31 Aralık 2013 Salı

YAHUDİ DEVLETİ II


Kutlu doğum haftasına tepki gösteren, hicri yılbaşında ibadet edenlere uzaylı gözüyle bakan; ''kahrolsun kapitalizm, kahrolsun Amerikan emperyalizmi! '' diye bi yerleri işgal etmeye kalkan, fakat sırf Hollywood filmlerinde yılbaşı kutladıkları için yılbaşı kutlayan, noel baba şapkaları takan, tombala oynayan; kurban bayramında hayvan kesilmesini cinayet olarak görüp, yılbaşında binlerce hindi kesilmesine ses çıkarmayan; zaten o hindiyi batılılar kestiği için cinayet olarak görmeyen ve bu yüzden yemekten de çekinmeyen, 12'ye saniyeler kala ''on, dokuz, sekiz..'' diye suratında izafiyet teorisini çözmüşcesine mutlu ama bir o kadar sahte bir ifadeyle geri sayım yapan, ve tüm bunları yaparken sorduğunda kapitalizm, emperyalizm karşıtı ve/veya de Müslüman olduğunu söyleyen kafadan bacaklıların olduğu bir ülkede yaşayan tüm ciğersizlere selam.


Görüşün ne olursa olsun hacı, yeter ki samimi ol.
Adam ol, ciğerimi ye.
Amerikan kapitalizmi ve emperyalizm karşıtıysan, bu adamların bayramını kutlama.
Eğer Müslümansan, Hristiyanların bayramını kutlama.
Bunlardan ikisi de değilim diyorsan, çık kutla hacı, sözüm yok.

New York'ta da mı Nişantaşı var lan?
Televiyondaki sözde Anadolu insanını anlatan diziler bile yılbaşı kutlamaları için hazırlıklar yapıyor, hindi falan kesip yiyorsa, bizi işgal etmelerine pek gerek kalmamış zaten anasını satayım. Sen kapitalizme karşıysan, sokaklara çıkıp bi tarafını yırtmadan önce bu gibi faaliyetleri protesto etsene yiyosa?


Neyse, müstakil bi yazıda yine konuşuruz bu bukalemunları..

Yahudi Devleti demiştik ilk yazıda.
Bu devletin neden kurulması gerektiğine inandıklarını konuşmuştuk.
Bu yazıda da, bu inancın içindeki bazı şeyleri ve bunun dışa vurumlarını konuşalım biraz.


Daha önce değindiğim bir konu olan ''Süleyman Mührü'' meselesi ile girişi yapalım. Bu sembolün daha önce Müslümanlar tarafından kullanıldığını görmüştük, keza şuan İsrail devletinin bayrağı bu işaret.


Bazılarınız daha önce görmüş, duymuş ve bilgi sahibi olabilirler bu sembol hakkında. Nitekim Dan Brown'un Da Vinci Şifresi'nde değindiği, fakat her zaman olduğu gibi yine çuvalladığı bir konudur bu. Filmde ve kitapta bu sembolün ''Kutsal Kase'' olduğu işlenmiş. Fakat benim inancım kesinlikle bu yönde değil.


Zira Hz. Süleyman, Hz. İsa'dan önce yaşadığına göre nasıl oluyor da Hz. İsa ve Hz. Meryem'e atfedilen bir mesele olan kutsal kase işaretini taşıyor yüzüğünde? Veya Müslümanlar neden böyle bir inanca dayanan işareti kendi bayraklarında ve ibadethanelerinde baş üstüne koysunlar ki?


Süleyman Mührü diye bildiğimiz, ters olarak iç içe geçmiş iki üçgenin anlamı şudur;
Ucu alt tarafa bakan üçgen ; yeryüzünü,
Ucu üst tarafa bakan üçgen ; gökyüzünü simgeler.


Sembolün anlamı ; ''yeryüzü ve gökyüzünün birleştiği yer'' demektir.
Ve Süleyman aleyhisselam zamanında da başkent Kudüs olduğuna göre, yeryüzü ve gökyüzünün birleştiği yer Kudüs'tür.


Bunun sağlaması ise oldukça ilginçtir aslında. Aslında hepimizin bildiği, fakat parçaları bir araya getirmeyi hiç düşünmediğimiz için o gözle bakmadığımız iki olay var.

Bildiğiniz üzere Hz. İsa Kudüs'te doğdu.
Hz. İsa'nın doğumu başlı başına bir mucize olduğu ve babasız dünyaya geldiği hepimizin malumu.
Kur'an'da Cebrail as.'dan bahsederken Allah ; ''Ruh-ul Kudüs'' der.
Yani gökyüzü ve yeryüzünde birçok yer varken, Cebrail ''Kudüs''ten yeryüzüne iniyor. Ve bu yüzden Ruh-ul Kudüs ismiyle anılmakta Kur'an'da.


Bundan başka, Hz. İsa bildiğiniz gibi göğe çekilmişti. Ve göğe çekildiği yer yine ''Kudüs''tü.
Üçüncü olarak, Hz. Muhammed sav, Mekke'den ''Kudüs''e getirilmiş ve oradan Miraç'a yükselmişti.
Son olarak hadisler de bize Hz. İsa'nın Kudüs'e ineceğini söyler.


Yani Kudüs'te öyle bir yer var ki, oradan gökyüzünden yeryüzüne; yeryüzünden de gökyüzüne bir geçiş söz konusu.


Yeryüzü ile gökyüzü arasında bir kapı..
Yeryüzü ile gökyüzünün birleştiği bir yer..


İşte Hz. Süleyman'ın yaptığı mabedin bulunduğu yer de burasıdır. Zira Kur'an'da açıkça ''Mescid-i Aksa'' ismi geçer, ve biz biliyoruz ki Mescid-i Aksa, Süleyman Mabedi'nin yapıldığı yerde yer alıyor. Yahudiler şuan Mescid-i Aksa'nın altını boşuna mı oyuyorlar? Amaç o kapıyı bulmak, orayı bulduktan sonra da Mescid-i Aksa'yı tamamen yıkıp yerine o mabedi yapmak.


Bakın burası Kubbetu's Sahra ;


Burası Mescid-i Aksa ;


Burası da Mescid-i Aksa ve Kubbetü's Sahra'nın üzerinde bulunduğu tapınak tepesi;


Geniş duvarlarla çevrili olan yer Süleyman Mabedi'nin bulunduğu yer.
Hatta Ağlama Duvarı diye bildiğimiz, Süleyman Mabedinden kalan batı duvarı da, aynı yerde bulunmakta ;


Bu bölgenin neden kutsal olduğu böylelikle daha kolay anlaşılıyor. Ve karşımızdaki psikopat adamlar, orayı tamamen yıkıp kendi tapınaklarını yapmaya çok ama çok kararlı. Sakın yapamazlar falan demeyin, yüz yıl öncesine kadar üç beş Yahudinin Kudüs'te bir Yahudi devleti kurmasını da kimse beklemiyordu, fakat şimdi tüm bölgeye kan kusturacak ve kısır kısır gülecek kadar büyük bir devlet oldular.


Sen bazı şeylere inanmayabilirsin, ama inanan insanların inançları için neleri yapabileceklerini kabul etmek etmek zorundasın, zira bu adamları bu noktaya inançları getirdi. Altın Çağ'ı geri getirmek için Kudüs'e yerleşmeleri gerekiyordu ve bunu yaptılar, şimdi tüm dünyanın ve Müslümanların gözü önünde Mescid-i Aksa'nın altını oyuyorlar ve bize ''biz istediğimizi yaparız'' mesajı vermekten zerre kadar çekinmiyorlar.


Kudüs'ün kutsiyeti gerçekten şüphe götürmez.
Hz. İbrahim Kudüs'te ve Mekke'de yaşadı.
Hz. Yakub ve on iki oğlu Kudüs'te yaşadı.
Hz. Musa, İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarıp Kudüs'e getirdi.
Hz. Davud ve Süleyman dünyaya hükmeden devleti Kudüs'te kurdu.
Hz. Meryem Kudüs'te doğdu.
Cebrail, Kudüs'ten yeryüzüne indi.
Hz. İsa, Kudüs'ten göğe çekildi.
Hz. Muhammed sav, Kudüs'ten Miraç'a yükseldi...


Daha bir sürü olaydan yalnızca birkaç tanesini örnek olması amacıyla yazdım. Zira şunu da unutmamak gerekir ki, önceki kıble de ''Kudüs''tü.
Resülullah sav'in hem Kudüs'e, hem de Kabe'ye yönelerek namaz kıldığını biliyoruz.
Ayrıca ahir zamanda Mekke'nin harap olacağını ve Kudüs'ün tekrar imar edileceğini de..


İsrail denilen ülkenin bulunduğu coğrafyaya tekrar bakın, dört bir tarafı Müslümanlarla çevrili, fakat elini kolunu sallaya sallaya Müslüman kanı döküp, bir o kadarını daha dökmeyi vaad ediyor. Kendinize bunun nasıl olabildiğini sorun. Etrafı tamamen Müslümanlarla çevrili olan, ve İstanbul'un yarısı kadar nüfusa sahip olan (sekiz milyon) bu küçücük ülke, nasıl oluyor da hala orada güç kazanarak büyümeye devam ediyor...

Ve özellikle boyutlar arası geçiş yapılan bir kapıyı istiyorlar, özellikle orayı..
Yahudilerin mistik öğretilerle ne derece ilgili olduklarını hatırlarsak, bunu biraz daha iyi anlayabiliriz sanırım.


Konu uzun olduğu için birkaç yazıya bölmek daha iyi olur kanaatindeyim, bu yüzden tahminen iki yazı daha yazacam bununla ilgili. Sindire sindire gidelim di mi hacı. Önce bi hazmedelim.


Bir insanın uyanabilmesi için önce uyuduğunun farkına varması lazım,
bir Müslümanın uyanabilmesi içinse önce üzerine yapışan bu ucube gavur adetlerinden tamamen kurtulması ve üzerindeki ölü toprağını atması lazım.

Önce batılı reddedelim, sonra bu bizi Hakk'a götürecektir zaten.
Unutmayın; kelime-i şehadet önce ''La ilahe''  yani  ''tanrı yok, ilah yok'' diye başlar..

Selam ve saygı ile.
Çok nazar oldum bu ara, benim için bi dua edin hacı.