25 Haziran 2013 Salı

AYASOFYA


Cümleten selam ciğersizler.

Malumunuzdur ki, ülkelerin kendilerini anlatan, kendilerine has özellikleri vardır. Sembolleri..


Bazı ülkelerde, ülkelerin ismiyle özdeşleşmiş olan şeyler, ülkelerin bağımsızlık sembolü haline gelmiştir.


Tabi her ülkenin milli eseri konusunda söylenemez bu, örneğin Türkiye'ye gelip peri bacalarından bir tanesini balyozla kırarsan, ülkenin bağımsızlık sembolüne hakaretten kimse seni hapse atmaz. Veya Çin Seddi'nden birkaç taş çalarsan, ülkeye savaş ilan etmiş olmazsın. Kimse sana hain gözüyle bakmaz. Ama gelir de dozerlerle ''çok eski bişey bu yaa, gerici misiniz siz, yıkıyoz bunu''  derseniz, bir buçuk milyar Çinlinin ağzınıza etmeye başladığını görürsünüz.


Fakat Amerika'ya gidip, Manhattan'daki Özgürlük Heykeli'ne elindeki sopayla vurmaya başlarsan, bu, Amerika'nın bizzat kendisine, bağımsızlığına ve tüzel kişiliğine yapılmış bir hareket olur ve seni oracıkta anandan doğduğuna pişman ederler.


Keza benzer bir şeyi Brezilya'daki meşhur İsa heykeline yaparsanız, yine aynı sonuçla karşılaşırsınız. Kısaca hiçbir ülke kendi milli sembolüne kesin suretle zarar verdirmez, onları her pahasına korurlar. Ülkedekilerin hangi ideolojiye sahip olduğu önemli değildir, zira görüş farklı olsa bile, milli duygu ve kültür aynıdır. Bu nedenle bu milli simgeler, ulusların hazineleridir.


Ülke isimlerini duyunca aklımıza hep belirli resimler gelir. Örneğin ;


Amerika deyince aklımıza Özgürlük Heykeli gelir. Amerika'nın sembolüdür.


Brezilya deyince akla İsa Heykeli gelir.


Hindistan deyince ; Taç Mahal.


İtalya deyince ; Kolezyum.


Çin deyince ; Çin Seddi.


Fransa deyince ; Eyfel.


Mısır deyince ; Piramitler.


Avustralya deyince ; Sidney Opera Binası.


Suudi Arabistan deyince ; Kabe.


Rusya deyince ; Kremlin Sarayı.


Yunanistan deyince ; Parthenon Tapınağı akla gelir.

Türkiye deyince kimsenin aklına Anıtkabir gelmez ama, onu söyleyeyim. Zira yukarıdaki Yunan tapınağından farkını söyleyin bana? Ya da Washington'un anıtından..
Washington, Tapınak Evi
Türkiye deyince akla Ayasofya gelir, Sultan Ahmet gelir. Süleymaniye gelir, Selimiye gelir, Topkapı Sarayı gelir, Kız Kulesi gelir. Yani yaparsanız yapın, bugün bizi Osmanlı'nın eserleriyle tanırlar. Bu topraklardaki tüm özgün eserler Osmanlı ürünüdür çünkü. Cumhuriyet dönemi şöyle iyi, böyle güzel diye övenlere soruyorum, cumhuriyet tarihi boyunca ne yapıldı? Hangi özgün bir eser meydana getirildi?

Neyse.
Ayasofya  ''İstanbul'un fethinin'' sembolüdür. ''Burası artık Türklerindir'' demektir işte bu. Eğer sen tarihinin en özel sembolünü kalkar da müzeye çevirir ve aslından uzaklaştırırsan ne olur?


Şimdi sakın bana ''amaaaaann nolcak yeeaa sen de heee'' falan diye kaz kafalılık yapmayın anasını satayım. Bu ülkenin bağımsızlık sembolüdür Ayasofya. Ne senin anayasandır, ne de milli marşın. Bugün işgal altında olan ülkelerin hangisinde anayasa ve milli marş yok onu söyleyin bana.


Biz ülkemizi her türlü işgalden kurtardıysak eğer, neden bağımsızlığımızın sembolünü kaybettik onu düşünün. Neden ülkedeki Hristiyanların kullandıkları kiliselere bir şey olmadı da, ülkenin bağımsızlık sembolü olan Ayasofya'ya dokunuldu onu düşünün.


Yeni bir özgün eser yapılsa idi, hadi neyse değiştirdiler diyecektik. Zira geçmişle olan tüm bağlarımızı yine cumhuriyet koparmadı mı... Nedeni bugün asla mantık çerçevesinde açıklanamayacak şekilde ülkedeki camilere savaş açılmadı mı.. Her 500 metrede birden fazla cami varsa, biri kapatılacak diye bir kanunname yapılmadı mı bu ülkede.. İyi de ne zorunuz vardı onu anlamak mümkün değil işte.


Şöyle düşünün, biri gelip Vatikan'daki Sistine Şapeli'ni müzeye çevirse ne olur?
Veya Manhattan'daki özgürlük heykelini, ''boşuna orada duruyor'' diyerek alıp bir yere kapatsa?
Ya da Brezilya'daki İsa heykelini beğenmeyen biri, o heykeli kaldırsa..
İşte tüm bunlar Ayasofya'nın ibadete kapatılması ile eşdeğerdir. Diğer eylemleri yapmak nasıl ülkelere yapılmış birer hakaret olarak algılanıyorsa, Ayasofya'nın ibadete kapılması da aynı şekilde algılanır.


Zaten dikkat ederseniz nerede din düşmanı, nerede kemalist var, hepsi aynı şeyi söyler ; ''amaaaaaaannnnnn bırakınn yeeaaa, nolcak yanee cami işte, bi sürü cami vaaarrr zateeeeennn''


O gavatlara ''o zaman anıtkabiri de boşaltalım, müze yapalım ''  deyin, oldukları yerden Jüpiter'e kadar zıplayarak ''ne diyosuuuunnn laaaannn seeeennnn!!! haiiiiinnnnnnn.....nnn!!!!''  derler.


Çünkü bazı insanlar gavatlıkta master professionel'dir. Bu insanların asıl karşı çıktıkları şey, Müslümanların isteklerinin yerine getirilmesidir. Bu sebeptendir ki, Müslümanlar ne isterlerse karşı çıkarlar. Fakat kendileri bu ülkenin bağımsızlık sembolüne karşı çıkarak, aslında zavallı insanlar olduklarını ispatlar ve bununla gurur duyarlar. Bunların ellerinde ''kahrolsun Amerikan emperyalizmi'' yazılı pankartlar, ayaklarında ise konvers ayakkabı vardır. Protestodan sonra da gidip Mc Donalds'tan yemek yerler. Halk içinde entel ve modern görünür, tek başlarına kaldıklarında burunlarını karıştırıp koltuğun kenarına sürerler. Sümüklerini kollarına siler, peçeteyi de boş yere buruştururlar.


Fakat aynı insanlara bir Atatürk heykelini yıkmayı teklif dahi edemezsin. Merak etmeden duramıyor insan, neden onca cami ve kilise varken, özel anlamı ve yeri olan Ayasofya seçildi bu iş için? Zaten olayın püf noktası da budur işte.


Ve şunu da biliyorum ki, Ayasofya'nın tekrar ibadete açılma olasılığı oluştuğu anda, bu olay aleyhinde çook fazla spekülasyon yapılacak, itirazlar olacak. ''Taksim'deki AKM'ye dokunmayııın'' diye kıçlarını yırtanlar, Ayasofya'nın açılmasına karşı çıkacaklar. Çünkü Müslümanları sevindirecek bir olay, bu insanları daima üzmüştür ve üzecektir. Sözcü gibi gazeteleri takip ederseniz, bunu anlarsınız.
Ama öyle veya böyle, Ayasofya ibadete açılacaktır.


Necip Fazıl Kısakürek'in sesinden Ayasofya meselesini dinlemek ve biraz olsun üzerinde düşünebilmek için;  Link