29 Aralık 2013 Pazar

YAHUDİ DEVLETİ I


Selamın aleyküm.

Hani hepimizin bildiği bir olay vardır ya ; ''vaad edilmiş topraklar'' başlıklı.
Herkesin bu konuda üstünkörü bilgisi vardır, birtakım insanlar da daha derinini bilirler.
Genel olarak herkesin bildiği mesele şudur ; ''Yahudiler, Fırat'tan Nil'e kadar kendilerine vaad edilmiş topraklar olarak görüyolar, Tevrat'ta öle yazıyo onlar da öle inanıyo''

Genel anlamda mesele budur.
Fakat ben bu yazıda işin biraz daha derinine girmek istiyorum.
Yani Yahudiler neden başka bir yer değil de, özellikle Kudüs merkezli bir devlet kurmak istiyorlar, bu toprakların neden kendilerine vaad edildiğine inanıyorlar gibi, genel meselenin biraz daha teferruatı.


İsrailoğulları tarihi -daha önce de yazdığım gibi- Hz.Yakub ile başlar.
Hz. Yakub aleyhisselam'ın Tevrat'taki lakabı ''İsrail''dir, İsrail kelimesi de İbranice ''tanrıyla güreşen'' demektir. Fakat biz Müslümanlar için İsrail kelimesi ''Allah'ın yolunda olan adam'' manasına gelir.
Hz. Yakub aleyhisselam'ın on iki oğlundan, on iki İsrail kabilesi türer.


Hatta bu konu Kur'an'da da geçer ;
''Hani bir zamanlar Musa, kavmi için su istemişti. Biz de ''asanla taşa vur!'' demiştik, bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı. Her kısım insan kendi su alacağı yeri bildi.'' Bakara,60

Zira Hz. Musa aleyhisselam, meşhur mucizesi olan denizi yarma hadisesinde, İsrailoğullarının her bir kabilesi için denizi on iki parçaya bölmüştür.


Yakub aleyhisselam'ın on iki oğlundan olan Yusuf alehisselam, Mısır'a yönetici olduğunda diğer on bir kardeşine babalarını da alıp Mısır'a yerleşmelerini söyler. Böylelikle on iki İsrail kabilesi Mısır'a yerleşmiş olur.


Yusuf aleyhisselam'ın vefatından sonra Mısır'ın başına Firavun hanedanı geçer ve zalim bir yönetici olduğu Kur'an'da defaatle anlatılır. Firavun, yönetimi altındaki İsrailoğullarına zulüm eder ve onları çok ağır şartlar altında çalıştırır.


Bunun üzerine Allah-u Teala, kendilerine Hz. Musa aleyhisselam'ı gönderir.
Hz. Musa, İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarır ve Allah'ın emri üzere onları Kudüs'e getirir.
Bundan sonra İsrailoğulları uzun bir süre Kudüs'te yaşayacaklardır.
İleri bir zamanda kendilerine Hz. Davud ve ondan sonra oğlu Hz. Süleyman aleyhisselam peygamber olarak gönderilir.


Hz. Davud aleyhisselam, hem bir peygamber, hem de bir kraldır. Vefatından sonra, ülkenin başına kendisi gibi peygamber olan Hz. Süleyman aleyhisselam geçer. Hz. Süleyman'ın başına geçtiği devlet, dünyaya Kudüs'ten hükmeden bir devlettir. Rivayetlere göre insanlık tarihinin en büyük devletidir. Yahudiler bu sebeple bu devre; ''altın çağ (golden age)'' derler.


Fakat Hz. Süleyman'ın vefatından sonra İsrailoğulları yine yoldan saparlar. Her türlü kötülüğe ve fesada bulaşırlar ve Allah'ın emirlerinden çıkarlar. Bunun üzerine Allah-u Teala, İsrailoğullarını bu sapkınlıklarından dolayı Kudüs'ten çıkarır.


İsrailoğullarını Kudüs'ten çıkarmaya memur olan kişi Babil kralı II. Nebukadnezar'dır. Allah, İsrailoğullarını cezalandırmak ve onları Kudüs'ten çıkarmak için başlarına bu kralı musallat eder ve Nebukadnezar, İsrailoğullarını Babil'e sürer.


Bunun üzerine İsrailoğulları, Allah'ın kurallarından çıktıkları, Davud ve Süleyman aleyhisselam'ın kurduğu bu devasa devletin yıkılmalarına sebep oldukları için çok fazla ağlarlar, üzülürler ve yas tutarlar. Allah da onlara Danyal adında bir peygamber gönderir.


Danyal aleyhisselam, İsrailoğullarına günahlarına tövbe edip, Allah'ın gönderdiği peygamberlere ve yasalara uyup, Allah'ın emrettiği gibi salih kullar olurlarsa Kudüs'e tekrar dönebileceklerini ve Davud ve Süleyman aleyhisselam dönemlerinde olduğu gibi tekrar dünyaya hükmeden o devleti kurabileceklerini söyler. Allah, bunun için bir ''Mesih'' gönderecek ve o Mesih, dünyaya Kudüs'ten hükmedecek kral olacaktır. ''Eğer Allah'ın emir ve yasaklarından asla çıkmazsanız, bu inananlara Allah'ın vaadidir!''


Hz. Danyal, böylelikle İsrailoğullarını Babil sürgününden kurtarır. Böylece İsrailoğulları arasında bu vaad yayılır ve binlerce yıl sonra günümüze kadar gelir. Kendilerini Mesih'e adarlar ve binlerce yıldır onu beklerler. Hatta bilirsiniz birçok sahte Mesih çıkmıştır.


Aradan belli bir süre geçtiğinde Allah, tıpkı Hz. Danyal'ın haber verdiği gibi bir Mesih gönderir ; İsa Mesih.
Fakat Yahudiler, binlerce yıl bekledikleri Mesih'i yalanlarlar. Çıkan birçok sahte Mesih'e inanan Yahudiler, Allah tarafından gönderilen gerçek Mesih'e inanmazlar. Çok manidar di mi.. Bir şeyin insanlar tarafından reddedilmesi için, onun Allah tarafından gönderilmesi ve gerçeği anlatması yeter sanırım.


Yahudiler, yalanladıkları İsa Mesih'i öldürmek için çok uğraşırlar. Sonunda on üçüncü havari olduğu söylenilen Judas tarafından ispiyonlanıp yeri söylenince onu öldürmeye giderler. Fakat tam da bu konu hakkında Kur'an aynen şöyle der ;

''Bir de ''Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük'' demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse onlara İsa gibi gösterildi. ..... Onu kesinlikle öldürmediler.''
''Allah, onu kendisine yükseltmiştir.''   Nisa, 157-158


Yahudiler böylece ; ''İşte onun Mesih olmadığını kanıtladık! Eğer Mesih olsaydı onu öldüremezdik ve o bir kral olurdu! '' dediler.


Böylelikle kendilerine vaad edildiğini sandıkları, halbuki Allah'ın inananlara vaad etmiş olduğu Kudüs'te bir Yahudi devleti kurmayı, ve bu devleti, gelecek olan Mesih için dünya devleti yapmayı hedeflemelerinin temelindeki inanç budur.


Hz. Davud ve Süleyman aleyhisselam döneminde var olan devleti yeniden kurmak ve altın çağı geri getirmek..
Yaptıkları her şeyi bu sebeple yapıyorlar anlayacağınız.
Zira uğrunda her şeyi yapacağın bir inancın varsa, ve bu inanca hayatındaki her şeyden çok bağlanırsan, sonunda mutlaka başarı gelir. Keza ben hiç ateist bir dünya devleti görmedim, dünyaya hükmeden bir ateist de görmedim. Her birinin, şeytana tapmak olsun, puta tapmak olsun, mutlaka bir inancı vardır. Zira inancı olmayan adamın hayatta yemek, içmek ve sayılı günlerin sefasını sürmekten başka amacı yoktur.


Bu yazıyla konuya girmiş olduk canlar, bu konu hakkında birkaç yazı daha yazacam inşallah.
Bugünkü olayların temelinde yatan şeylerin biraz daha teferruatı olacak diğer yazılar.

Keep waiting for me.

Allah bless you.