7 Mayıs 2013 Salı

YAHUDİLİK, MİTOLOJİ VE PAGANİZM I (GİRİŞ)



Lafa gelince klavye milliyetçiliği yapıp Facebook hesabının başına TC yazan, fakat Avrupa maçlarında anti-milliyetçilik yaparak, rakip takımı destekleyenlerin ülkesinde yaşayan herkese selam.

İsyanım iki yüzlülüğe, samimiyetsizliğe.


Bir de ''Hac'ca o kadar para veren insanların akıl sağlığından şüphe ederim''  diyerek Polyanna'cılık oynayan Müjdat Gezen'e, en azından akşam haberlerini izlemesini ve Justin denilen bebeyle tek fotoğraf için 2.750 bin lira veren embesilleri görmesini tavsiye ediyorum. Tabi, iş dine gelince her şey beyhude, fakat batı özentiliğine gelince her şey mantıklı di mi. Sizin ağzınıza Justin Bieber tükürsün.


Tabi, neden şaşırıyoruz ki? Biz bu ülkede entel, bilgili, okumuş geçinen insanların Allah Müslüman mı? dediklerini duymuş, şahit olmuş insanlarız. Aptallık oranının bu derece yüksek olduğu bir vatan toprağında yaşıyoruz biz. Tabi onlar moronluk yaparsa, ekşiciler de embesillik yapar. Geçinip giderler.


Herneyse.

Dinler arası diyalogdan bahsettiğim yazıdan sonra, deyim yerindeyse gelen kutum işgal altına alınmıştı. Destek verenler olsun, beni yerden yere vuranlar olsun, epey bir yorum gelmişti. Ben de madem öle, dinler arası diyalog neden olamaz'ı kanıtlama çabasına girdim.


Ve olumlu-olumsuz mesaj atan herkese tekrar teşekkür etmek istiyorum, çünkü hep birlikte bu dinlerin nasıl ortaya çıktığını, nasıl kullanıldığını, nelere dayandıklarını görmüş olduk.


''İslam dışında, yeryüzündeki tüm dinler insan ürünüdür.''

Gerek bu yazıda, gerekse gelecek yazılarda bu cümleyi kanıtlamaya çalışacaz. Yeterli ve gerekli kanıtları gösterdikten sonra da, dinler arası diyaloğu ve İslam'ın tahrifini tekrar ele alacaz.



O zaman konumuza doğru yola çıkalım.
Destur.
Yalnız o telefonları kapatalım arkadaşlar, dikkatim dağılıyo.


Öncelikle Musevilik ve Yahudilik arasındaki farkı bilin ciğersizler. Musevilik bir dindir, bir inanç sistemidir. Adından da anlaşılacağı gibi  ''Musa'ya tabi olma''  anlamına gelir. Yani siz şuan  ''ben Musevi oluyorum''  deyip, Musevi olabilirsiniz. Elinize bir Tevrat alır, bir de zülüf bırakırsanız çakma olduğu belli olmayan Rolex gibi olursunuz. Bakıldığında saati gösterirsiniz, fakat kuyumcuya gittiğinizde çakma olduğunuzu anlarlar.


Musevi olmak, kesinlikle Yahudi olduğunuz anlamına gelmez. Zira Yahudilik bir ırktır. Tıpkı Türk, Kürt, Alman, Papua Yeni Gineli gibi, Yahudilik bir millettir. Ve yine Yahudilere göre Musevilik, yalnızca onlara özgü bir dindir. Bugün binlerce Hazar Türkü vardır sonradan Yahudi olan, bir tanesi bile İsrail'e kabul etmezler. Yahudi olunmaz, Yahudi doğulur.


Zaten bir insanın kalkıp da  ''hadi ben Yahudi oldum''  demesi,  ''hadi ben Alman oldum''  demesi gibi saçma olacaktır. Yahudiliğin bir millet, bir ırk olduğunu bilmek önemli ciğersizler, zira inançlarını anlamak için kilit taşlardan biri bu meseledir.


Peki Musevilik neden milli bir dindir?

Bildiğiniz üzre tarih boyunca en çok peygamber İsrailoğulları'na gönderilmiştir. İbrahim peygamberin İsmail ve İshak adında iki oğlu vardır. Bunlar farklı bölgelere yerleşirler ve soylarını devam ettirirler. İsmail'in soyuna İsmailoğulları denir. Keza peygamber efendimiz de İsmailoğulları'ndandır. İsrailoğulları'nın soyu ise İshak'ın oğlu Yakub'dan devam eder. Yakub'un diğer ismi İsrail'dır. İsrail'nın 12 oğlu olur ve İsrailoğulları'ın soyu bu 12 boydan devam eder.


Yani işin manidar tarafı şudur ki, son peygamber Hz. Muhammed S.a.v. kabilesi ile, Müslümanların en büyük düşmanı olan Yahudiler aslında kardeştirler.



İki kardeşin birbirine düşman oluşu..
Bu hikaye size tanıdık geldi mi?
Bir kardeşin diğerini öldürmesi?



Dünya ve insanlık tarihini yeterince iyi araştırdığınızda, bu tarihin inanılmaz bir ezeli tekerrürden ibaret olduğunu görürsünüz. Zira insanlık tarihi hep aynı olaylara sahne oldu. İnsan hiç değişmedi. Yalnızca zaman değişti. Ve bu zaman içerisinde insan, yalnızca dünyayı değiştirdi.


Bugün yaşadığımız bu katliamı, aslında binlerce yıl önce bizim özbeöz babalarımız, dedelerimiz yaşamıştı. Habil ve Kabil.


Kabil, kardeşi Habil'i kıskanmış ve onu öldürmüştü. İlk günah olan kibir, yine kendini göstermiş ve yeryüzündeki ilk cinayete sebep olmuştu. Kibir, şüphesiz şeytanın en sevdiği günahtı. Çünkü bu günah, diğer tüm günahlara sebebiyet veren bir günahtı. Adem ve Havva nasıl insanların atası ise, kibir de tüm günahların atasıydı.


Yeryüzüne damlayan ilk insan kanı, Habil'in kanıydı. Öldürülen ilk insan oydu. Ve katili hiç de yabancı değildi. Kardeşiydi. İlk katil olan Kabil, kardeş katili idi. Ve yeryüzünde öldürülen her insan için, Kabil'e de günah yazıldığı söylenir.


Ve bugün, aradan binlerce yıl geçmesine rağmen, Kabiller asla değişmedi. 21. yüzyılın Kabiller'i, hala kardeşlerini öldürmekte. Bu da bize insanlığın kaderinin daha ilk insanla çizildiğini gösteriyor. Herkes annesine babasına çeker ya hani, oğulları gerçekten de babaları Kabil'e çekmiştir.

Habil ile Kabil çizgi filminden  ''Kabil''

İşte bu yüzdendir ki, tarihte en çok peygamber İsrailoğulları'na gönderilmiştir. Unutmayın, Allah, en çok bozulan toplumlara peygamber gönderir. Fakat İsrailoğulları, kendi soyundan gelen peygamberlere aynı şeyi yapmışlardır. Tarih boyunca kendilerine binden fazla peygamber gönderilmiş, ve onlar binden fazla peygamber öldürmüşlerdir. Rivayet olunur ki, bir zaman her gün peygamber gelmiş, ve her gün içinde öldürülmüştür.


Allah, Habil ve Kabil'den kendisine birer kurban sunmasını istemişti.
Habil çobandı.
Kabil ise çiftçi.
Habil, sürüsündeki en güzel koçu seçti Allah'a sunmak için.


Kabil ise sebzelerin arasından kötülerini seçti.


Habil'in sunduğu koç göğe çekilirken, Kabil'in sunduğu kötü sebzeler olduğu yerde kaldı.


Binlerce yıl sonra ise Hz. İbrahim, Allah'a kendisine bir oğul vermesini, ve oğlu kendisi için kurban edeceğini söyler. Zaman geldiğinde Hz. İbrahim, oğlu İsmail'i kurban etmeye hazırlanır. Tam bu sırada ise gökten bir  ''koç''  iner. Allah, İbrahim'e  ''oğlun yerine bu koçu kurban et''  der. İşte bu koç, Habil'in Allah'a sunduğu koçtur.


Habil'in sunduğu koç, İsmail'i kurtarmış, İsmail'in soyundan da alemlere rahmet olarak Hz. Muhammed S.a.v. gönderilmiştir.

''Kafirler istemese de, Allah nurunu tamamlayacaktır.'' Saff-8, Tevbe-32


İsrailoğulları kendilerine gönderilen peygamberleri öldürdükleri, onlara inanmadıkları için lanetlenmişlerdir. Kendilerine en büyük mucizeler gösterilmiş, fakat onlar yine doğru yolu bulamamışlardır. Unutmayın ki Hz. Musa denizi ikiye yarıp, İsrailoğulları'nı karşıya geçirdi, bundan hemen sonra iki dakikalığına yanlarından ayrıldı ki adamlar ineğe tapmaya başladılar. Bu kadar mucizeyi taşa göstersen, taş yerinden oynar anasını satayım.


Ve Kur'an'da çok açık denilir ki ''İsrailoğulları, kendilerine verilen ayetleri değiştirmişlerdir.'' Hahamlarını Rab edinmişler, ve haram kılınan her şeyi kendilerine helal kılmışlardır. Tahrif edilmiş Tevrat başta olmak üzere, tüm dini kaynaklarını sapıklıklarla doldurmuşlardır. Yasaklanmış olmasına rağmen büyüyle, sihirle ve boyutlar arası iletişimle uğraşmışlardır.


Yazının giriş bölümü olduğu için fazla uzatmayacam. Asıl konulara girmeden önce bunları bilmenin iyi olacağı kanaatindeydim. Umarım öyle de olur.


Yazının devamında Tevrat'ın nasıl tahrif edildiği, Yahudilerin neden sihir ve büyüyle uğraştığı, bugünkü katliamın hangi inanca dayandığı gibi konular olacak inşallah.



Hadin kendinize iyi davranın.
Selametle.