26 Eylül 2012 Çarşamba

NİKOLA TESLA VE KURU BİR TEŞEKKÜR


Nikola Tesla

Selam ciğersizler. Bu yazıda Nikola Tesla abimizden bahsedecem. Tabi bizler sadece okul kitaplarının bize anlattığı şeylerle sınırlı olan bilgi dağarcığına sahip olduğumuz için, çoğu kişi  '' o kim yua'' falan da demiştir Tesla için.

Bu tıpkı resmi yerlerde, kitaplarda veya uyarı notlarında yazan her şeyin doğru olduğuna hiç şüphesiz inanmak ve itaat etmek gibidir aslında ciğerler. Yani  '' bir yerde yazıyorsa, mutlaka doğrudur''  mantığı.


Örneğin bu tıpkı, İETT otobüslerinin ön kapısında  ''binilir'', arka kapısında da ''inilir''  yazması gibidir. Normal bir adamsan eğer, baktın herkes önden biniyor, sen de binersin anasını satayım.  ''lan herkes burdan biniyosa bu işte biş iş vardır''  deyip arkadan binmeye yelteniyorsan şayet, normal bir insan değilsin arkadaşım. Böyle adamlar için akbil aletinin üzerine  ''basılır'',  demirlere  ''düşmemek için tutulur,  oturaklara da  ''oturulur''  yazılması lazım aslında.


Yine, bu tıpkı, İETT otobüslerinin hemen girişinde  ''şoförle konuşmak kesinlikle yasaktır''  yazması gibidir. Normal bir adamsan  ''lan ne konuşcam elin şoförüyle''  der, akbilini basar ve geçersin. Yani evden,   ''ben bi Kadıköy-Mecidiyeköy hattında muhabbet edip geleceem''  mantığıyla çıkan mı var?


Bu ve bunun gibi yazılar ve uyarı notları, insanlara ne derece salak muamelesi yapıldığının kanıtıdır. Okul kitapları da bunun gibi boş ve gereksiz bilgilerle doludur işte. Sana hayatınında kullanabileceğin değil, birilerinin kullanmış olduğu bilgileri verirler. Ve o birileri bunları kullandıysa, mutlaka herkes kullanmalıdır mantığını aşılarlar. Tek tip bir toplum yetişir böylece. Düşünce üretmeye değil ; tüketmeye, var olan düşünceye itaat etmeye ve bunu kabul etmeye zorlarlar seni. Okuldan eve döndüğünde, her öğrencinin elindeki bilgi ve çıkarım aynıdır.


Tarihteki en büyük mucitlere ve en zeki adamlara bakın, neredeyse hiçbiri okula gitmemiş. Hatta Akıl Oyunları filminde John Nash' i canlandıran Russell Crowe şöyle demişti, yani aslında John Nash demişti hihi ;


'' Okul insanın beynini köreltir, yaratıcı düşünceyi engeller.''      

Ol rayt?


Okulda sana  ''üret''  demezler,  ''üretilmiş olanı öğren, bu sana yeter''  derler.  ''Kendi hikayeni yaz''  demezler,  ''yazılan hikayeleri ezberle ve baş karakterlerin karakteristik özelliklerini anlat yüee ''  derler.  ''Kendi şiirini yaz''  yerine,  ''şair burada ne demek istemiş, kimse seslenmiş''  diye sorarlar. Lan bana ne, adam kime seslenmişse seslenmiş. Bu adamların çoğu sevdiği kızdan yüz bulamayınca şair oluyo zaten, bana ne hangi kıza ne gibi sapıklıklar beslediğinden, çöpçatanlık mı yapacam sanki hacı?



'' Bir ekonomik tetikçinin itirafları'' nı izledim geçenlerde. İki tane de kitabı çıktı, John Perkins adında bir adam anlatan. Ve dünyayı yöneten  ''küresel bir çete'' den bahsetti John Perkins. Sadece evlerinde oturup televizyon seyreden, ve önüne koyulanı yiyen insanların aslında  ''modern kölelik''  sistemindeki  ''köleler''  olduklarını söyledi. Ve bunu söyleyen adam Dünya Bankası ve IMF' de yıllarca en üst düzeyde görev yapmış bir adam.

İlginç di mi.
John Perkins
Ve tarih, onların öğretmek istediklerinin dışında hiçbir şey öğretmedi bizlere bugüne kadar. Köleliğin kalktığını düşünen bizler, evlerimizde bacak bacak üstüne atıp televizyon izleyerek, hayatımızı fast food'larla ve partilerle geçirerek, onların bize sunduğu sanal özgürlüğü kabul etmekle kalmıyor, bunu sevdiğimizi haykırıyoruz.

Ve bi konuda dürüst olalım ; işlerini iyi yapıyorlar.


Neyse, bu kadar edebiyat yeter ciğersizler. Şimdi konumuza, Tesla abimize dönelim.

Sizlere 20. yüzyılı bu adamın icat ettiğini söyleyebilirim. Bana göre dünyaya gelmiş en büyük bilim adamıdır kendisi. Bugün elektik üzerine kurulu bir dünyada yaşıyorsak eğer, bunun mucidi Nikola Tesla 'dır. Evindeki televizyondan, radyodan, kullandığın elektrikten, uzaktan kumandadan tut, iyonosferi kullanmaya kadar bütün icatlar bu adama aittir.


Hayatımızda kullandığımız neredeyse her elektronik ürünün sahibidir, atasıdır Tesla. İnsanlığa daha kolay bir hayat sunabilmek için yapmadığı bir bok kalmamıştır bu abinin.


 Hayatını biraz araştırırsanız, bu adamın ne derece sıradışı biri olduğunu anlarsınız. Nefes aldığı her anı birşeyler keşfetmekle geçiyor adamın. Ve onun makalelerinden, konuşmalarından alınan fikirler, bugün hayata geçirirlen birçok şeyin temelidir.


Bize elektrikli bir yaşam sunmuştur.

Tesla 'ya  ''Elektro Adam'' ,   ''Şimşeklerin Efendisi''   gibi birçok isim  verilmiştir. Her birini de hakeder yani. Ama bugün sokaktan geçen 10 kişiden 9'u,  bırak Tesla 'nın deneylerinden haberdar olmayı, adını bile duymamıştır, zira insanoğlu önüne konulanı yer her zaman, araştırma yapmaya alerjisi vardır.. Eğer işin sonunda bir kızı yatağa atmak yoksa, onunla zaman kaybetmek istemezler.


Şimdi öncelikle Tesla 'nın hayatını ufaktan bi inceleyelim.

Tesla abimniz 1856 yılında doğmuş, annesinin adı adı Zübeyde Hanım, babasının adı Ali Rıza Efendi imiş.

Tabiki böyle şeylerden bahsetmeyecez anasını satayım, bizi ilgilendiren bu adamın bilimsel hayatı, deneyleri ve icatları, hangi okula gittiği, tuvalette ne kadar kaldığı veya anaokul öğretmeninden kaç posta dayak yediği bizi ilgilendirmiyor.


Şöyle başlayayım, bugün kullandığımız neredeyse tüm elektrikli aletler Tesla abimizin doğrudan veya dolaylı yoldan icatıdır. Birçok şeyi kendisi icat etmiş ve patentini almış, birçok şeyi sadece başlangıç aşamasında bırakmış, birçok şeyi ise sadece düşünce aşamasında bırakmıştır.


Şuradan hayatına ulaşabilirsiniz mesela.  Tabi burada tüm icatlarından falan bahsedilmiyor. Bunlar sadece resmiyete dökülmüş olanlar. Birçok kişinin bildiği ama özellikle Amerikan hükumeti tarafından reddedilen bir ''gemi deneyi''  var ki, bu bence bu adamın ne kadar psikopat olduğunun kanıtı.

USS Eldridge Gemisi

Philadelphia Deneyi adıyla bilinen bu deneyde, bir yük gemisi birkaç saniye içinde yaklaşık 600 km kadar yol almış ve tekrar geri gelmiştir. Amerikan hükumeti tabiki bunu da yalanlamıştır. Ama olaya katılan veya şahit olan bazı askerler bu deneyi doğrulamıştır.


Adam daha 1900'lü yılların başında bildiğimiz adıyla  ''ışınlanma'' yı bulmuş lan. Biz hala  ''lan ışınlanma diye bişey var mıdır beaa''  diye soruyoruz anasını atayım.


Tüm bu deneyler ve icatlar, Tesla' ya  hatırı sayılır hiçbir maddi kaynak sağlamamış. Hayatı sürekli zorluklarla geçmiş herifin. Cuma namazlarında cami kapılarında falan dilenmiş bi süre yani, o derece.


Bizim Thomas Edison - Ampulü Bulan Adam olarak bildiğimiz bu herif, Tesla' nın dehasını kendi çıkarları içi kullanmış zamanında. Herifi eşşşek gibi çalıştırıp, parasını falan vermiyormuş bu insancık, Tesla abimiz de Cesur Yürek' teki William Wallace misali  ''özgürlüüüüüüüüüüüüüükkkkkk'' diye celallenerek, artık kendi başına çalışmaya başlamış.


Hatta Edison, Tesla'ya kendisi için çalıştığı ve işine yaradığı takdirde kendisine 50 bin dolarlık bir ikramiye vereceğini söyler. Bizim saf ve gariban Tesla Abimiz de, eşşek gibi çalışır ve Edison için birçok alet yapar. Tabi tüm bu aletlerin patentlerini de Edison alır.



Tesla işini yaptığını ve kendisine vaad ettiği 50 bin doları ister, fakat Edison denilen herüf  ''Tanrı aşkına, dalga geçiyor olmalısın, Amerikan mizah anlayışını hiç öğrenmemişsin adamım yee yoov madafaka ''  falan der ve Tesla abimizin hak ettiği paranın tek kuruşunu vermez.


Çok adice di mi.


Tabi Murat Bardakçı gibi zihniyetler de, millete kendisini tarihçi olarak tanıtır, fakat tarihten anladığı sadece bir devletin kuruluşu ve yıkılışı olduğu için, bu tür konular hakkında hiçbir bok bilmez ve  ''Edison cennete gidecek mi? ''  diye, fazladan geri zekalılık ürünü sorular sorarlar. Bu tür adamlara  ''Osmanlı'da Sex''  de, ağızlarından salya sümük saçarak her boka yorum getirirler ve kendilerini  ''tarihin bilinmeyen yüzlerini anlatan adamlar''  olarak görürler.

Sizin tarih pörsümüş be anam.

Edison'un çocukluğu
Bu yüzden, 7 saniyenizi ayırın ve Şaban abimizin Edison' a ne dediğini izleyin canlar.

Edison conconu
Yine bizlere anlatıldığının aksine, ampulü Edison falan icat etmemiştir ciğersizler. Bunu en basit olarak vikipedi sayfasında bile görebilirsiniz. Humphry Davy adında bir İngiliz mucit,  daha 1802' de bulmuş ampulü. Daha sonra da, 1878' de Joseph Wilson Swan karbon filamanlı ampulü bulmuş. Fakat bizim  ''ampulü bulan edaam  '' diye bildiğimiz Edison denilen kımıl zararlısı, 1880 yılında  ''bulmuş'' ampulü.

Humpry Davy                     Joseph Wilson Swan
Tarih çok acımasız di mi.

Hele bir de tarihi kendi istedikleri şekilde değiştiren adamlar varsa, daha da acımasız gelir insana..

Devam edelim gadasını aldıklarım.

Tesla ' nın en büyük ve en ünlü eserlerinden biri alternatif akımdır, yani şuan kullandığımız elektrik. Edison ise daha önce doğru akımı bulmuş ve bunun kullanılmasını öngörmüş, fakat Tesla 'nın alternatif akımı, doğru akımın pabucunu dama atmaya başlamış zamanla. Çünkü bu akım çok daha kullanışlıdır canlar.


Örneğin,

 Bu, bir '' doğru akım'' kablosudur.


 Soldaki ince, bakır tel de bir  ''alternatif akım''  kablosudur canlar.


Yani, ve ikisinin de kullanım alanları aynıdır. Edison elektrik vermek için, dedemin takkesi kadar büyük bir alet kullanılmasını istiyorken, Tesla abimiz güçcücük bir tele sıkıştırıvermiş onca elektriği..


Beyin bedava.

Direct Current, yani doğru akımın şehre elektrik verebilmesi için gerekli olan elektrik direkleri ve kablolarından, kimi zaman güneş bile görülemiyormuş canlar. Yani sokakların, caddelerin şu resimdeki olduğunu düşünsene lan. Sanarsın zaman makinesinin altındasın ve her an karşına Roma gladiatörü çıkabilir, örneğin Spartacus ehehe.


Yani, eğer Edison'un bulduğu doğru akımı kullanıyor olsaydık, hayat çok daha çekilmez olacaktı ciğerler bunu demek istiyorum.


Alternating Current, yani alternatif akım da işte bu kadar kullanışlıdır. 989592 kablonun görevini tek bir kablo görür.


Doğru akım bu şekilde bir çember oluştururken, 


Alternatif akım sadece tek geçitle elektron akışı sağlar ciğerler.

'' kamil nerdeyiz olum biz, bi bok anlamadım''  diyen arkadaşlar için şöyle anlatayım ;


Halı sahada maç yapıyorsunuz, artık son dakika ve herkes yorgunluktan ölmüş durumda. Bırak rakip sahaya depar atmayı, maç bittiğinde sahadan çıkacak halin yok. Fakat maç berabere. Top tam orta sahada sana geliyor, ve kale de boş.. Fakat  koşacak halin yok, o golü atmazsan da maç uzayacak. Sen de 30 metre depar atmak yerine, orta sahadan vuruyorsun ve gol oluyoorrr.

30 metre koşarak yapacağın işi, tek bir vuruşla yapıyorsun panpa, anladın?

O ye.

Aklıma gelmişken, elektrikler gittiğinde kullandığımız jeneratör var ya hani, hah, işte o da bir doğru akım ürünüdür. Şuanki elektrik yerine sürekli jeneratör kullandığınızı düşünsenize lan. Çok bok'ça.


İsteyenlere,  şurada alternatif ve doğru akımın ne işe yaradığı ve farkları falan var.

Going on.


Öküz soyundan gelen Edison, Tesla ' ya bu yüzden oldukça öfkelenir ve meydanlarda Tesla aleyhinde konuşmalar, propagandalar falan yapar. Tesla ' nın alternatif akımını yerden yere vurur ve meydanda köpeklere elektrik vererek öldürür. Alternatif akımın ölümcül birşey olduğunu kendince kanıtlar, hatta idam mahkumlarının elektrikli sandalyelerde öldürülmesinin fikri de yine bu herifin başının altından çıkmış. Tabi ister hayvanları öldürsün, ister insanları, altında yatan fikir bunu evinizde istemeyeceğinizdi.



Bu herif de harbi malmış anasını satıyım, lan köpeğe durduk yerde elektrik verirsen tabi ölür olum. Yani bu elektriğin kötü birşey olduğunu mu kanıtladı şimdi? Al aynı köpeğin ağzına yarım kilo petrol koy, bak o zaman ölüyor mü ölmüyor mu. Veya tost makinesinin içine elini sok ve bi 60 saniye beklet, bakalım yanıyor mu elin. Lan icat edilen her alete böyle muamele yaparsak, bugüne kadarki her alet zararlı anasını satıyım.
Bu Edison mal diyorum, inanmıyorsunuz..


Tesla' nın dehasını gören zengin bir şirket sahibi onu işe almış ve birlikte Chicago Dünya Fuarı' nın aydınlatılması ihalesini Edison' un elinden çekip almışlar. Tabi bizim Edison, kuyruğu koparılmış bir dana misali oraya buraya saldırmaya başlamış, kıçıkırık sevgilisi tarafından ihanete uğramış bir erkek misali, kendini küçük düşmüş hissetmiş.

George Westinghouse

Fuarda kendi ampullerinin kullanılmasına izin vermemiş Edison beklediğiniz üzere, bunun üzerine psikopatlık derecesinde master yapmış olan Tesla abimiz de kendi ampulünü yapmış, ve  ''aaalll anasını satıyım, seninki de ampül mü lan gavaattt nihahaha :)) ''  niteliğinde bir cevap vermiş olmuş.  (vermiş olmuş ne ya)


İnsanı kendi oyunuyla yenmek gibisi yoktur canlar.


Ve şuan evlerimizde kullandığımız ampuller ve florasanlar yine Tesla' nındır, yine Tesla' nındır.


Ve sonra,
nedendir bilinmez bu Westinghouse Şirketi batıvermiş..



Tesla, kendisi için ayrılan kar payı anlaşmasını, şirketin tamamen yok olmaması için yırtıp atmış. Yani, yine onlarca buluş, onlarca icat, insan hayatına onlarca katkı, fakat sahip olduğu hiçbir maddi varlık yok. Bir şeyleri daha iyi yapabilmek adına, her seferinde önüne serilen milyonları elinin tersiyle itmiş bir adam.


''Para, insanların kendine biçtiği kıymete haiz değildir. Benim bütün param deneylere yatırılmıştır. Bunlarla yeni keşiflerde bulunup, insanoğlunun yaşamını biraz daha kolaylaştırmasını sağlıyorum.''  Nikola Tesla.


Adam, adamın dibi hacı.

Bazen keşke para yapabilen elektrikli bir alet de yapsaymış diyorum.

''Nikola Tesla Elektrikli Merkez Bankası''       Not : Parayı eldivensiz tutmayın.

Hehehe.

Eğer Prestij filmini izlediyseniz  (ki süper filmdir kesinlikle tavsiye ederim) , Tesla 'nın Edison'un adamlarından kaçtığını görürsünüz. Zira zavallı herif bi yandan bilim yapmaya çalışıyor, diğer yandan da bu gavatın adamlarından kıçını kurtarmaya çalışıyor. Keşke kıç kurtarıcı bir alet falan da yapsaymış diyorum bazen. Ama sonra  ''tamam''  diyorum kendime hehehe.

Prestij'deki Tesla

Edison 'un zaten bir mason olduğunu söylememe gerek yoktur di mi?  Masonluğun vermiş olduğu güçle de ülkedeki tüm bilimsel çalışmaları denetliyor adam. Kendi icatlarının tekrar rafa kaldırılmasını istemiyor anlayacağın.

Bilimsel diktatorya.

Tesla hayatını ve deneylerini tüm bunlardan kaçarak sürdürüyor. Ve icatlarına bir bak ;
  • Alternatif akım
  • Uzaktan Radyo Kontrolü
  • Yüksek Frekans Öncülüğü
  • Dünya Çapında Telsiz
  • Dünyanın En Güçlü Vericisi
  • İyonosfer Deneyleri
  • Radyo
  • Radyo Frekans Alternatörü
  • Işınlanma
  • Uzaktan Kumanda
  • Yapay Deprem Projectörü
  • Elektriksiz Enerji

Tabi bunlar sadece benim aklıma gelenler. Ama radyo projesinin üzerine Marconi diye kılkuyruk bir herif atlıyor ve patenti alıyor. Tesla' nın icat ettiği radyo, bugün Marconi tarafından icat edilmiştir diye geçer kitaplarda falan, bok yesin onlar.


Tesla' nın bu benzersiz deneylerini gören bir zengin, ona fon sağlamaya karar veriyor. Böylece Tesla' nın icatlarını kendi çıkarı için kullanabileceğini düşünüyor. Kimdir o zengin biliy misiniz ?

J. P. Morgan.

Federal Rezerv 'in kurucusu..

Vay poh yiyesiceleerrr..
J.P. Morgan
Fakat,
Tesla iyonosferin harika bir verici olduğunu ve onu kullanarak tüm dünyaya sınırsız ve bedava enerji verilebileceğini söyleyince,  J. P. Morgan amca   ''bedava enerji bana nasıl para kazandırır lan hırboo'' diye celallenerek Tesla' ya yaptığı yardımı durdurur.

Eğer bu kılkuyruk Morgan, o fonu kesmeseydi, bugün tüm dünya bedava, kesintisiz ve sınırsız bir enerji ve elektrik sahibi olacaktı. Yani her evdeki elektrik bedava,  yiiihhhaaa..


Zaten Tesla abimiz tüm hayatını insanlığın daha kolay bir yaşama sahip olabilmesine adamış.

''Nasıl güç sahibi olabilirim? ''  dememiş,

''Nasıl yardım edebilirim? ''  demiş..


Paraya ve güce zerre kadar önem vermemiş Tesla. Çünkü icat ettiği birçok şeyin patentini almamış, elinden icatlarını çalmışlar sesini çıkarmamış, bir sürü ödül vermişler çoğunu geri çevirmiş.


Sadece alternatif akımın patent gelirleriyle dünyanın en zenginlerinden biri olabilecekken, tüm bu parayı ve gücü Queresma misali ayağının dışıyla itmiş.


 Hayatının son evreleri biraz ilginç geçmiş Tesla abinin. Kaldığı küçük otel odasında, yaralı güvercinlere yardım etme ve sürekli onlarla ilgilenme gibi bir saplantıya yakalanmış. Hatta bazen bir güvercinden eşi olarak bile bahsetmiş.



Mikroplardan çok korkarmış ve sürekli ellerini yıkarmış. Her şeyi 3' lü yaparmış. Kaldığı otel odasının numarasının da 3'e bölünebilen bir sayı olmasını istemiş.

Tesla'nın oda numarası
 Hatta yemek yerken bile 3 veya 3'ün katı kadar tabak istermiş, ekmek yiyecekse 3 veya 9 dilim kestirirmiş, odasına gelen havluların bile 3 veya katı olmasını istermiş. Valla lan, şaka değil.


Delilik ve dehalık arasında çok ama çok ince bir çizgi vardır ciğersizler. Dehalar bazen çizginin öteki tarafına geçebilirler. Olağanüstü saplantılar ya delilerde, ya da fazla zeki insanlarda görülür. Uzaktan bir adama baktığında onun bir deli mi, yoksa deha mı olduğunu anlamak işte bu yüzden çok güçtür.


Tıpkı Akıl Oyunları adında biyografisi yapılan  ''John Nash''  gibi.


Ve dünyaya kazandırdığı onca icat varken, onuru ve daha iyilerini yapabileceğine inandığı için, milyonlarca dolarlık servetleri her defasında ayağının kaval kemiğiyle iten, ve hayatını hep zorluklarla geçiren Nikola Tesla, beş parasız ve kimsesiz bir halde, bir otel odasında ölüvermiş.


 Yediği önünde, yemediği arkasında bir adam olabilecekken, gördüğünüz gibi yaşamış son yıllarını..

    ''   Ve  öldükten sonra tüm projelerine FBI tarafından el konulmuş...  ''

Sebepleri ise  ''Nazilerin bunları ele geçirip, insanlara kötü şeyler yapmalarından korkmalarıymış ve projeleri yok etmişler. ''

Oy ben kurban olurum size, sevgi kelebeği Amerikalılarım benim. Sevgi pıtırcığı canını senin..  Şahsen benim için FBI, o kadar iyi niyet kredisi barındıran bir kurum değil canlar. Hani olsa dükkan sizin de, yok be anam..


Tesla hakkında şunları izleyebilirsiniz ;




Nikola Tesla Belgeseli

Dünyada sadece kötü insanların olmadığını söylemiştim ya,  bu cümlemle gurur duyuyorum.. Zira Tesla, benim bu cümleyi kurmamdaki en iyi örneklerden biridir. İnsanlık için yaptığı bazı çalışmaların daha sonra kötüye kullanılma olasılığı için tüm projelerini saklı tuttuğu ve bazılarını da tamamen yok ettiği bilinir Tesla' nın.


Kendi icadı olan alternatif akımı kullanarak gittiği tüm köylere elektrik götürmüştür Tesla. Mumla aydınlanmayı tarihe gömmüştür. Ayrıca tamamen kablosuz bir şekilde, yukarıda da gördüğünüz gibi elektrik akımı geçişi sağlamıştır.

Tesla bobini

Bugün sahip olduğumuz tüm bu elektrik dolu hayatımızın en büyük mucididir Tesla. Kullandığımız herşey onun doğrudan veya dolaylı yoldan eseridir. Ama bunca icada, insanlığa bunca yararına rağmen, Tesla' nın adını kaç kişi biliyor acaba?


Hangimiz bir Edison, bir Newton, bir Einstein kadar tanıyoruz bu adamı?

Tüm ders kitaplarında bu adamların isimleri geçerken, neden bir tanesinde bile Tesla 'nın ismi geçmez?

Neden bu adam bu kadar ikinci plana atılmış?


Tarih sahnesinde var olabilmek için, illa tuhaf ritüeller yapıp, İbranice dualar okuyarak keçi kesmek ve önüne bir mason önlüğü takmak mı gerekir?


Düşünsenize, sadece ampulü bulduğu sanılan Edison 'u tüm öğrenciler tanır, tüm kitaplar ondan bahseder. Fakat tüm bu elektrik olayının mucidi Tesla 'yı tanıyan adam sayısı Karagümrükspor 'un taraftar sayısından azdır..


Bizlere gösterilen tarihin, sadece birilerinin bilmemizi istediği tarih olduğunu daha kaç kez söylemem lazım?

Tesla örneği her şeyi açıklamaya yetmiyor mu?


Çünkü Tesla mason değildi, çünkü Tesla para peşinde koşan bir dallama değildi, çünkü Tesla hükumetin istekleri doğrultusunda değil, kendi fikirleri doğrultusunda çalışmış, çünkü Tesla bütün bu mason olan bilim adamlarıyla rekabette olmuş, çünkü Tesla insanlığın sadece iyiliği için çalışmış, çünkü Tesla....


Daha yüzlerce bu gibi sebepten işte.. Tesla bunca eserine rağmen, bugün kimse tarafından tanınan bir bilim adamı değil. Düşünsenize, dünyaya o kadar eser vereceksin, tüm dünya senin bulduğun icatlarla hayatını sürdürecek, her elektrikli alette senin payın olacak, fakat kimse senin adını duymayacak, bilmeyecek...  Lan düşünmesi bile kötü be.. Evlat acısı gibi koyar.

Bize ondan kalan koca bir dünya var, fakat o dünyada onun ismi yok.


Siz sadece ders kitaplarınızın size öğrettiklerini bilin. Yamuk yumuk bir gerçek. Gerçekle alakası olmayan bir gerçek.


Şu interneti feyse girip aynanın karşısındaki fotoğrafını paylaşmaktan başka şeyler için de kullansanız, bir kızı tavlamak için gösterdiğiniz olağanüstü çabayı, bir şeyleri öğrenmek için gösterseniz, hayat çok daha yaşanılası bir yer olmayacak mı sizce de?


Onu unutan dünyaya, onun unutulmasını isteyen insanlara, onu unutulmaya mahkum eden eğri büğrü doğrulara karşı, buradan Nikola Tesla 'yı saygıyla anıyorum... Ve kendisine daha iyi bir dünya için, elimden gelen başka bir şey olmadığı için, sadece kuru bir teşekkür ediyorum..

19 Eylül 2012 Çarşamba

ADNAN OKTAR VOLUME II




Oy severim ben sizi.

Kedi canınızı sizin..



Malum şahıs hakkında konuşmadan önce sizlere, her neye inanıyorsanız, ona sahip çıkın demek istiyorum ciğersizler.


Bu, herşey olabilir. Aşk da olabilir, sevgi de, nefret de, bir din de olabilir. Ama inandığımız şeyler, uğrunda savaşmaya değer şeylerdir canlar.


'' İnsan, inandığı şeyler için savaştığı sürece insandır.'' demişti Jim Garrison. Hani şu Kennedy suikastini tek araştıran savcı.

Başarmaya İnanmak...
Hiçbir şeye inanmayan bir insan, uğrunda yaşayacağı veya öleceği hiçbir şeyi olmayan insandır. Tabi ateist arkadaşlar zıplamasın hemen oturduğu yerden, ateistsin diye sevgiye veya saygıya da mı inanmıyorsun arkadaşım?


Şu koca dünyada, bir tek kişiye küçücük de olsa yardım etmenin, insana verdiği o mutluluk duygusuna da mı inanmıyorsun?


Buna da inanmıyorsan sen hayattan ümidin kesmiş ve gece ile gündüz arasında sadece nefes almakla meşgul olan bir sığırsın zaten arkadaşım. Hiç kusura bakma yani.


Bu hayat hiçbir zaman  ''ye,iç,yat'' yeri değil ciğersiz.


Size  ''inanın''  diyorum canlar, size  ''inanmayı''  tavsiye ediyorum. Bunun ne olacağı sizin elinizde, isterseniz gidin uzaktan kumandalı arabaya veya paketi açılmamış tuvalet kağıdına inanın.

Geri dönebileceğine inanmak...
Çünkü insanı hayatta tutan şey, atar damarlarınızda dolaşan kan değil, uğruna yaşayacağı veya öleceği bir idealdir.

Konuyla alakasız ama çok tatlı diye koydum ehehe

İşin latifesi bir kenara en azından saygıya inanmak, insan olmanın borcudur bence.


Neyse, bu kadar duygusal konuşma ve iç yanma yeter gadasını aldıklarım. Şimdi biraz da kızgınlık ve nefret adına yazmak istiyorum, ki bu da zaten yazının başlığını ve konusunu içeriyor.


Benim gibi oturduğu yerden bir takım şeyler gören ve bunu göstermek isteyen arkadaşlarımın başlarına gelenlerden dolayı kızgınım ve nefret ediyorum ciğersizler.


Ve inandığınız şeylerle oynamak isteyen insanlara asla prim vermeyin. İnsanı kontrolden çıkarmak da, kendi kontrolüne almak da inancını sarsmakla olur..


Bu konu üzerinde konuşurken bir de Adnan Oktar'ı konuşmak gerekir.


Ya şu adamdan bahis açılınca kelimeler kifayetsiz kalıyor yemin ederim. Bazen söyleyecek hiçbir şey bulamadığım için sadece el kol hareketleri yapıyorum yani.


Fakat bu şahsın itikat meselesi bizim konuşacağımız iş değil. İtikat, kişiyle Allah arasında olan bir mevzudur. Benim konuşacağım konu kendisinin Mehdi olduğuna inanmadığım konudur. Keza kendisi de  ''Ben Mehdi olduğumu iddia etmiyorum''  diyor. Bu konuda hem fikiriz bence hehe.


Fakat ben, bu adamı çözdüm hacı. Hatta sizlere bu yazıda bu adamın yaptıklarının sebep ve sonuçlarını açıklayabilecek derecede çözdüm. Zira dikkatli bakan herkesin çözebileceği bir şey aslında, elektriği bulmak gibi bir haz vermiyor yani onu şimdiden söyleyeyim ehehe.


İnsanın Mehdi olduğuna inanması onu kafir falan yapmaz. Aksine Mehdi olduğuna inanmak veya bunu istemek İslam'a hizmet etme isteğinin bir tezahürü olsa gerek diye düşünüyorum.



Ben önce kısa olarak sevgili Adnan' ın  şeceresi ile ilgili birkaç yorum yapmak istiyorum canını yediklerim.

Hakkında konuştuğumuz adamın kim olduğunu bilelim di mi..


http://adnanoktarkimdir.com/



falan filan ,
ve ;

Hmmmm.


Olum iki çay söyle ha buraya.


Meğer bizim sevgili Adnan Hz. Ali' nin, Hz. Davut' un soyundan geliyormuş lan. Çok afedersiniz o zaman, biz eşşeklik ettik. So sorry yani.


(Sabri vurdu, taç)



Şimdi sevgili Adnan' ın bu soy ağacına yönelik çok geniş kapsamlı bir yorumum var, yapacağım bu yorum birçok şeyi özetler zaten, yorumum şu ;


'' Ahaha ''


Zaten ben de Kanuni Sultan Süleyman' ın babasının oğluyum. Hatta anne tarafından Messi, baba tarafından da Cristiano Ronaldo ile akrabayım, ve bir de Michael Jackson' la kan bağımız olduğu söylenmekte bizim evde, tip olarak da David Beckham, Chad Michael Murray ve Brad Pitt karışımı bir şeyim hehehe.



Lakin burada benim dikkatimi çeken bu palavranın Hz. Davud' a atfedilmesi. Yani Museviliğin peygamberi olarak kabul edilen peygamber.



Aynı zamanda sevgili Adnan anne tarafından da yahudi imiş.

İnsan yahudi olabilir, zira kişinin yahudi olması onu ne aşağılama sebebidir, ne de yaptığının ardında bir şey arama sebebidir. Keza benim burada bu konudan bahsetme sebebim ve maksadım bu değil.
Aksine malum şahsın söylediği gibi Hz. İsa, Musa, Süleyman ve Davud'un soyundan gelmek elbette bir gurur vesilesidir.


Bakın bu videoda da, bunu epey bir dillendiriyor. Tabi yanındaki taş bebekler de oraya buraya ağızlarından salya sümük saçarak kahkaha fırlatıyor ve sevgili Adnan pompalamaya başlayınca da  ''inşallah maşallah''  moduna giriveriyorlar.


Hmmmm, yine ilginç bir video.



Burada dikkatimizi çekmesi gereken konu şu canlar ;

Neden yahudilere bu denli merhamet?

Şuan tüm insanlığı sömüren, katleden onlar değil mi?


Yani Kur'anı- Kerim' de lanetlenmiş ve sonsuza kadar da lanetli olarak kalacak bu toplum için beslenilen bu aşkın nedeni ne?


Sonuçta bir din adamı olarak çıktın karşımıza. Dünyadaki yahudi zulmünü de konuşmak gerekir bence.



Bir düşünün.


Aklıma gelmişken bir olaydan bahsetmeyi yerinde buldum ;


Cübbeli Ahmet Hoca geçmiş yıllarda hapisteyken, iki kişilik hücresine bir hücre arkadaşı gelir, bundan sonra o hücreyi paylaşacaklardır. Ve bu hücre arkadaşı bir yahudi hahamdır. Ne tesadüfse, bizim Cübbeli Ahmet Hoca'yla aynı hücreye, aynı zamanda düşer.

Sonra bu haham emmi, bizim Cübbeli hocaya  ''gel bizimle anlaş, Yahudilerin aleyhindeki ayetleri okuma, yahudi aleyhinde konuşma, bizimle diyalog içinde ol, sana şu imkanları verelim bu imkanları verelim, seni en ünlü hoca yapalım. Bak  falanca hoca  bizimle anlaştı, şimdi şöyle güçlü böyle güçlü.

Amerika'ya biletini bile almış bu haham emmi yani o derece.



''Peki Cübbeli hoca kabul etmiş mi?''


Kabul etseydi hakkında o kaset iddiaları çıkmazdı ve şuan hapiste olmazdı di mi concon?



Ve sakın beni burada birilerinin avukatlığını yapmakla itham etmeye falan kalkmayın, herkes biliyor yanlış konuşan herkese giydirmekten hiç çekinmem. Benim için doğru söyleyen kişinin dini, dili ve ırkı yoktur ciğerler, varsa zaten orada bir de terslik mevcuttur. Zira doğru, bir insana atfedilmez.




Cübbeli Ahmet Hoca' ya gelince de, onun kimlerle arasında bir sürtüşme olduğunu herkes biliyor sanırım.

1. Adnan Oktar
2. Diyalogçular


Birden en popüler tv programlarına çıkan ve çok büyük bir kesimde hayranlık uyandıran, milletin sempatisini kazanan ve de Adnan Oktar ile diyalogçulara karşı sözünü hiç esirgemeyen bir adam kendisi.

İzlenme oranları onunla bir anda iki katına çıkıyor.


Sonra, ne tesadüftür bilinmez, birden bire bir kaset olayı ortaya çıkıveriyor, tüm medya kollarına bu kaset posta yoluyla isimsiz olarak servis ediliyor.


Hmmm.
Bu da ilginç şimdi.



Ayrıca böyle bir suçu kimsenin üzerine bulaştırmak haddim de değil. Fakat elimde belgem olsa kimseyi tanımam, bilirsiniz.

Şimdi bana da dava falan açar sevgili Adnan, o yüzden söyleyeceklerimi dava açılamayacak şekilde söylemeyi tercih ediyorum, ama taviz vereceğim manasında değil tabiki bu.

Çünkü aleyhinde olan her yazıya veya siteye dava açabilecek bir adam bizim sevgili Adnan. Zira youtube'daki her hakaretvari yoruma dava açtığından savcılık iş yapamaz duruma geldi şuan.

Sonra,

Bizim bir numaralı ünlülerimizin bile yüz yüze görüşemediği insanlarla, nasıl oluyor da bu adam görüşebiliyor onu da anlamış değilim anasını satayım.

Bizim Kabala' cı Madonna teyze, İslam'a hizmet edecekmiş.
Bu Madonna mı İslam'a hizmet edeceiğimiş la yoğusa?
Ahahahahahahahahahahaaa.
Bu mudur la 
Lan gene güldürdün beni, haylaz seniiii.


Tabi bu tür Müslümanlık anlayışından ne bekleyecen hacı?


Sanırım Mehdi olarak, moda anlayışını da değiştirmek lazım gelmiş panpalar. Mehdi dediğin kaliteli giyinir di mi sonuçta ehehe.
Adnan' ın Melekleri
Sanarsın kadınlardan oluşan bir suikast grubunun lideri herif. Bu ne lan?

İslam'a aykırı ne varsa bu adamın etrafında toplanmış anasını satayım lan. Çok sert.


Şu kadına bakıp da aklına dini bir duygulanma gelen vağ mı lan ehehe


Olum bu gadunlar normal mi lan?
Koskoca Mehdi' nin şu tür kadınlarla ne işi ve ilgisi olduğu da ayrı bir soru işareti lan. Veya Mehdi öğrencisinin... Yani bu kadınlar öyle sokaktan geçen sıradan kadınlar değil yani, etine buduna dolgun, suratlara badana yapılmış, bir o kadar cilveli ve işveli, az biraz naif, epey şehvetli, günümüz sapık ergenliğinin ağzından salyalar akmasına sebep verecek yabancı kızlar bunlar.

İlginç olaylar yani bunlar.

Bir Müslümanın düşmemesi gereken bir durum bu bence. Bu tür kadınlarla birlikte anılmak yani.

Uçan Mehdi 
Lan yaşın gelmiş 55' e, senin neren Mehdi olacak bu saatten sonra?  demişti Cübbeli Ahmet Hoca.

Mehdi'lik yaşı 40 benim bildiğim..


Aslında Ednan bey yahudi olabilir, Türkiye medyasında elini atsan yahudiye çarpıyor zaten, fakat Ednan' ın soyu Hz. Davut'a uzanıyormuş, işte bu bana inandırıcı gelmeyen taraf.


Ben benim dinimi yanlış anlatan insanlara karşı, kendi dinimi müdafaa etmeyi görev bilirim. Sadece ben değil, cümle İslam alemi için bu böyledir.



Adnancığın bir de programında, hakkında çıkan tüm aleyhte şeyler için bi dalga geçme seansı var, tabi bunlara oradaki taş bebeklerle güldüğü için, daha bir etkili olduğunu sanıyor.


.


''Hala gerçekleri arayan genç ruhlara ithaf edilmiştir.''                JFK Filminden