21 Temmuz 2016 Perşembe

DEMOKRASİ ŞEHİDİ Mİ?


Esselamu aleyküm.

İki yüzden fazla şehidimiz var malumunuz. Binlerce yaralı var ve şehid sayısı da sürekli artıyor. İki tane ağaç kurtaracam maskesiyle değil, vatanı kurtaracam iradesiyle ayağa kalkanların, sokağa çıkanların verdiği mücadele de, kayıplar da, kazanımlar da bir olmaz elbette ki.

''Sulh istiyoruz, barış istiyoruz, biz özgürlük mücadelesi veriyoruz bik bik bikk'' diye saniye içinde birkaç milyar tiwit atan ve milleti kendilerine destek olmaya çağıran, televizyon vasıtasıyla ünlü olmuş o paralı askerlerden herhangi bir ses duyan var mı sahi?


Bakın o zaman da söyledim, şimdi de söylüyorum. Bu ülkede ünlü olabilmek, şarkı söyleyebilmek, filmlerde oynayabilmek belli başlı bazı şartlara bağlıdır. Bu 100 yıldır böyledir. Bu yüzdendir ki, ünlü olmuş o isimlerin %99 kadarı her zaman aynı görüşte, aynı safta, aynı cephede olmuşlar ve aynı şeyleri savunmuşlar veya karşı çıkmışlardır. Bunun hakkında yapılması gerekenler manifestosu yazacam inşallah.


Şehid kelimesini ayağa düşürmeyin canlar. Bu kelime, bu dünyaya gönderilmiş ve insanlığa öğretilmiş en büyük ve içi en dolu birkaç kelimeden biridir. ''Allah'' diye bir kelime vardır, kelimelerin en büyüğü, en dolusu, en yücesi, aşkın tanımı.. ''Peygamber'' kelimesi vardır, Sevgilinin (Allah) kainata gönderdiği en yüce varlıklardır onlar. Sonra ''Şehid'' kelimesi vardır. Allah için, Sevgili için, kendisindeki en değerli ve verebileceği en son şey olan canını vermiş olanlar için kullanılır.

Yani birincisi, ''Şehid'' kelimesi İslami bir terimdir. Müslüman olmayanlar için kullanılmaz. Yani İslam'a yobazlık, gericilik, bağnazlık diyenler, ''bu devirde şeriat mı oluuaarr''cılar, İslam'a karşı mücadele verirlerken kalkıp da Şehid kelimesini kullanamazlar.

Şehid ancak Allah için olunur
Mesela yol haritalarını Darwinizm, Marxizm, Leninizm gibi manyetiği bozuk pusulalara bağlamış olan komünistler, kendi şirinler köylerindeki kayıplarına tutup da ''Devrim Şehidi'' diyemezler. Kendi kayıplarını tanımlamak ve onurlandırmak için bile İslami terimlere ihtiyaç duyan vasıfsız ve nasipsiz kafalarla dolu etrafımız maalesef.

Şehidlik, Allah ve Allah'ın emirleri için kendi canını vermiş olanlara denir. E haliyle bunun birinci şartı da Müslüman olmaktır. Kendisine Allah'ı değil de; Darwin'i, Marx'ı, Lenin'i pusula edinenler bir kere Müslüman değillerdir ki Şehid olabilsinler.

Vatan kavramı da İslami kavramlardan olduğu için, vatanını korumak için can verenlere de Şehid denilir. Lakin bunda da yine Müslüman olma şartı vardır elbette ki. Yani adam vatanı için can verdi ama Müslüman değil, şehid olamaz.


Meselenin aslına gelirsek, ''Demokrasi Şehidi'' diye bir şehidlik türü, tarzı, bölümü, vardiyası, iş bölümü falan filan yoktur. Şehidlik, tekrar söylüyorum, Allah için yapılan, Allah'ın dini için yapılan mücadelenin sonundaki vuslatın adıdır. İnsan eliyle yapılmış ve İslam'la birebir olarak örtüşmeyen bir sistem için ölen insanların tanımı değildir şehidlik.


Demokrasi İslam'a uymuyor mu peki?

Şimdi demokrasi İslam ile tamamen zıt değildir. Çoğunluğun istediğinin olması manasına gelir demokrasi. Bir şey yapılacaksa, edilecekse halka sorulur, halk ne istiyorsa, neye göre ihtiyacı varsa ona göre bir şeyler yapılır veya yapılmaz. Mantıklı.


Lakin İslam'da doğru, ona inananların sayısıyla teşekkül etmez. Bir şey doğruysa doğrudur, yanlışsa yanlıştır. Bir yanlışı halkın çoğunluğu doğru kabul ediyor diye, o yanlış artık doğru olmaz asla. Mesela çoğunluk toplansa ve ''biz alkolün ve domuz etinin artık şuralarda şöyle satılmasını istiyoruz, camileri de kapatıcaz'' dese, bu şimdi İslam'a uyar mı?

O kafada bakarsak bütün peygamber demokrasi düşmanı insanlar oluverir bir anda. Hz. Nuh'a bakın mesela, bin yıla yakın yaşamıştır ama kendisine inananların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Hz. Muhammed sav'e o dönem inananların sayısı üç beş kişidir. Halkın çoğunluğu şöyle istiyormuş diye bir doğru yürürlükten kalkamaz.

Diğer meselelerde gayet yerinde ve uygun bir kavram ve uygulamadır demokrasi denilen şey. Ama dediğim gibi, ''İslami yönetim şekli demokrasidiiiirr'' diyen beyinsizlerin ağızlarına terlik fırlatın ve uzaklaşın.


Kaybettiğimiz o insanlara gelince...
O insanlar ''demokrasi sistemini kurtaralım, aman saltanat falan gelir'' diye şehid olmadılar. ''Benim canım demokrasiye feda olsunnn'' diye bağırarak da şehid olmadılar. Ki amaç yalnızca bu sistemi korumak ise, o kişiye şehid de denmez.

Bu insanlar ''vatan'' uğruna ve ''Allah'' uğruna şehid oldular. Bu yüzden ölürken ''Allahu ekberr! '' diye bağırdılar. Kimse başı sonu kırık, kendi içinde bir sürü eksiği ve çelişkisi olan insan eliyle yapılmış bir sistemi korumak için sokağa çıkıp, tankların altına yatıp, canını feda etmedi.

Canını feda edenler bu sistem için değil, vatan millet ve Allah uğruna canlarını feda ettiler ve ''Şehidlik'' mertebesi kazandılar. Şehid kelimesini tanımlamak için bu tarz insan eliyle yapılmış şeylerden destek almaya gerek yok. Ki caiz değildir bu.

Onlar Vatan şehididir, Allah'ın şehididir. Şehidlerdir. Bu tanım yeterli. Demokrasi Şehidi diye bir saçmalık olamaz. Biz demokrasi nöbeti değil, vatan - millet nöbeti tutuyoruz, başımızdakilere ve eline mikrofonu alıp sürekli ''demokrasi nöbetindeyiiizz'' diyen kardişlere duyurulur.


''Darbe'' kelimesinden daha çok kullanılır oldu bu ''demokrasi'' kelimesi. Ve benim çok sinirimi bozmaya başladı. Neyse.

Tekrar görüşmek üzere...