Selamun aleyküm.
Geçen yazıda, malum bölgede yeni bir ulus devlet kurmak ve Suriye Devletinin topraklarını tekrar yapılandırmak için, bölgede bulunan diğer etnik grupları göçe zorladıklarını konuşmuştuk. Bu yazıyla bu konu üzerinde biraz daha durmanın iyi olacağı kanaatindeyim. Temizlenmesi gereken en önemli bölgelerden biri olan Halep ve Türkmen Dağı'na aylardır yoğun şekilde saldıran Rusya ve Esed güçleri, bölgeyi Türkmenlerden temizlemeye çok yaklaştı.
Konuyla ilgili haberlere bir göz atalım;
Link |
Link |
Link |
Link |
Bunu yaparken de, tam da bu amaçla kurdukları Işid'i ortaya sürüp; ''Biz Işid'le savaşıyoruz'' maskesini takıyorlar.
Link |
Link |
Sarı olan bölgeler PYD'nin kontrolünde olan bölgeler. Fakat dikkatlice bakarsanız, o sarı hattın ortasında koyu gri bir hat olduğunu göreceksiniz. Yani PYD koridorunda kesinlikle alınması gereken, bu koridoru bölen bir toprak parçası var.
Ve o koyu gri bölge bilin bakalım kimin?
Elbette IŞİD'in...
Azez ve Kobani'nin tam ortasında kalan bir kilit bölge burası. Ve size neden Işid'in burayı işgal ettiğini söyleyeyim; Işid'in tek görevi bölgedeki petrol ve doğal gazı Amerika'ya tekrar verecek duruma getirmek değil, aynı zamanda bölgeyi tekrar dizayn etmek. Ve bu dizayn çalışmasının üç önemli kolu var;
- Irak'ı fiilen tamamen 3'e bölmek ve bu bölünen parçaları devletleştirmek.
- Suriye'ye Esed'in kontrolünde yeni bir Suriye devleti kurmak.
- İlk aşamada hem Suriye'den, hem de Irak'tan aldıkları topraklar ve bu topraklara yerleştirdikleri Kürt nüfusuyla bir Kürt Devleti kurmak. Ve tabii, ikinci aşamada da bu Kürt Devletini, Türkiye'de bulunan Kürt nüfusuyla ve topraklarıyla birleştirmek.
İşte IŞİD tam da bu yüzden Azez ve Kobani arasını elinde bulunduruyor. Çünkü kısa bir süre sonra PYD, Azez'den başlayacak ve Kobani'ye kadar olan bölgeye saldırı düzenleyip o bölgeyi ele geçirmeye çalışacak. IŞİD de birkaç sözde, küçük çatışmadan sonra bölgeden çekilecek.
Tıpkı Kobani'de olduğu gibi...
Siz sanıyor musunuz ki IŞİD, Kobani'de bir şey olduğu için oraya girdi geçen sene?
Hayır.
IŞİD, Kobani'ye girdi ve kısa bir süre sonra orayı PYD'ye terk etti. Şuan Kobani tamamen PYD'nin kontrolünde. Sebebi de gayet basit aslında; PYD bir terör örgütü olmadığını savunuyor ve batı medyası aracılığıyla kendisini dünyaya böyle tanıtıyor. Bu yüzden Suriye Devletine ait topraklara saldırmıyorlar, PYD'nin alması gereken topraklara önce IŞİD saldırıyor ve bölgeyi eline geçiriyor. Daha sonra PYD de ''terörist IŞİD'e karşı'' savaşıyor ve o bölgeleri teröristlerin elinden alıyor. İşte bu taktikle PYD bir terör örgütü görünümünden çıkıyor ve meşru bir topluluğa dönüşmüş oluyor
Haritadaki sarı koridorun ortasında bulunan açığı kapatmaları gerekiyor bildiğiniz gibi. Amaç da yine basit, kurulacak Kürt Devletini Akdeniz'e indirmek istiyorlar. Aksi takdirde hiçbir denizle ve ticaret yoluyla bağlantıları olmadan, dört tarafı kendilerinden nefret eden ve çevresine muhtaç bir devlet olurlar.
Yani öle toprak işgal edelim de devlet kuralım diyerek olmuyor bu işler. Bu devlete mali kaynak gerekecek. Bu yüzden de en azından birkaç tane petrol veya doğal gaz bölgesi daha almak istiyorlar.
Petrol ve Doğal Gaz bulunan yerler |
Amerika; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
Fransa; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
İngiltere; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
Rusya; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
İran; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
PYD-PKK-YPG; ''Biz IŞİD'e karşı savaşıyoruz.''
Tekrar söylüyorum, eğer Türkiye bu yeniden dizayn çalışmalarını, sünepe ve batıdaki para babalarının, ağa babalarının emirleriyle konuşup susan muhalefetinin dediği gibi hiçbir şey yapmadan, oturduğu yerden izlerse, sınırındaki bu ateş kendisine öyle veya böyle bulaşacaktır.
Sanmayın ki, bütün Türkiye sınırı PYD tarafından ele geçirilmişken ve bu PYD-PKK-YPG-YPC birer Kürt ırkçısı topluluklar olup, kendilerine verilen destekle bir Kürt devleti kurmak istiyorlarken, Türkiye sınırları içinde kalan Kürt nüfusunu es geçecekler.
Şimdi lütfen birkaç dakikanızı ayırın ve şu videoları izleyin, dediğim ve savunduğum şeyin ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz ; Link , Link , Link , Link , Link
4 farklı dilde ''Türkiye'ye karşı ayaklanın ve metropollerdeki caddeleri ateşe verin'' çağrısı yapıyorlar gördüğünüz gibi. O dört dili konuşanlar da, kendi anadillerini konuşuyorlar, dikkat etmişsinizdir. Bu bile yeterli bir açıklamadır aslında anlayan bir akla.
Sınırlarınız karışıksa, hiçbir önlem almadan, hiçbir şey yapmadan, ''yurtta sulh, cihanda sulh'' gibi ucube naralar atarak yalnızca kaybedersiniz. Sınırlarınızın karışması, sınırlarınızın içinin de çok kısa süre içerisinde karışacağının garantisidir çünkü. Hele ki böyle bir zamanda, böyle bir coğrafyada, böyle bir haritaları yeniden dizayn projelerinin arefesinde...
Konuyla ilgili çok daha analiz yapmak üzere, şimdilik bize ayrılan sürenin sonuna geldik..
Selamlar, saygılar...