4 Aralık 2012 Salı

HRİSTİYANLIK, MİTOLOJi VE PAGANİZM I



Pizzanın ambulanstan daha erken geldiği bir ülkede yaşayan tüm ciğersizlere selam.


Daha önce dinler arası diyaloğun Müslümanlar için bir tehlike olduğunu ve Hristiyanlığın, İslam ile diyaloğa giremeyeceğini yüzeysel olarak söylemiştim.

dinler arası panpalık ve zihin kontrolü )

Bunun üzerine gelen yorumlara baktım, epey büyük bir çoğunluk  ''hacı ikisi de ilahi ve İbrahimi din sonuçta aynı yola çıkmıyo mu?''   veya   '' Allah üç din göndermiş, diğerleri hak olmasaydı Allah neden gönderdi? ''   şeklinde.


Bu konuda arkadaşlarımla bile tartıştığım ve görüş ayrılığına düştüğüm oldu. Bunun üzerine ben de elimden geldiği kadar araştırma yaptım, ve beklediğimden çok daha fazlasını buldum.

Herneyse.

Şimdi Hristiyanlığın neden ilahi, semavi veya İbrahimi bir din olmadığını anlatmaya çalışacam elimden geldiğince.


Bu ilk yazı İncil'in ortaya çıkışı ile ilgili olacak.


Hristiyan araştırmacılarına göre İsa peygamber, 30'lu yılların başında, yaklaşık olarak 33 yılında çarmıha gerilmiştir. Fakat bugün kabul görmüş dört İncil olan Matta, Marcos, Luka ve Yuhanna'nın yaklaşık olarak 70' li yıllarda mektuplar halinde yazıldığı söylenir, 320'li yıllarda ise bu İncil'ler kanonik (kabul görmüş,meşru) kabul edilmiştir.


Matta, Marcos, Luka ve Yuhanna, İsa peygamberin 12 havarisinden olduğu söylenir. Peki neden İncil yazmak için 40 yıl beklediler?


Bugün Hristiyan dünyasında kabul gören 4 kanonik İncil, Hz. İsa' dan en az 40 yıl sonra yazılmıştır.



Hristiyanlar Hz. İsa hakkında çok net ve çok kesin konuşurlar, onlara göre Hz. İsa dönemi hakkında konuşulan her şey bir dogmadır (gerçekliği tartışılamaz). Fakat İsa'dan sonrası ise tamamen bulanıktır, bir papazın söylediği, diğer papazın söylediğini tutmaz.


Bunun sebebi, ellerinde Hz. İsa'dan sonraki 40 yıllık dönemde hiçbir kutsal metin veya kaynak bulunmuyor olmasıdır.



Bununla birlikte Hz. İsa' nın havarisi oldukları söylenen İncil yazarlarının metinlerinde de, Hz. İsa hakkında oldukça çelişkili metinler mevcuttur ;

''Eğer İsa gerçekten yaşadıysa, bir rahip bile değildi.'' Yeni Ahit, İbranilere Mektup, 8:4


Yani Hz. İsa ' nın 12 havarisinden olduklarına inanmamızı istedikleri kişiler, nasıl oluyor da Hz. İsa hakkında bu kadar farklı ve çelişkili konuşabiliyor?



Sonuçta bu dört kişi birbirinden habersiz veya birbirini hiç tanımayan insanlar değillerdi, Hz. İsa' nın en yakınında bulunan ve ona iman eden adamlardı. Her birinin Hz. İsa hakkında anlattığı şeylerin farklı olması, büyük bir çelişki değil mi?



Dört İncil'in kanonik sayıldığı 325 yılında, geri kalan yüzlerce İncil toplatılıp yakılmıştır. Bazı kaynaklar bu sayıya 200 civarı derken, bazı kaynaklar 500 civarı der. Peki ortalama 300 İncil'den neden sadece 4 tanesi kanonik olmaya layık görüldü?


Ortalama 300 İncil'in sadece 4 tanesinin kabul edilmesi ve diğerlerinin yakılması, o zamana kadarki neredeyse her İncil'in saçmalıktan ibaret olduğunu göstermez mi?

Peki saçmalık oranı neden bu derece yüksektir?



Eğer diğer İnciller de Mesih'in havarileri tarafından yazılmışsa, bazılarının yakılıp bazılarının 2000 yıl varlığını koruyabilmesi de saçma değil midir?


Ayrıca 12 havariden sadece 4 tanesi mi İncil yazmıştır?


Eğer Hristiyanlar, 12 havarinin 12'sini de kabul ediyorsa ve onları  ''Mesih ve 12 havarisi''  olarak adlandırıyorlarsa, en azından 8 İncil'in daha kanonik olması gerekli değil midir?


Diğer havarilerin yazdığı İnciller'in inanmaya değer olmadıklarını düşünüyorlarsa, neden  ''İsa ve 4 havarisi''  olarak anmaya karar vermemişlerdir?



Havariler ve İnciller hakkında, Hristiyanlar arasında bu denli görüş ayrılığı, inanç uyuşmazlığı, tezat ve çelişki olması mantıklı mıdır?



Biri İsa'ya tanrı derken, diğerinin ölümlü bir insan demesi, havarilerin ya birbirlerini ya da Hz. İsa'yı hiç tanımadıklarını gösterir.


Başka bir konu da, İnciller'in yazıldığı dildir.
Hz. İsa Nasıra doğumludur ve Nasıralılar Aramice konuşur. Keza havarileri de Nasıralı'dır.


Fakat İnciller Aramice değil Grekçe, yani Yunanca yazılmıştır.



Yoksa Hz. İsa'nın havarileri arasında bilmediğimiz Yunanlar mı vardı? Ve bu Yunanlara Mesih'in sözlerini tercüme eden bir de tercümanlar mevcuttu sanırım.

bizim Samet gibi hehehe

300'lü yıllarda Roma İmparatorluğu' nun resmi dini  ''Paganizm''di.


Fakat Hz. İsa' nın hikayesi dilden dile anlatılır, oldukça geniş bir kitleyi etkiler ve Mesih'e inanmaları sağlanır. Ülkedeki Mesih taraftarlarının ciddi derecede artması ve halkın geri kalan pagan kesimiyle cereyan eden sürekli çatışmalar nedeniyle, Roma İmparatoru I. Konstantin 325 yılında, ilk konsül olarak bilinen  ''İznik Konsülü'' nü toplar.

İznik Konsülü
İmparator Konstantin ikiye bölünmüş olan Roma halkını tek bir dinde birleştirmek ister, ve paganizm ile Mesih taraftarlarının dinini harmanlayarak yeni bir din meydana getirir ;


Hristiyanlık.



Buna bağlı olarak ülkenin dört bir yanından toplanılan İnciller'deki hikayeler ve pagan sembollerini içeren yeni bir kitap yazılması gerekir. Ve yazılan bu kitaba verilen isim Mesih taraftarlarının kabullenebileceği bir isim olmalıdır, zira paganların halihazırda  herhangi bir kutsal kitabı yoktur.


Ve kitabın adı  ''İncil''  yani  ''müjde'' koyulur.



Yani şuan Hristiyan aleminin kabul ettiği dört kanonik İncil, 325 yılındaki bu konsülde yazılmış ve içine yüzlerce pagan sembolü, hikayesi ve alegorisi eklenmiştir.


Bu da İnciller'in neden Grekçe yazıldığını açıklar.


Konstantin, Hz. İsa'nın tanrı kabul edildiği dört İncil yazdırır. Ve tüm Hristiyanlığın inanç esasları yine bu konsülde belirletir. Hz. İsa'yı tanrı kabul etmeyen diğer tüm İnciller toplatılır ve yakılır. Bu İnciller'i bulundurmak suç kabul edilir. Ve aslında birer pagan türevi olan İsa'nın tanrılığı, teslis inancı (baba,oğul,kutsal ruh), günah çıkarma gibi inanç esaslarını kabul etmeyenler  ''sapkın ve kafir''  olarak nitelendirilir.


Bu da aslında Konstantin'in konsülde, var olan tüm İnciller'i yaktırmış olması ihtimalini doğurur. Zira 500'den fazla İncil'in yakıldığı ve apokrif (kabul görmeyen) sayıldığı bir ortamda sadece 4 tane İncil'in kanonik sayılması ve bu İnciller'in de, pagan dinlerinin kitaba dökülmüş hali olması, tesadüf olabilme ihtimalini oldukça düşürür..



Böylece İmparator Konstantin hem ülkesini bölünmekten kurtarır, hem de tüm ülkeyi tek bir din altında toplayarak bir inanç birliği oluşturur.



Ayrıca tüm tarihler, hikayeler, yasaklar veya helaller, bayramlar, ibadet günleri ve şekilleri dahil olmak üzere Hristiyanlık adına her şey bu konsülde belirlenmiş ve günümüze kadar aynı şekilde gelmiştir.


Yani şuan Hristiyan dünyasının kutsal kabul ettiği Hristiyanlık, 325 yılında tamamen siyasi açıdan ele alınıp, içine paganizm ögeleri yerleştirilmiştir.




Böylelikle Hristiyanlar farkında olmadan pagan dinlerine ve pagan tanrılarına tapar duruma gelirler. Kendisi de bir pagan olan İmparator Konstantin durumdan memnundur, çünkü kendi inancından hiç ödün vermemiştir. Pagan dinlerinin tüm özellikleri korunmuş, sadece kılıfı değiştirilmiştir.

Hallowen (Cadılar Bayramı)
Bu yönüyle Hristiyanlık, pagan dinlerinin modernize edilmiş halidir.


Bu yazı, konunun sadece giriş bölümü canlar. Diğer yazıda Hristiyanlıktaki  pagan ve mitoloji sembolleri neler onlardan bahsedeceğük. Acayip tespitler var..


Hadin eyvallah.