçelim, bu adam her programında ve ropörtajında masonlara demediğini bırakmıyor, masonlar şeytana tapar diye ağzından salyalar akıtıyor, fakat ;


programına 33. dereceden masonları alıyor ve pohpohlayarak, gülücükler saçarak ağırlıyor. Ve bu adamlar 33. derece masonlar, yani programdan sonra muhtemelen gidip keçi kesecek ve kanını içecekler anasını satayım.

Dikkat çekici bir diğer nokta ; adamlar yabancı? O niye lan? Nereden buldun o kadar farklı ülkelerden bu adamları getirdin olum? Ayrıca nasıl getirdin? Mason panpalar gelin benle programa çıkın deyince gelmez onlar..


Çok ilginç geliyor bana, çok..

33. derece masonlar o kadar ketum insanlar, fakat bizim Adnan çeğırıyor, adamlar altlarına don bile giymeden geliveriyorlar.

Aranızda bir hukuk mu var arkadaşım?

Aranızda bir yakınlık mı var?

Bu samimiyet neden?

Sen masonlara demediğini bırakmayan, onları lanetleyen bir adam değil miydin, senin yanı başında ne işi var olum bu mason biraderlerin?

Geçerken mi uğramışlar yoksa?

Gelelim Mehdi' lik konusuna..

Kıyamet alametlerinden bir tanesi, her yerde sahte Mehdi 'lerin çıkmasıdır hacı.


Şu videolardan gidelim bence ;


Ulan şu kızın ağzına rovöşata çekesim geliyo anasını satayım ya. Çıkarmışlar oraya  ''hojam siz Mehdi' siniz yeeeaaaa yehiyyaaaa eheheeyyy yuubbiiiiii yyiihhaa dasdmfjfmk ''  diye ağzından, burnundan salya sümük saçıyor ya.

Bu ve bunun gibilerin ellerine okuyacakları bir senaryo veriyorlar, onlar da o senaryo gereği her türlü şaklabanlığı sergiliyor. Bi de kapalı anasını satayım, kafasındaki başörtüsünden utanmıyor da ne şaklabanlıklara girişiyor! Ortalıkta da   ''ben kapalıyımm yeeeaaaa'' diye dolaşıyor.

Ya resmen çıkıyor adam her programa, bana Mehdilikle ilgili sorular sorun ve Mehdi olduğumu ima edin diyor, ve bazı enteresan kesim buna itibar falan ediyor. İşte beni de onlar dellendiriyor.


Olum şu yazıyı yazarken, yemin ederim yaklaşık bi 50 kere gülme krizine girdim. Şu kızlarla yaptığı diyalogları gördükçe altıma ettim, ve hala ediyorum, ve ebediyen edeceğim ehehe.

Bu adamın her şeyi olay zaten, daha bir kamyon dolusu falsosu var da, onları başka yazılarda yazacam artıkın.

Bu yazı, sevgili Adnan için sadece bir girizgah oldu yani. Daha gelişme ve sonuç olacak ''inşallahh''. Maşallah.

Lan bi de programa öyle kızlar geliyor ki, yemin ederim sırf o kızları görebilmek için programı izleyesim geliyor lan ahahahaa.

O ne lann
abooo
oooyyyy
yiiiihhhaaaaa
amanini amnini
Arzu Yanardağ?
Nadide Sultan?
Şebnem Schaefer, ne işin var kız senin orda?
Tuba Ekinci ?
Lan bu kılzarın ne işi var her programda yemin ederim anlamıyorum. Neden bu kadar çok kız?

Ve bu kızlar dikkat ettiyseniz, öyle sıradan sokaktan geçen kızlar falan değil, alayı erkeklerin ağzından salya akmasına sebep olacak kızlar. Neden özellikle bu kızlar?

Ve o ünlüler neden gidiyor oraya?  Gel deyince gelmez gibi geliyor bana ama bilemiyorum şimdi..


Kızlara asılmak orucu bozmaz mı hojam?


Hayrettincik yapmazsa olu muuuu ;


Başka bir Adnancık yazısıyla buluşmak dileğiyle, kedi canınızı sizin...

Very big cat, you. Hıh hıh.