24 Ağustos 2012 Cuma

DAN BROWN, KİTAPLARI VE MİSYONU


Selam canlar.
Dan Brown
Birçoğunuz okumuşsunuzdur bu emminin kitaplarını, zira şuan dünyanın en popüler birkaç yazarından biri kendileri.

Kendisinin ;

Artık yaptığı her kitap, ertesinde bir filmi getiriyor.

Kitapları tüm dünyada 50 milyondan fazla satıyor.

Dünyanın en çok kitap satan yazarları arasına giriyor.

En çok kitap satanlar arasında 4 kitabı biren olan tek yazar oluyor.

Da Vinci Code  kitabı, tüm zamanların en çok satan kitaplarından.

Eserleri 40' tan fazla dile çevriliyor.

Yazdığı kitaplardan sonra dünya ayağa kalkıyor.

Vatikan  ''Brown'u boykot edin''  diye açıklamalar yapıyor.

Dünyadaki 1 milyar katolig onun hakkında konuşuyor.

Televizyonlar ve gazeteler yazdığı her kitabı haftalarca tartışıyor.

Ve Time Dergisi onu   ''Dünyayı etkileyen 100 önemli insan''  listesine alıyor.


Aslında Dan Brown' a şöyle bir baktığında artık bir Michael Jackson gibi eserlerinin sabırsızlıkla beklendiğini görebilirsiniz. Tabiki Michael Jackson' ın satış rakamlarına ve hitap ettiği kitleye ulaşamaz ama, kendi alanının Michael Jackson' ı olmuş durumda şuan.


Artık her alanda bir numara olmak, medyatik olmaktan geçer. Reklamın yapılmazsa, istersen dünyanın en iyi şarkıcısı ol, en iyi yazarı ol, en iyi futbolcusu ol hiç fark etmez.
Reklam her şeydir.


Ortaya koyduğun ürünü reklam ile pazarlarsın. O ürün de halkla buluştu mu alır başını gider. Artık yaptığın her eser bir öncekinden daha iyi reklam edilir, daha çok konuşulur, daha çok beklenir ve sonunda da daha çok satar.


Kısacası büyürsün. Meşhur olursun.


Da Vinci Şifresi kitabını duymayan yoktur. Tüm zamanların en çok satan kitaplarından biri, zira filmi d yapıldı. Kitap ve film o kadar ses getirdi ki, Vatikan bile kalktı kitap ve Brown aleyhinde beyanlarda bulundu, boykotlar yapıldı.


Her gün birşeylere saldıran ve hakaretlerde bulunan onlarca adamın, onlarca kitabı yayınlanırken, neden acaba aralarında bu kadar büyük ilgiyi sadece Dan Brown çekti?


''Kitap çok sıradışıydı oloom, daha önce böle bi kitap yazılmadı küüü  ''  diceksin şimdi. Fakat hayır canlar, daha önce aynen de böyle bir kitap yazıldı.


Resimde gördüğümüz bu pampişlerin adları  Michael Baigent  ve  Richard Leigh. Ve bu adamlar daha önce şöyle bir kitap yazmışlar ;


yani Türkçesi ;

Bu iki erkedeş, Dan Brown' dan daha önce bu kitabı yazmışlar. Sonra Dan Brown' un kitabı çıkıp, inanılmaz bir patlama yapınca ve bir de üzerine kitabın filmi çekilmeye başlanılınca, hemen devreye girmişler ve bizim Brown emmiyi mahkemeye vermişler.


Film çekimlerinin durdurulmasını da talep etmişler.

Fakat Dan Brown  ''tarihi olayların kişilere mal edilemeyeceğini''  söyleyerek mahkemeyi kazanmış.

Tabi film de gösterime girmiş bildiğiniz üzere.


Kitap kadar film de rant sağladı tabiki Brown'a. Bir iki hafta içinde 200 milyon dolar hasılatı aştılar. Tabi film gösterimden çıkana kadar bu para daha da çoğaldı, filmin CD ve DVD satışlarıyla daha da..


Peki Brown' dan önce bu kitabın hemen hemen aynısını yazan Michael Baigent ve Richard Leigh' ın kitabı neden bu kadar meşhur olamadı?

Daha doğrusu ben şunu merak ediyorum, neden Dan Brown bu kadar medyatik bir isim oldu?


''öle harika kitap yaz, sen de olursun anasını satayım''  diyen sığırlar da vardır elbet. Sana o kitaptan 10 kat daha iyi yazılmış 95626546 tane kitap gösteririm, fakat hiçbiri bırak çok meşhur olmayı, best seller olabilmiş bile değil.


Da Vinci Şifresi ile ilgili daha ilginç ve önemli bir şey var aslında;

Mihail Anikin 
Mihail Anikin adında Rus asıllı Amerikalı bir plastik sanat uzmanı. Ve patlayan Da Vinci Şifresi kitabı ve filmini duyunca, o da Dan Brown' u mahkemeye veriyor.


Mihail Anikin Leonardo Da Vinci' nin sadece bir ressam değil, aynı zamanda dindar bir adam olduğunu ve eserlerinde bu tür şifreli mesajlar verdiğini keşfeden adam.


Hatta keşfettiği bu bilgileri bazı arkadaşlarıyla paylaşmış ve bunun aslında bir film veya bir kitap yapılmasını istediğini söylemiş. Fakat deyim yerindeyse arkadaşlarından ''tık çıkmamış''.


Fakat sonra Dan Brown' un kitabını okuyunca, bunların tamamen kendi fikirleri ve buluşları olduğunu farketmiş. Hatta kullanılan terimler bile aynıymış.

Ve romanın adını da kendisinden çalındığını söylemiş adamcağız.

Mahkemeyi de kazanmış zaten.


Eğer düşünmediyseniz, bi düşünün; 

Bir adam bir kitap yazıyor ve yer yerinden oynuyor.

Milyonlarca dolar harcanılıp filmi çekiliyor.

Tüm dünyada, tüm zamanların en çok satan kitaplarından biri oluyor.

Kitap satışları, film gelirleri, CD ve DVD satışlarından yüz milyonlarca dolar kazanıyor.


''Fakat o fikir ve buluşlar sana ait ! ''

Koyar di mi..

''Evlat acısı gibi koyar anasını satıyımmm ''

Olayın detaylarını falan okumak isterseniz buyrun anam;

1. http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=4232757

2. http://www.rusya.ru/Content/10862-Da+Vinci+%C5%9Eifresi+bir+Rus_a+ait

3. http://ahmetdursun374.blogcu.com/dan-brown-dan-brown-kimdir/1702097

4. http://forum.rusyadayiz.biz/post2889.html

5. http://40ikindi.com/arama/index.php?basla=1710&query=ol


Yani burada demem o ki, Dan Brown kendi halinde kitaplar yazan, fikirleri olan ve sadece bunlara göre birşeyler yapan bir adam mıdır?

Gördüğünüz üzere, süper fikirlere, süper eserlere sahip olmak asla yeterli olmuyor...

Arkandan ittiren birileri yoksa, belli bir çizgiyi aşamıyorsun.


Gelelim ''Melekler ve Şeytanlar'' a..

Bu kitap Da Vinci Şifresi' nden önce çıktı, fakat Da Vinci kitabı o kadar sattı ki, bu kitabı da tekrar basmaya ve reklam yapmaya başladılar. Sonra da filmi çekildi.


Bilim ve din arasındaki çatışma. Bilimciler ve dinciler arasındaki ezeli rekabet ve düşünce farkı.

Çok akıcı ve sürükleyici bir kitaptı gerçekten, bunu da okudum.

Kitapla filmin de uzaktan yakından alakası yoktu bu arada. O film, birileri tarafından o şekilde çekilmek ve yayınlanmak istenmiş. Bu çok açık.

Kimse çıkıp da bana aksini anlatmasın, onun ağzına bacağımı sokarım.


Peki o kadar sayfayı okuduktan sonra, kitap ne mesaj verdi bize?

''İlluminati yıllar önce yokoldu.''

''Onlar sadece kilise baskısı yüzünden gizlice buluşan ve bilimle uğraşan iyi niyetli adamlardı''

Kitap tamamı ile bu fikir üzerine kurulu bir senaryo ile yazılmış. İlluminati denilen o gizli örgüt sadece bilimadamlarından oluşuyormuş, ve tek amaçları bilim yapmakmış.

Siz hiç kendi ağzınıza sıçtınız mı Mr. Brown?

Hastir ordan.

Herşeyi bu kadar iyi araştıran Dan Brown, neden illuminati denilen örgütün masonlarla gerçek ilişkisinden bahsetmemiş acaba?

Neden bu örgütün şeytana tapan ve buluşma yerlerinde çok garip ayinler yapan bir örgüt olduğunu işlememiş dersiniz?

Neden bu ve bu gibi örgütleri araştırıp da başlarına  ''tesadüfen''  bir şeyler gelen insanların yazdığı kitapların adını dünyada sadece kendini bir şeyler araştırmaya veren insanlar biliyor sizce?


İzleyen varsa, Prison Break' te bir sahne vardı. Lincoln ve Michael bir kaset kaydı yapıyor ve bunu tüm kanallara veriyorlardı, fakat o haber  ''gömülüyordu''.


İzleyen varsa, ne demek istediğimi çok iyi anladı.


Film deseniz daha berbat. Rezalet ötesi, boktan bi film anasını satayım. Kitapta gene bahsediyor illuminati hakkında birşeylerden ama, film hepten zulüm olmuş lan. Bomboş bir film.

Robert Langdon dayı katilin peşinde koşturyor falan filan.

Sabri karşı karşıya, taça vurduu.

Son kitabı ise, tüy dikme niteliğinde bir kitap.


Bunu da okudum anam. Bu kitapla Türkleri de epey bi kızdırdı zaten.

Kitabın konusu masonlar. Masonların Amerika'daki tarihi falan filan. Bilinen birçok şeyi kitabına alıp yazmış işte. Çoğu gereksiz bilgiler.


Fakat bu kitabın da mesajı açık. Kitap, başından sonuna kadar masonlara övgüler yağdırıp duruyor anasını satayım. Yemin ederim bir an ''lan bu ne böle sanki masonun teki alıp kendisi yazmış''  falan dedim yani.


Masonlar dünyadaki en iyi insanlarmış mesela. İnanılmaz hayırseverlermiş. Hiç de gizli sırları falan yokmuş. Sadece sosyal bir kulüpmüş. Tuvalette sıçarken bile fazla tuvalet kağıdı kullanıp israf olmasın bunları da fakirlere verelim diyorlarmış yani, o derece ehehe.


Anlayacağınız ciğerler, dünyayı etkileyen en önemli 100 insandan biri olan Dan Brown, bu etkisini işte bu şekilde kullanmakta.


Yani, sanki birileri bu tür bilgileri ona götürüyormuş ve onun bu tür kitaplar çıkartmasını istiyormuş gibi. Çünkü hazır adamı popüler yaptılar, işlerine gelen şeyleri de yaptırsınlar di mü?


Bilgi olsun deyü söyleyeyim, ailesinde birçok mason varmış Bay Brown' un, dedesi de masonmuş. Sanki kendi misyonunu över gibi yazdığı kitaptan bunu anlamak pek de zor değil zaten.


Fakat tüm bunlar, tüm bu aşırı popüler kitaplar, aşırı popüler filmler, yazarlar ve senaristler, hepsi aynı planın bir parçası. İnsanlara aşılamak istedikleri her düşünceyi bu popüler insanlarla aşılıyorlar.

Kitap canını senin
Dan Brown gibi bir adam çıkıyor, önce insanların tüm kutsallarına saldırıyor, ardından da masonları dünyanın iyiliği için çalışan sevgi kelebekleri gibi gösteriyor, orta doğu ve Müslüman ülkelere olabildiğince bok atıyor, ve tüm bunları ona verilen popülerlik silahıyla yapıyor.


Tüm bu olanlarla bağlantılı ilginç bir şey daha var aslında, Dan Brown' un bir sonraki kitabı için bazı tahminler yapılıyor, benim dikkatimi şu çekti ;


Eğer bu gibi bir kitap yazarsa, sanırım beni biraz daha haklı çıkarmış olacak sevgili Brown'cuk.

Bakın, insanların ne izleyip, ne okuması gerektiğini belirleyen insanlar, bu insanları popüler yapan insanlar.

Ve inanın, ne okuyacağınıza da, ne izleyeceğinizi de birileri karar veriyor. Sen sadece sana dayatılanı yaptığın ve önüne koyulanı yediğin için, her şeyin senin tercihin olduğunu sanıyorsun tabi, fakat sadece meşhur olduğu için çok reklamı yapıldığı için bir şeyleri alıyor, bir şeyleri okuyor, bir şeyleri izliyorsan, sence sana dayatılanı yapmış ve önüne koyulanı yemiş olmuyor musun?


Neden İlluminati' nin gerçek yüzünü ortaya koyan bir sürü yazar ve eseri susturuluyor ve eserleri raflardan çekiliyor sizce?

Masonlar hakkındaki ilk kitabı yazan adamın öldürüldüğünü biliyor muydunuz?

Peki o kitabı basan matbaanın sahibinin de öldürüldüğünü?

Eğer şu interneti porno izlemekten başka şeyler için de kullanırsanız eğer, çok şey görür ve öğrenirsiz. Ve şaşırırsınız.

Sanal bir hayat yaşadığının farkına varmak herkesi şaşırtır çünkü.

Allah'a emanet..

23 Ağustos 2012 Perşembe

DİNLER ARASI PANPALIK VE ZİHİN KONTROLÜ


Selam panpalar.
Kedi canınızı sizin.

Konumuz  ''Dinler Arası Diyalog '' canlar. Biraz uzun bir mesele olduğu için direk konuya atlayacam anam, zira karışık bir konu, bi de başka şeylerden bahsederek daha fazla karıştırmayalım di mü?

Tabiki.

Dinler Arası Diyalog, İslam tarihinin bugüne kadar karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikedir canlar. Aslında İslam tarihinden kasıt  ''Türk İslam Tarihi''.


Neden peki Türk İslam Tarihi?

Çünkü dinler arası diyalog, birincil hedef olarak Türkiye'yi almıştır. Diyalogcular Türkiye için tüm güçlerini bu konuda seferber ediyor ve bizim halkımızın büyük çoğunluğu hala salya sümük dizi izlemekle meşgul. Ebemizi belliyorlar haberimiz yok.

Lan hadi dinle minle alakası olmayanları bir nebze anlıyorum da, ulan beş vakit namaz kılan adamlar  ''diyalog olmazsa olmaz yiaa ''  diyor ya işte orada afakanlar basıyor bana hacı. Zira asıl körlük bu, hatta asıl eşşeklik bu anasını satayım. Asıl tehlike de yine bu eşşeklerden kaynaklanmakta tabiki. Dinle uzaktan yakından alakası olmayan adam bir Müslüman için tehdit oluşturacak değil ya. Müslüman için tehlikeyi Müslüman gibi görünenler oluşturuyor.

papaz emmi
Tehlike her zaman yakından geldiğinde etkili olur ciğersiz, içinden gelen bir adam, dışarıdan gelen bin adamdan tehlikelidir.

Şimdi nedir bu dinler arası diyalog?

Bakın, dinler arası diyalog adı verilmiş bu projeye, fakat ne hikmettir bilinmez, bütün olaylar, kutlamalar, projeler, buluşmalar ve daha ne bok ararsan, hepsi Hristiyan usullerine göre yapılıyor.

Adı  ''dinler''  arası diyalog, fakat dininden tek taviz veren biziz.


Örneğin Gülen ile Papa arasında neden bu kadar fazla mektuplaşma ve randevulaşma oluyor hep merak etmişimdir.

Şunu da söyleyeyim ki, kendisi bunu İslam lehine kullanmayı amaçlıyor olabilir, bu gayet tabiidir. Fakat bu yapılırken İslam'dan taviz verilmemesi gerekir ki, bu da son derece tabiidir.

Zira benim asıl anlatmak istediğim de budur.


Tüm bu tavizlere bakınca anlamadığım nokta şu ;  Kur'an-ı Kerim,  ''Allah katında hak din İSLAM' dır. ''  demiyor mu bize?

- Diyo valla hacı.

E o zaman sen neden diğer dinlerle aranda böyle bir hukuk kurma çabasındasın ben onu hala ve hala anlamış değilim işte.

Peki yine Kur'an- Kerim ; '' Her kim ahirette İslam'dan başka bir dinle Allah' ın karşısına çıkarsa bu, ondan asla kabul edilmeyecektir.''   demiyor mu?

- Onu da diyo valla hacu.

Şimdi Fethullah Gülen' in internet sitesi ve Zaman Gazetesi' nde yayınlanan bir yazıyı göstereceğüm siz ciğersizlere ; Link
Aha bu linki.

''Eli Kitapla Amentüde İttifakımız Var!''

Sizce de var mı?

Eğer  ''aslında evet laaaaannnnn''  falan diyorsanız panpalar, ya ilminizde çok ciddi sorunlarınız vardır; ya da imanınızda.

Lan İsa Allah' ın oğludur diyen adamlarla senin ne gibi bir ortak yanın olabilir, ne gibi bir ittifakın olabilir olum? Titre ve kendine gel.

Bakın, İslam'a ve Kur'an' a göre, ''hak ve batıl birbirinden kesin ve net olarak ayrılmıştır.'' ciğersizler.

İlk Müslüman olanlardan Bilal-i Habeşi, Ebu Cehil' in  ''ufak bir taviz ver ve seni özgür bırakayım''  teklifine karşı ;

 ''Hak ile batıl arasında kesin bir çizgi vardır. Eğer Hak, bir adım bile taviz verecek olursa, özelliğini yitirir ve Hak olmaktan çıkar! ''

demiştir, ve işkence görmeye devam etmiştir.

Durum böyleyken,
Hristiyanlar İsa Allah' ın oğludur ve İsa da tanrıdır diyor, Hz. Meryem ile haşa tanrının münasebetinden doğmuştur İsa diyor ve sen bu adamlarla aramızda ittifak olduğunu savunuyorsun öyle mi?


Adamlar yediği her boku gidip kilisedeki papaza anlatıyor ve papaz  ''seni günahlarından azad ediyorum oğlum ''  diyerek günah çıkartıyor, yani Hz. İsa yetmezmiş gibi bir de kendilerini tanrı yerine koyuyorlar ve sen bu adamlarla aramızda ittifak olduğunu mu savunuyorsun?


Günah çıkarma yetkisi nedir olum bi kere?

Sana kim emir ve yetki verdi de günah çıkarabiliyorsun onu da anlamadım ben arkadaş.

Sen git her boku ye, günah kabul edilen ne varsa hepsini yap, sonra gel  ''ben bunu bunu yaptum yaa, pişman oldum ama hacı, sen çıkarıver şu günahları da rahat edek :))  ''  diyerek bütün günahlarından kurtul, ahaha, çok iyi lan.


Fakat burada asıl dikkat çekmesi gereken olay bu  ''ittifak''  yazısının Zaman Gazetesi' nde ve Gülen ' in resmi internet sitesinde göğüslerini gere gere yayınlamalrı ciğerler. Yani dini bir gazete, Türkiye' nin en zengin cemaati, en çok mensubu olan cemaatlerinden biri, fakat böyle bir sapıklığı hiç yadırgamıyorlar.

'' Madem aramızda ittifak var, gelin birleşelim '' mantığı ve projesidir bu, bak çok açık söylüyorum. Dinler arası diyalog denilen şey, Müslümanları Hristiyanlaştırma projesidir, insanları yozlaştırma projesidir, dinleri birleştirme projesidir.

Söylediklerimin her zaman arkasındayım.

Şimdi söylediklerime bir örnek veriyorum canını yediklerim ;


Dinler arası diyaloğun sembollerinden biri oldu artık bir dinin ibadet merkezinde başka dine ait bir ayin yapılması.

Videoda gördüğünüz üzere  ''camide ayin yapılıyor''.

İsterseniz bilmeyenler için  ''cami'' nin tanımını yapalım ;

Cami, Müslümanların ibadet için toplandıkları ve ibadet yaptıkları yere denir. İslam' ın bir simgesidir. Müslümanlarca  ''Allah' ın evi''  olarak da adlandırılır.


Yukarıdaki tanımda herhangi bir Hristiyan simgeye rastladınız mı canlar?

Hadi onu geçtim, lan cami dediğin yer namaz kılınan, dua edilen yer olum, ne işi var elin papazının, patriğinin bilmem ne bokunun camide lan?


Nasıl olur da sen bu adamlara, kendi ibadethaneleri dururken  ''gelin camide de ayin yapın''   dersin olum?


Oradaki imam buna nasıl izin verir?


Oradaki müezzin buna nasıl izin verir?


Oradaki halk, cemaat buna nasıl izin verir?


Nasıl ses çıkartılmaz?

Şimdi bir soru sormak istiyorum;

'' Dinler arası diyalog bu mu? ''

Hazır sormuşken devam edelim,

'' Peki diyalog tam olarak nerede?''

Bir papazın, patriğin gelip de camide ayin yapması dinler arası diyalog mu şimdi?


O zaman ben böyle diyaloğun ta ağzına sıçayım. O diyalogçuların da ağızlarına ayağımın dışıyla vurayım tamam mı ?

Oldu mu?

Hatta Hristiyan usullerine göre sıçayım hepsinin ağzına ki, ben de kıçlar arası diyalog diye bir şey başlatayım anasını satayım. Saçmalamak bedava.


O camiler ki yüzyıllarca içlerinde  ''Allah Allah '' ,  ''Muhammed Muhammed''  diye ezanlar, dualar, namazlar yankılanmış, bu uğurda yapılmış, bu uğurda mücadele verilmiş, şimdi ise yine o camilerimizde Hristiyan gavatları geliyor putperestliklerini yapıyor... Allah'ın evinde şirkin işi ne?

Helal olsun.

Adamlar senin Allah' a kulluk ettiğin yerde, gelip insanlara kulluk ediyor, putperestlik yapıyor, el yazması kitaplara iman ediyor, sen de  ''diyalog için  ğüğüğüğü :)))))))  ''  diye kıçını ikiye ayırıyorsun ya, helal olsun sana.

Fakat ciğerini söktüklerim, rezillik bununla sınırlı değil tabiki. Kalemiz dört bir yandan abluka altına alınmış. Maça 2-0 geride başlıyoruz ve rakibimiz de Barcelona. Adamlar sağlı sollu geliyor anlayacağınız.

Bir diğer video;

Camide ayinden sonra, kilisede ilahi..

Tabi monolog değil bu, diyalog. O yüzden sadece camide ayin yapmakla olmaz panpa, kilisede de bir şeyler yapmak lazım. Başlangıç olarak ilahi okumayı seçmişler. Bakın söylüyorum, yakında bu olay kilisede namaz kılmaya kadar gidecek. Yavaş yavaş zemini hazırlıyorlar.


Aradan 5-10 sene geçtikten sonra evinin yanı başında sadece bir cami değil bir de kilise olacak. Hatta bazı yerlerde de camiden çok kilise olacak ve zaten diyalog olduğu için(!), zaten hepimizin Allah' ı bir olduğu için(!),   ''ha cami, ha kilise''  diyecek milletimiz.


Evinin yakınında cami değil kilise varsa, kilisede kılacak namazını. Hristiyan da evine cami daha yakınsa gidecek camide yapacak ayinini. Hatta imama falan günah çıkartırlar artık ahahaha.


Cuma namazını kaçırdığın için kiliseye gidip, papaza günah çıkarabileceksin yani hehehe.

Anlayacağınız dinler birleşecek, Müslümanlar Hristiyanlaşacak. Messi karşı karşıya pozisyonda topu taça atacak.

Herkes sapıtacak anlayacağın hacı.

'' Hak ile batıl kesin bir çizgiye ayrılmıştır''  der   Kur'an.  Hristiyanlık ile Yahudilik arasında bir sürü ortak nokta bulabilirsiniz, çünkü ikisi de batıl dinler olmuştur artık. Fakat İslam, bu iki dinden kesin bir çizgiyle ayrılmıştır canlar.

Çünkü Hristiyanlık ve Yahudilik İbrahimi bir din olmaktan çıkmış, tamamen putperest dinler haline gelmiştir.


Çünkü Hristiyanların kutsal kitabı olan İncil,tahrif edilmiştir. İnsan eliyle yazılmıştır. İnsan ürünüdür. Adamın biri gelip kendi kafasından veya oturma organından bir şeyler yazmış oraya, ve millet de bunun arkasından gitmiş anlayacağın hacı.


Bir soru soram siz ciğersizlere ;

İnsan eliyle yazılan bir kitaba iman etmek, o insana iman etmek değil midir?

Peki bir insana iman etmek ve onun koyduğu kanunlara uymak, ona tapmak, putperestlik değil midir?

Peki İslam ile putperestlerin arasında ne gibi bir ortak nokta, ''bu türden'' ne gibi bir ittifak, ne gibi bir diyalog olabilir?

Anca şu olur bak ;

Bu olabilir, buna bir itirazım yok.

LinkLinkLink

Bizim laik halkımız, oturdukları siteye bir cami yapılmasına izin vermemiş. Fakat yine aynı laik(?)  halkımız, tam da cami yapılmasını teklif ettikleri yere bir kilise yapılmasına izin vermiş ve bununla gurur duymuş.

Adamsınız bee. İşte laiklik bu. İşte dinler arası diyalog bu.

Sonra ;

Yine Zaman' da çıkan bir haber. Diyalogtan Düğüne..

Ve başlık o kadar güzel ki, aslında kendi yediği bokun asıl rengini belli ediyor.

Diyalog ile düğünün ne alakası var di mi?

Öncelikle, İslam' da bir kadın gayrimüslimle evlenemez. Erkek Müslüman olmalı, kadın gayrimüslim olabilir ama. Kafanız karıştı di mü ehihi.


Şöyle ki, erkek etkileyen, kadın ise etkilenen konumdadır. Ayrıca erkeğin farklı bir dinden olması, kadın için kendi dinini tehlikeye atabilcek sonuçlar doğurabilir.

Neyse.
Lan burada zaten İslam' a aykırı bir durum var herşeyden önce. Sonra da, bu nikah  ''camide'' kıyılmış. Yani Hristiyan bir adam camide nikah kıyıyor. Vay bee, yürü kim tutar.

Sonra ise resimdeki başlık çok ilginç canlar;

''Hem Hristiyan, hem de Müslüman''

Lan hem Hristiyan, hem de Müslüman olunur mu olumm?

Vatandaşlık mı lan bu, çifte pasaport alınır gibi çifte dinli mi olunur anasını satayım.

Ya bunların beyinleri falan yıkanmış yeminle yaa, hipnoz falan edilmiş bu insanlar arkadaş.


Bakın, diyalog yapacaz diye dinimizden tamamen tavizler veriyoruz. Tamamen aykırı şeyler yapıyoruz. Diğerlerinin taviz vermesine gerek yok çünkü adamların dinleri, mezhepleri geniş. Kendi koydukları sınırlar etrafında dönen bir dinleri var.

Fakat biz kendi kafamıza göre şunu yaparım bunu ederim diyemeyiz, zira kuralları koyan biz değiliz..


Üç dinin bir araya geldiği bir proje, sapıklıktır.

Bu  ''tek bir din''  projesi sizce neyin projesi?


''Tek bir dünya devleti'' projesinin bir parçası olmasın?


''Tek bir ordu?''

''Tek elden yönetim?''

Tek elden yönetilen, tek bir ordusu olan, tek bir finans sistemi olan, ve ''tek bir dini '' olan bir dünya.

İşte siyonizmin ''tek'' amacı bu.

İşin bir de medya boyutuna göz atalım mı?

Stv dizileriyle başlayalım ;

Samanyolu Tv dizilerinde artık sıkça rastlanan görüntüler bunlar.  Adam hem namazlarını kılıyormuş, hem de pazar ayinlerine katılıyormuş.

Bak sen şu haylaza.

Sonra kendi kendine demiş ki ;  '' İsa peygamber de Allah' ın peygamberi, Muhammed peygamber de. İkisi de Allah' ın dinini bize anlatıyorlar.'' 

Ronaldo vurdu gol olduuuu.

Hee, oldu canım oldu, görürsem söylerim anam. Kuzum benim.

Lan angut, Hz. İsa ' ya inen dinde, şuan sizin yaptıklarınızın hangisi var olum?

Hz. İsa' ya inen kitapla şuan elinizde bulunan kitap aynı mı lan concon?

Hz. İsa mı demiş size  ''benden sonra bir din gelirse ona inanmanıza gerek yok, benim dinimde kalın pampişler '' diye lan?

Hz. İsa sizin günah çıkarttığınızı duysa ne der hiç düşündünüz mü?

Veya ona haşa  Allah' ın oğlu dediğinizi duysa?

Devam edelim anam STV' den ;


Aynı bokun laciverti bu da. Hatta sakal bırakmış, haç takmış olanı.

''Herkes kendi zaviyesinden Allah yolunda gidiyor '' muşş.

Bak sen yaaauuu, hıyarlar sizi.

Şunu bi düzeltelim önce panpalar, biz Müslümanlar Allah yolunda gideriz, Hristiyanlar ise  ''tanrı''  yolunda.

Bu ikisini kesinlikle ayıralım önce hacı.  Allah ve tanrı aynı şey değil yani.  Onların tanrı dediği şey etten buttan bir varlık gibi bir şey, çok da geniş mezhepli. Zira kendi yetkilerini papazlara devretmiş ve onların insiyatifine bırakan bir tanrı, bizim Allah' ımız ile asla ve asla bir tutulamaz.

Bir Hristiyan  ''Allah''  demez yani, onu anlatmaya çalışıyorum. Peki neden burada  ''Allah''  diye özellikle vurgulanmış?

Hristiyanların da bizimle aynı şeylere inandığımızı vurgulamak, aramızda  ''ittifak''  olduğunu aşılamak. Bu kadar açık ve net.

Yine STV' den devam edelim anam ;


Gayrimüslim biri ölmüş, bizim ufaklık da onu pek severmiş. Bak sen velete hele.

''Melek anneee, biz başka dinlerden olanlarla da cennette buluşabilecek miyiiiizzz?? ''  diye soruyor bizim bacaksız.

Melek anne de ne dese beğenirsiniz?

''Oğlum bak git! ''  diyo,  ahaha.

Kadının verdiği cevap şu ;  '' Allah yapılan iyilikleri karşılıksız bırakmaz.''

Ne anladınız şimdi?

Lan basbaya  ''buluşuruz tabi olom ''  diyo işte, kıvırtmayın anasını satayım. Hayır diyecek olsa basbaya hayır derdi, fakat lafı dolandırarak, biraz kelime oyunu yaparak, o mesajı vermek istiyorlar işte.

Yetmez anam devam edelim.

Sıra Trt 1 ' de ;

Bak bak baak. İmamla papaz, yahudiyle Arap sarılıyor. Eğer dinler arası projesi falan olmasaydı şuan gündemde, ben dahil kimse bu sahneye  ''diyalog propagandası''  demeyecek ve geçecekti. Olabilir, zıt insanların birbirlerine sonunda sarıldığını, aralarındaki savaşın bitmesini istediklerini temsil eden bir sahne olarak nitelendirilebilir.

Ama, fakat, lakin durum o değil canlar. Şuan Dinler arası diyaloğun tavan yaptığı bir zaman dilimindeyiz, ve sen kalkıp da ortaya böyle bir sahne koyarsan, mesaj yerine gider. Millet bunu o anlamda olmasa bile öyle anlar. Ki sanmıyorum bu sahnenin masum olduğunu ben.

Ki tek marifetleri de o değil TRT' nin ;


İşte bu da bir diğer diyalog propagandası. Hristiyan bir adam herkesin aynı tanrıya inandığı gibi cibi mavallar okuyor yine.

Hep aynı bok.

Sıçma şekilleri bile aynı yani, o derece.


Dinler arası diyaloğa Papa ve Hristiyanlar nasıl bakıyor acep?


Papa II. Jean Paul  '' Birinci bin yılda Avrupa Hristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya' nın Hristiyanlaştırılma zamanı! ''   diyor.



Ve bunu da herkesin duyup görebileceği yerlerde, toplantılarda, yazılarında falan söylüyor. Yani kimseden çekindiği falan yok adamın.

Aynı Papa II. Jean Paul ;

" Dinlerarası Diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme
amaçlı misyonunun bir parçasıdır. Karşılıklı bilgilenme ve anlayışı
zenginleştirme vâsıtası ve metodu olarak diyalog, misyona zıt
değildir. Esasen misyon ve misyonun şekilleriyle diyalog arasında
özel bir bağ vardır.Bu misyon aslında Mesih`i ve İncil`i bilmeyenlere ve
diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir."   


diyor.

Sonra,

Deniliyor. Banu Avar, sırf bu dinler arası diyalog hakkında Vatikan' ın, Avrupa' nın ve Hristiyanların neler düşündüklerini öğrenmek için Avrupa' yı dolaşıyor ve çok da güzel inciler topluyor.

O incilerin küçük bir bölümü ahan da burada ;


Belgeselin tamamını ve başka belgeselleri verecem zaten ciğersizler, boş vaktinizde izlersiniz.

Biz medya ile devam edelim anam. Bu kez de STV haber programına göz atalım cano ;


STV ana haber programı, Sultanahmet Camii' nin üzerine, camiden daha büyük bir haç koymaktan ve bunu milletin gözüne gözüne sokmaktan hiç ama hiç çekinmiyor. Yaptıkları dizilere de bakarsan, adamların tam olarak ne düşüncede olduklarını ve bu düşünce doğrultusunda haber ve televizyonculuk yaptıklarını görebilirsiniz.

STV, dinler arası diyalog propaganda kanalıdır. Şuanki en büyük misyonları budur. Gerek dizileriyle, gerekse haberleriyle bu misyonu izlemekte ve  ''misyonerlik''  yapmaktadır. Çok açık söylüyorum.


Tabiki bu misyonerliğe alet olan kanallar bunlarla sınırlı değil. ATV' de yayınlanan, hikayesini ve genel yönetmenliğini Mahsun Kırmızıgül ' ün yaptığı  ''Hayat Devam Ediyor''  dizisi de bu bokun içine girmiş. Tabi işin içinde Mahsun Kırmızıgül olunca, ben buna şaşırmadım, zira New York'ta Beş Minare ve Diyalog Misyonu yazımda bundan bahsettim.

Zaten dizide Hristiyan kızların, adamların olması kıllandırmalı insanı aga.


Olay tabiki sadece bu resimden ibaret değil gadasını aldıklarım. Sadece bu olsa zaten tutup da buraya koymazdım anasını satayım.

Bakalım neymiş işin aslı ;

Aslında işin aslı bu hakim bey.

Aslı' yı ilk gördüğümde başlıyor işin aslı.
Aslı birgün, benim acizane kaptan şoförlüğünü yaptığım 56 Şavrole taksiye biniyor,
Ve kiliseye diyor bana.

Ehehe. Tamam, yapmıcam.

Görüğünüz üzere sahne sadece kızın gelip kilisede dua etmesinden ibaret değil. Dahası var.

Video biraz macera filmi gibi olmuş, müzik falan, ama gösterilen şeye bakın siz canolar.

Kız kilisede  ''Müslüman gibi''  dua ediyor. Ellerini açmış falan. Bildiğiniz üzere Hristiyanlar ellerini birleştirerek dua eder. Sizce kockoca bir kiliseye gelen, dizisinde Hristiyan karakterlere yer veren ve Hristiyanlık hakkında da çekici bilgiler veren bir dizi yapımcıları, yönetmenleri bunu gözden mi kaçırdı?


Bilmeden mi yapıldı bu olay?

Kesinlikle hayır. Bu olay bilinçli yapıldı canlar. Çünkü dinler arası diyalogta, sürekli dinlerin ortak yönlerine vurgu yapılır, bunu unutmayın.

Sonra, öyle bir müzikle geliyor ki herif oradan;

Sanarsın birazdan arkadan Bethoven fırlayacak anasını satayım.

Önemli bir nokta da şu;


Arkadan papaz ve iki tane ufaklık geçiyor. Ve oraya özellikle zoom yapılıp, papazın söyledikleri halka dinletiliyor. Papaz efendi de  '' Tanrı sevgidir, sevgi de tanrıdır ''  gibi cibi laflar ediyor.


Vay anasını yaa. Valla ben de o kadar kiliseye gittim, gezdim dolaştım, fakat kalbim hiçbir zaman öyle bir başka falan çarpmadı. Aksine, ben Müslüman olduğuma orada şükür ettim lan. Kilisenin önünde bekçi olarak iki tane pankçı emo vardı anasını satayım. Ayrıca papaz falan görürüz diye ümid ettik ama, o adamın yüzünü gören cennetlik anasını satayım ahahaa, tam yerinde bir mecaz oldu.

Apaçık bir propagandaydı bu sahne. Zaten şuan içinde bulunduğumuz diyalog durumu göz önüne alınırsa, propagandanın daniskasıydı yani.

Kimse çıkıp da  ''Hristiyanları hiç göstermeyecez gardeeşim''  diye salak salak savunmalar yapmasın bana, eğer sen kendini bu misyonerliğe alet etmek istemiyorsan, evet yapmayacaksın. Peki yaptın diyelim, ulan neden sürekli bir Hristiyanları ve Hristiyanlığı övme hareketi içindesin?

Saçma yönlerini de göster?

Günah çıkartmayı göster de, bizim halk bi küfür döktürsün bu heriflere. Ama yook, illa güzel tarafları gösterilecek...

Lan şöyle bir heykele sahip olan bir diyaloğun nasıl parçası olur bir Müslüman ya?

Müslümanın aşağılandığı bir diyalog girişime nasıl katılır ve bununla gurur duyar?


Her arkamızı döndüğümüzde bizi sırtımızdan bıçaklayan bu adamlara nasıl olur da bu kadar taviz verirsiniz ?

Fakat durum değişti artık. Yeni bir çağ başladı artık. En dindar görünenin bile sapıklığa düştüğü bir çağ aldı başını gidiyor.


Şimdi diyaloğun ulaştığı çok önemli bir noktaya daha göz atalım ;


Diyalog ne demek bilmek istiyorsanız, bu videoyu izleyin ciğersizler.

Kilisede ezan okunuyor ve ezandan  ''Hz. Muhammed'in adı'' çıkartılmış.....

''Ezan-ı Muhammed'' ,  ''Muhammed' in ezanı ''  olarak bildiğimiz o ezan var ya hani, hah işte o,  ondan Hz. Muhammed' in ismini çıkartmış bizim sevgi kelebeği diyalogçularımız.

Bir kez daha helal olsun.

''Hepimizin tanrısı bir''  düşüncesi işte budur ciğerler. 


''Muhammed' e gerek yok ki, sen tanrı de o sana yeter :))))))))))'' 


İşte dinleri birleştirme çabası budur.  Sizlere 564894659562926542153  kez  tek bir devlet, tek bir millet, tek bir ordu ve tek bir  ''din ''  hedefliyorlar dedim ya ben, işte o plan yürürlüğe girdi. İşte şuan tam da bahsettiğim şeyi yaşamaktayız.


İslam tarih boyunca bu iki dinden ayrı durmuş, ve yıl olmuş 2012 bütün bu dinlerle birlikte anılmaya başlanmış. En büyük sorumlu kim?


Fethullah Gülen'in girişimleri, yorumları, konuşmaları, açıklamaları ve cemaati, ekibi, takımı, adamları, yandaşları, fikirdaşları. Kusura bakmayın, doğru söyleyen adam her zaman susturulur, ben çevremde ne zaman bundan bahsetsem susturmaya çalışıldım. Her zaman kendilerini haklı çıkaracak birşeyler uydurdular, fakat gerçek açık, net.

Ben Fethullah Gülen bunu bilerek ve isteyerek yapıyor ve Müslümanları Hristiyanlaştırmak istiyor demiyorum tabi, adamın içini bilemem. Fakat yaptığı herşey bu yoldadır. Bilerek veya bilmeyerek bu yola, bu projeye hizmet etmekte sevgili Gülen.


Artık, insanları namaza, kurtuluşa çağıran o ezan, yüzyıllarca kafirliğin yuvası olmuş ve hala da olmaya devam eden yerlerde okunmaya başlandı, ve hiçbir Müslüman çıkıp da  ''böyle saçmalık olmaz kardeşim''  demiyor.

Helal olsun.

Sizin gözünüz ne zaman bu kadar körleşti olum?

Kalbiniz ne zaman mühürlendi sizin?


Merak ediyorum, namaza davet olan ezan okundu kilisede de, namaz kılındı mı...?




Hz. Muhammed' siz okunan bir ezanın namazı kılınır mı peki...?

Sonuçta namaz Müslümanlara farz değil mi?

Sen Hz. Muhammed' in Allah' ın kulu ve elçisi olduğuna iman etmezsen Müslüman olabilir misin?

Müslüman değilsen ne diye namaz kılasın ki?

Tüm bu diyalog misyonerliği ülkeye ne gibi etki yapmış birlikte bakalım mı?

Let's  take a look ;

Bakın şu videoyu özellikle izleyin canlar ;


Sen kalkıp orada burada  ''Ehli kitapla bir sürü ittifakımız var, ortak yönümüz var, hepimizin Allah' ı bir ...''  gibi cibi konuşmalar yapar, bu fikirleri aşılarsan insanlara, o insanlar da gider, ahan da böyle Hristiyan olur panpa.

2+2=4


Yani   ''tamamen duygusal''  bir durum söz konusu. Adam resmen ''Hristiyan olmaları için insanlara para veriliyor ''  diyor lan.

Türkiye Anayasasında misyonerlik faaliyetlerinin yasak olduğunu biliyor musunuz?

Şuraya bakabülüsünüz ;   http://www.caginpolisi.com.tr/13/26-27-28-29.htm

Artık biliyorsunuz anam.





Diye insanlarını bir bir kandırırlar. Seni öyle bir kuşatırlar ki süt dökmüş kediye dönersin. Gördüğünüz üzere bu çocukların hepsi önceden Müslüman olan çocuklar. Sonradan gelip  ''iman etmişler''.


Alla hallaaaaa, bak seeen. Mesih dokunmuşmuş, lan Benjamin Franklin dokundu desene şuna anasını satayım.




3 yaşındaki çocuklar, kilisede ders alıyor yani.

Tabi, 12 yaşından küçüklere Kur'an öğretmek yasakken, 3 yaşında İncil öğrenmelerinin hiçbir sorunu yok...

Videoda gösterecek mi diye merak ettim, ki gösterdiler, bu işin içinde mutlaka bir yabancı vardır dedim ve olduğunu da yine gördüm.


Adam ta Montana' dan kalkmış, Diyarbakır' a  yüreğinde sevgiyle gelmiş. Hatta sevgi kelebeği olduğu için kendi kanatlarıyla gelmiş yani, o derece.

Bakın bu işler her zaman bir yabancı ile yürütülür. İşin ehli biri lazımdır çünkü. O misyonu yaymak için biri mutlaka gereklidir. Ve aksanına dikkat edin, sanarsın Montana' lı değil de Karagümlüklü anasını satayım.

Diyarbakır şivesi ile konuşması gerekmiyor mu bu adamın lan?

En azından bir doğulu şivesi ile?

Herif bildiğin İstanbul ağzıyla konuşuyor anasını satayım.

Yani ilginç şeyler bunlar.


Kiliseler yurdun dört bir yanına dağılmış.


Nerede kullanılmayan kilise varsa hepsi tamir ediliyor, onarılıyor ve hizmete açılıyor..


Bir kemalist olan Banu Avar bile şu durumu fark edebiliyor...


Müslüman topraklarda ayin yapmanın bir başka tadı olduğunu düşünenlerin  ''Türkiye''  sevgisi..


Müslüman olmak istiyenlere  ''hepimiz aynı Allah' a inanıyoruz''  mesajları günden güne yayılmakta...


Koskoca şeyhler papazlarla  ''diyalog''  yapmakta...


Birbirine karışmış inanışların, birbirine karışmış uygulamaları....


Kilisede kıyılıan nikahlar...

Üzerimize gelen yeni bir haçlı seferi...


Yeni Dünya Düzeni  artık masa üzerinden, sahaya indirilmiş, oyunlar sahnelenmiş, oyuncular seçilmiş... Herkes rolünü çok iyi oynuyor.


Planı yapanlar, olayları oturdukları yerden patlamış mısır seyrederek seyrededursun, planı yaşayanlar her şeyden habersiz, önlerine konulanı yiyor.


Yıllarca cami olan mekanlar, Müslüman topraklarda kiliseye dönüştürülürken, Müslümanlar televizyon seyretmektedir.

Hangi dizinin karakteri, hangi gece klubünde kiminle yakalanmıştır acaba?

Beren Saat gecede ne giymiştir?

Madonna konserde nasıl performans segilemiştir?

Evlilik programında hangi yaşlı dede gösterdiği servet karşısında bir kadın elde etmiştir?

Halk bunlarla ilgilenir. Çünkü televizyon bunu verir ona, medya insanların önüne bunları koyar. Tüm bunlara aykırı konuşan, ülkenin içinde bulunduğu tehlikeleri anlatan, herkesin inandığı şeyin aslında koca bir yalan olduğunu söyleyen hasbelkader birkaç medya yüzü de silinir gider, susturulur.


Afaroz edilir artık medyadan. Kimsenin kafasını gerçeklerle sıkmasın diye...

Ne kadar zıt görüşte olursa olsunlar, bazıları bazı şeyleri doğru söylediği için, bazıları, bu bazılarından asla hoşlanmaz..


Birileri en yukarıdan düğmeye basar,


Ve birşeyler sürekli  ''oluverir''.  Bazen çok alakasız gibi görünür, fakat hepsi aynı yol üzerinde gider, plan tıkır tıkır işler. En önemlisi, insanlar hala uyumaktadır.



Diğerleri bırak planı, birçoğu öyle bir düğmenin varlığından bile haberdar değildir. Bazıları ise farkındadır, hatta bizzat o düğmenin verdiği elektrik akımı sayesinde çalışır anca.


Her şey belli bir  ''düzen''  dahilinde, öyle  ''karmakarışık'' bir hal almıştır ki, Müslüman coğrafyasına kan kusturan, ülkeyi ve halkı sömürmekten başka tek bir niyeti bile olmayan bir insan, Müslüman coğrafyasına ait bir insanla el ele olabilir..


Daha birkaç yıl önce ortadoğuya   ''haçlı seferi''  düzenleyeceklerini dünyaya kendi ağzıyla söyleyen Bush, Müslüman liderlerle halka sevgi mesajları verir...


Kendilerine karşı tek direnecek toplumun Müslüman toplum olduğunu bilen küresel elit,  ''öyleyse İslam'ı yok ederiz''  düşüncesini yürürlüğe koyar, Müslüman ülkelerde yüzlerce kilise, binlerce ev-kilise, milyonlarca misyoner barındırır ve bunun adını  ''dinler arası diyalog''  koyar.


Fakat adam dağılımı  ''Pentagon'da, CIA'' de yapılır.


Dinler arası diyalog sadece Müslümanlığı tehdit eden bir unsurdur aslında. Bu kumar masasında kaybedecek taraf çoktan bellidir. Sadece oyunu oynayarak kaybettiklerine inandırmak kalmıştır..


Acaba Papa hangi din için bizlerle diyalog kurmak ister?


Yeni Dünya Düzeni  dünyayı kurtarmaya gelmiştir. Dinler arası diyalog da yine insanların refahı ve huzuru içindir.

Herkesin iyiliği, mutluluğu ve refahı içindir.


Sizce Yeni Dünya Düzeni  Afrika' ya da uğramış mıdır...?



Peki dinler arası diyalog Filistin' e ...?

Bu dediklerimizi önce onlar görsün de, biz şehirliler sonra da görmeye razıyız...

Konuyla ilgili belgeselleri de vereyim son olarak, izleyin boş bi zamanda ciğerini yediklerim.

Kedi canınızı sizin.

Belgesel var, video var, ortaya karışık koyuyorum hepsini, yeter ki birşeyler bilin parantez bacaklılar.


Banu Avar' dan, çok güzel,  tavsiye ederim;


Gerçekten çok iyi araştırılmış ve gerçekten izlenmeye değer bi belgesel canlar.


Kadir Mısıroğlu' ndan ;




Cübbeli Ahmet Hoca' nın, o meşhur videosunu da koyam istedim canlar. Bildiğiniz üzere bu konuşmadan bir süre sonra kendisi tutuklandı.

Olur öyle.

Tutuklarlar.

İlginç olaylar bunlar yani.
Hadin eyvallah.