18 Mayıs 2013 Cumartesi

YAHUDİLİK, MİTOLOJİ VE PAGANİZM III



Yanı başımızdaki Suriye'de, Filistin'de binlerce insan ölürken ağzını dahi açmayan, fakat köpekler sokaklardaki insanları acımasızca ısırır, onları kovalar ve gece gündüz havlayarak uykularından ederken, Taksim'de toplanıp ''hayvan haklarıııııı''  diye bağıran, sonra da gidip timsah derisi ayakkabı, kaz tüyü kürk alan insanlarla aynı havayı soluyan tüm ciğersizlere selam olsun.


İlk iki yazıda daha çok Yahudiliğin inanç esasları üzerinde durmuştuk. Bu yazıda mitolojik ve paganist ögeleri konuşacağuk inşaallah.


Yahudiliğin içindeki mitolojik ve paganist ögeler, Hristiyanlıktaki ögelerden çok daha farklıdır. Hristiyanlığın içindeki temel mesaj ''Tanrı, oğlunu tüm insanlık için gönderdi''  iken, Yahudilikteki temel mesaj ''İsrailoğullarının tanrısı, peygamberleri ve kralları yalnızca İsrailoğulları için göndermiştir''  şeklindedir. Milli bir din, milli bir tanrı.


Sanırım bu yüzdendir ki, asla bir Yahudi'ye evrensel bir mesajdan bahsedemezsin. Onlarla konuşamaz, kendini anlatamazsın. Zira yeryüzündeki ırkçılık bir Yahudi icadıdır. Ve şuan en şiddetlisini de yine onlar uygulamaktadır. Tabi yine belirteyim, her toplulukta olduğu gibi Yahudilerin de iyi olanları mevcuttur, bizim buradaki Yahudilerden kastımız Siyonist Yahudilerdir. Siyonizme karşı olan Yahudi de vardır, Müslüman olan Yahudi de..


Konu tüm dinlerin harmanlanıp, birleştirilmesi iken, bu görevi yürütenlerin kullandıkları ve reklamını yaptıkları şey her defasında  ''üç din de ilahi ve İbrahimi dindir, o halde gelin birleşelim'' fikridir.


Fakat aslında en büyük yalan buradadır. Zira ne Yahudilik, ne de Hristiyanlık ilahi veya İbrahimi bir din değildir. Kur'an ''Allah katında tek din İslam'dır''  derken, diğer dinlerin ilahi ve İbrahimi olduğu nasıl savunulabilir?


Nasıl mı?
Tek bir şekilde ; Art niyetle.


Çünkü ne Kur'an'da ne de herhangi bir İslami kaynakta İbrahimi dinler diye bir ifade asla yoktur. Fakat nedense, dinlerin ortak yönlerinin yalan yanlış reklam yapılmasıyla birlikte ortaya çıktı ve kullanılmaya başladı bu ifadeler.


Gelin yine öyle olmadıklarını, bilakis Allah'a ve peygamberlerine iftiralar düzen insanlar olduklarını kanıtlayalım ciğerler.. Ve de tabi ciğersizler.


Yahudilerin neden tüm dünyayı sömürdüğü ve kan döktüğünü anlamak için tahrif edilmiş Tevrat'a bakalım ;

Ben dedim : Siz ilahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız. Kalk ey Rab! Yeryüzüne hükmet!  Mezmurlar 82/6-8

Ve dedi : Artık sana Yakub değil, İsrail denilecek ; çünkü tanrıyla güreşip yendin.    Tekvin 34-28


Tevrat'ın kendisinden anladığımız kadarıyla, Yahudilerin taptığı tanrı baya baya senin benim gibi yorulan, dinlenen, uyuklayan, sümüğünü koluna silen ve arada burnunu karıştıran bir tanrı.


Yani oldukça insansı özelliklere sahip. Bu özelliklerden birisi de miskinlik yapması. Zira okuduğunuz gibi kulları, tanrılarına  ''kalk ey Rab!''  diyebiliyor. Bu arkadaşlar nasıl bir tanrıya inanıyorsa artık, o tanrı yeryüzünü yönetmediği ve tembellik ettiği için kullarından azar işitiyor, diğer bir deyimle söylersek fırça yiyor.

seni komik şey seni
Lan madem bu adamın tanrıyı güreşerek yendiğine inanıyorsunuz, ne diye o tanrıya tapıyorsunuz anasını satayım? Mazoşist misiniz lan siz? Sabahları Pepe mi izliyosunuz anlamadım ki ben sizi.
Yani birine tapacaksan, bari güreşi kazanana tap anasını satayım. İki yiğit çıktı meydanee, her biri birbirinden merdanee.


Sonrası da bir o kadar ilginç. Yakub, tanrıyla güreşiyor ve onu yeniyor. Bu yüzden de ona ''tanrıyla güreşen'' manasına gelen ''İsrail'' adı veriliyor. Fakat bu konuda da ilginç birkaç saptamam olacak. İsrail, tanrı yolunda anlamına gelirken, Yahudilerde bu ''tanrıyla güreşen'' anlamına gelir. İsra ; güreşmek, el ; tanrıdır.


Fakat İsrail kelimesi gerçekten tanrıyla güreşen anlamında olsaydı, Kur'an'da bu kelime kullanılır mıydı? Sizce Kur'an ''tanrı yolunda olan adamın oğulları'' tabirini mi kullanmıştır, yoksa ''tanrıyla güreşen adamın oğulları''  tabirini mi?


Cevaba lüzum yok. Zira Kur'an, Maide suresi 13. ayette çok açık bir şekilde Yahudilerin kelimeleri yerinden kaydırdıklarını, onların anlamlarını değiştirdiklerini söyler. Bu kelimenin de anlamını değiştirerek, hem Hz. Yakub'a iftira atmış, hem kendi inandıkları tanrıyı küçük düşürmüş, hem de gerçek yaratıcı olan Allah'a da hakaret etmiş ve şirk koşmuş olurlar.


Daha en başta sıçmış bir millettir bunlar. Sonrası ise sıçtı balık yan gider..

ben seçilmiş milletten olduğum için bu kadar yakışıklıyım agaaa
Daha sonra yine Tevrat'ta, inanılmaz bir kendi soylarının tarihini anlatma faaliyetini görürsünüz. Yani evrensel insanlık, cennet cehennem, insanları yaratıcının yolundan saptırmaya çalışan bir şeytan figürü nedense çıkmaz karşımıza. Sürekli olarak israiloğulları'nın başlarından geçen hikayeler üzerine kurulu bir tarih kitabıdır. Ve yine ilginç olan şudur, atalarının tarihte yaptığı katliamlar anlatılırken bunu ''tanrının emri'' olarak yaptıklarını ve bunun kutsal bir görev olduğu yazar muharref Tevrat!ta.

Let's take a look ;

Musa şöyle dedi : İsrail'in tanrısı Rab diyor ki ; herkes kılıcını kuşansın. Ordugahta kapı kapı dolaşarak kardeşini, komşusunu, yakınını öldürsün.

Levililer Musa'nın sözünü yerine getirdiler, o gün halktan üç bine yakın adam öldürüldü.   Çıkış 32/ 27-28


Sizce bu bir peygamber sözü müdür?
Sizce yaratıcı böyle bir emir verebilir mi?
Yoksa bu, Yahudilerin, kendi cinayetlerini ve katliamlarını mübah, maruz göstermek amacıyla yaptıkları bir tahrifin ürünü müdür?


Tabi olayın ilginç yanı bu kadar değil, macera devam ediyor ;

Musa ; ''Bugün kendinizi Rab'be adamış oldunuz'' Herkes öz oğluna, öz kardeşine düşman kesildiği için Rab sizi kutsadı.   Çıkış 32/ 29

Ertesi gün halka ; ''Korkunç bir günah işlediniz'' dedi. ''Şimdi Rab'bin huzuruna çıkacağım, belki sizi bağışlatabilirim.''     Çıkış 32/30


Haydiii... Al bi de burdan yak sadrazamım ikrammm...

Bir peygambere herhalde anca bu kadar hakaret edilebilir ciğersizler. Kendi kitaplarıyla, inandıklarını söyledikleri peygambere etmedikleri iftira ve atfetmedikleri şarlatanlık kalmadı anasını satayım. Biz desek kafamıza bomba atarlar.

Gazze
Şuan ellerinde bulunan Tevrat işte böyle saçmalıklar, çelişkiler, aptallıklarla dolu bir kitaptır. Bu kitabın insanlar tarafından kasıtlı olarak değiştirildiği hem görüldüğü üzere aşikardır, hem de zaten Kur'an'la sabittir.


Tevrat soya, ırka inanılmaz derecede önem vermiştir. Tüm peygamberlerin uzun uzun soy öbekleri yazılıdır. Çünkü tarihteki en büyük ırkçılığı yapan her zaman, tam da bu sebepten dolayı Yahudilerdir. Irkçılığın yeryüzündeki yegane kalesidir Yahudiler. Irkçılığın mucidi bizzat onlardır. Hatta ne manidardır ki ateizmin kurucusu olan Charles Darwin de bir Yahudidir ve ''ırkçı''dır.


Gördüğünüz gibi modern ulus devletlerinin ortaya çıkmasının temelindeki, sözde milliyetçilik asılda ırkçılık anlayışı bizzat Darwin'e ait. Ve Darwin'in bir Yahudi olduğunu hatırlarsak, burada bahsettiği üstün ırk kimler ola ki...?


Bu da Tevrat'taki ırkçılığa bir örnek ;


Diğer bir konuya değinecek olursak, bu kitap sürekli olarak yapılan katliamlardan bahseder ;

Siz Rab'bin oğullarısınız. Rab'biniz tüm ırklardan üstün olarak sizi seçti.  Tesniye 14-2

Bütün İsrail, kente geri döndü ve ahalinin hepsini kılıçtan geçirdi. O gün erkek ve kadınlardan öldürülenler on iki bin kişiydi.   Yeşu 8-24

İsrailliler kenti ele geçirdiler. Kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa hepsini kılıçtan geçirerek yok ettiler. Sonra kenti içindekilerle birlikte ateşe verdiler.   Yeşu 6-1

Ve Yeşu tüm diyarı ve tüm kralları vurdu. İsrail'in Rab'binin emrettiği gibi arta kalan kimseyi bırakmadı, nefes alan her şeyi yok etti. Ve Gazze'ye kadar tüm diyarı parçaladı.   Yeşu

....

İsrailoğullarının gurur duymaları gereken ataları sürekli yaptıkları katliamlarla resmedilir ve yükseltilir. ''Atalarınız tanrının istediğini yaptı ve herkesi öldürdü, bu yüzden onlar yüce kılındı.''  mesajı, Tevrat'ın temelini oluşturuyor gördüğünüz gibi. Ve maalesef hiçbir hümanist mesaja rastlanılmıyor bu kitapta, sürekli astık kestik, tecavüz ettik temaları işlenmiş.

geçmiş zaman
Şöyle sorayım sizlere, kutsanmış olduğunu düşündükleri atalarının onları sürekli kan akıtmaya teşvik etmesi, bugün yapılan zulümlerin en büyük ve net açıklaması değil mi?

şimdiki zaman
Tabi bu kitapta sadece atalara özendirme söz konusu değil, iş onunla bitmemiş. Çok açık ve net bir şekilde ''katliam emri''  var Tevrat'ta ;

Başan'ın besili hayvanlarının etini yeyip, kanını içer gibi yiğitlerin etini yiyecek, dünya önderlerinin kanını içeceksiniz. Sizin için hazırladığım kurbanlardan doyana dek yağ yiyeceksiniz, sarhoş oluncaya dek kan içeceksiniz. Soframda atlardan, atlılardan, yiğitlerden ve her türlü askerden bol bol yeyip doyacaksınız. Egemen Rab böyle diyor.         Hezekiel 39/18-20


Ve Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin. Ancak kadınları, çocukları, hayvanları ve şehirde olan her şeyi , bütün mallarını kendin için çapul edeceksin. Ve Rab'bin sana verdiği düşmanlarının malını yiyeceksin. Bütün şehirlere böyle yapacaksın. 

Rab'bin sana verdiği bu kavimlerde nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın.  Toprakların üzerindeki herkesi, tanrınızın emrettiği gibi tamamen yok edeceksin.   Tesniye 10-17


Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek.   İşaya 13-15


Tanrınız Rab'bin elinize teslim edeceği halkların tümünü yok edeceksiniz. Onlara acımayacaksınız.   Tesniye 7-16



Onların her şeyini tamamen yok et, erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.      I. Samuel  15-3

Ele geçirilen herkes kılıçtan geçirilecek, bedeni delik deşik edilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak. Evleri yağmalanacak ve kadınların ırzına geçilecek.    Yeşeya 13-16


Bu kutsal emirlerin sonucu da şudur ;



Yani İsrailliler, Filistinli Müslümanları öldürerek ''ibadet'' ettiklerine inanıyorlar. Atalarının yaptıkları katliamlar
onlar için rol modeli, ve şuan aynısını yaparak kutsal görevlerini yerine getirdiklerine inanıyorlar. Öle yok televizyonda katliam diyorlarmış, yok insan haklarıymış, demokrasiymiş falan zerre kadar umurlarında değil. Adamlar Yahudi olmayanı hayvan görüyor olum, Darwin de aynı şeyi söylemedi mi? Onlar maymundan, vahşilerden farksızlar demedi mi? Seni hayvanlardan farksız gören adam sen öldün diye üzülecek mi anasını satayım..

Ayrıca Darwin, insanlara maymun olduklarını kabul ettirmedi mi?
Yahudi olmayanlar onlar için maymundan farksızdı, ve bunu felsefe yoluyla insanlara bizzat kabul ettirdiler.



Şöyle bir insanın eline dünyayı yönetme gücü verirsen sence ne yapar?

Tüm dünyayı köleleştirir elbette. Herkesin kendisine hizmet etmesini sağlar. Ülkelerde patlamalar yapar, insanları harcar, kardeşleri birbirine kırdırır, bir düşünce tezi ortaya atar, insanları bu teze inandırır, onları böler, her iki tarafı da silahlandırır, Türk'e Kürt'ü, Kürt'e Türk'ü kötüler, din kardeşlerinizin dertlerini size unutturup sizi televizyon dünyasının sanal hayatına çeker, yediğiniz yemeği, içtiğiniz suyu ve emeklerinizi sömürür, dünyaya demokrasi getiriyoruz diyerek onlara kendi diktatörlerini seçme hakkından başka bir şey vermez, dünyada kimsenin açlıktan ölmeyeceği bir doğal düzen varken, her gün açlıktan binlerce insan öldürür, yanlış aşılama nedeniyle binlercesini daha öldürür...


Yahudilerle ilgili anlamamız gereken bir şey daha var. Onlar da Tevrat'ın insanlar tarafından yazıldığını bilirler. Tanrının verdiği mesajlara ekleme ve çıkarma yapıldığını da. Zira Musa'ya verilen 10 emir ve ilahi mesajlar, kitapta aynı şekilde yer alıyor olsa idi şöyle bir yazının olması mümkün olmazdı ;

''Rab'bin kulu Musa orada, Moab diyarında öldü.Ve Rab onu gömdü, fakat kabri nerede kimse  bilmez. Musa, öldüğünde 120 yaşında idi.''      Tesniye 34/5-8


Şuanki Tevrat, Musa'ya inen kitap olsaydı, Musa'nın ölümü yazmazdı. Çok açık bir şekilde, Hz. Musa öldükten sonra kitap yazılmaya devam edilmiş. Tabi İsrailoğulları'nın ne derece sapkın olduğunu hatırlarsak, o kitaba hangi amaçlarla ekleme-çıkarma yaptıklarını da anlayabiliriz.


Bu sapkınlığa dair şu örnek çok açık bir kanıt olacaktır ;
Hz. Musa, Kızıldeniz'i yarıp İsrailoğulları'nı karşıya geçirdikten sonra bir yerde konaklarlar. Daha sonra Hz. Musa, 10 emri almak için kısa bir süreliğine İsrailoğulları'nın yanından ayrılır. Ve on dakika önce denizi ikiye yarma mucizesine şahit olan İsrailoğulları, Hz. Musa yanlarından ayrılır ayrılmaz bir buzağı yapar ve ona taparlar. Bu mucizeleri dağa göstersen yerinden oynar. İşte tam da bu yüzden Yahudiler lanetlenmiştir.


Ve kendi yaptıkları bu sapıklığı Hz. Harun'un yaptığını söyler Tevrat;


Fakat Kur'an Hz. Harun'u aklar ;


Gördüğünüz gibi Hz. Musa bile bu insanlardan bıkmış usanmıştır.


Hz. Lut'a da iftira atmaktan geri durmamış bizim Yahudi pampişler ;



Yahudilerin kendilerine verileni değiştirdiği Tevrat'ta da geçmekte zira ;

Yeremya şöyle dedi ; ''Rab'bimizin sözlerini değiştirdiniz.''     Yeremya 23-26



Kur'an'da bu konu üzerinde birçok kez durulmuştur ;



İnanç sistemi böyle temeller üzerinde dayalıdır;

Tanrı yalnızca Yahudilerin tanrısıdır.
Yahudiler tanrının halkıdır.
Yahudiler tanrının oğullarıdır.
Tüm Yahudi olmayanlar, Yahudilere hizmet için yaratılmıştır.
Eğer hizmet etmeyi reddederlerse onları öldürmek sevaptır.
Peygamberler yalnızca Yahudilere gönderilmiştir.
Tanrı Kudüs ve çevresini, Fırat'tan Nil'e kadar Yahudilere vermiştir.
Eğer Yahudi toprakları üzerinde başka halklar varsa, onların hepsini öldürmek Yahudilerin görevidir.
Mesih kralları için gerekli olan tapınağı, o gelmeden yapmalıdırlar.
Yahudi olmayanlar hayvanlardan farksızdırlar.




Bu inanç sistemine tabi olmak, bir seçimden çok bir ruh hastalığıdır. Ve ne acı halimize ki dünya ekonomisinin sahibi Rothschild ailesi bir Yahudi ailesidir. Dünya siyasetini düzenleyen aile Rockefeller ailesi de yine Yahudidir.


Ama tarih boyunca hep gücü ele geçirmişler şimdiki gibi, ve her seferinde tüm dünya kendilerine karşı bilenmiş ve onları sürgün etmiştir. Şuan ellerinde bu gücü bulundursalar da, yarın başlarına gelecek şey yine aynıdır.



Yazının asıl konusuna gelirsek, sizce bu Yahudilerle aramızda ortak yönler olduğunu düşünmek, onlarla aslında bir Allah'a inandığımızı söylemek, amentüde ittifakımız var demek, Allah'ın lanetlediği, ''onlara güvenmeyin'' dediği topluma güvenmek, seni hayvan olarak görenlerle dostluk etmek ne kadar doğru...?