6 Nisan 2014 Pazar

MISIR'DAKİ 529 İDAM KARARI


''Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin.'' Hucurat, 10


Aynı anne babaya sahip olmak sizi kardeş yapar.
Aranızda kan bağı ve biyolojik bağ vardır.
Bu da sizi, kardeşinizi içgüdüsel olarak yabancılara karşı korumaya iter.
Gerektiğinde kendi yemeğinizi, suyunuzu, giysilerinizi verirsiniz kardeşiniz, ağabeyiniz veya ablanız için.
Gerektiğinde annenizden veya babanızdan onun için dayak yersiniz.
Kardeşinizin suçunu üstlenirsiniz.
Ona kıyamayacağınızdan, onun çekmesi gereken cezayı çekmeye razı olursunuz.
Onun canı yandığında sizin hem canınız, hem de kalbiniz yanar. Acır. İncinirsiniz.

Bazen kavga edersiniz.
Sizi acayip gıcık eder.
Uyuz olursunuz resmen.
Hatta ağzını burnunu kırmak bile isteyebilirsiniz o anlık sinirle.
Bi süre konuşmazsınız.
Trip atarsınız.
Her zaman giymesine izin verdiğiniz tişörtünüzü geri alırsınız, istediğinde de vermezsiniz.
Tuvaletteyken veya dişini fırçalarken ışığı söndürür, sonra da kısır kısır gülersiniz.

Ama ne yaparsa yapsın, aranız ne kadar kötü olursa olsun, birbirinizi ne kadar gıcık ederseniz edin, anneniz aranızı düzeltmeye çalışır. Siz de ne kadar kavgalı olsanız dahi, yabancı biri kardeşinize zarar vermek istediğinde araya girer ve onu korursunuz.

''Sen kimin kardeşine dayılık taslıyon lan!'' diye başlar, ''İyi misin abicim'' diye bitirirsiniz olayı.
Çünkü kardeşsinizdir işte. Ötesi var mı lan?

Var.
Seni anne babanın değil de, Allah'ın kardeş kılması bunun daha da ötesinde işte.
Alemlerin yaratıcısı, sizin yaratıcınız sizi kardeş kılmış. Ve ''ancak'' diye de çok derin bir kelime ile bildirmiş bunu. Hz. Ali ile Hz. Aişe ra. birbirlerine girdiklerinde, Hz. Ali ra şöyle demişti; ''Kardeşlerimiz bize haksızlık etti.''


Şu durumda bile, düşman kelimesi çıkmadı ağızlardan.
Olamazlardı ki zaten.
Kardeşlerin yalnızca arası bozulabilirdi.
Ne olursa olsun, hala kardeşlerdi.
Allah'ın seni kardeş kıldığı insanlara ''yok onlar benim kardeşim değil'' demek zaten kişiyi dinden çıkarırdı.
...

Mısır'da, geçen Ramazan'da darbe oldu.
31 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek, Arap Baharı ayaklanmaları sonucunda indirilmişti.
Mısır halkı tarihlerinde ilk kez kendi cumhurbaşkanlarını kendileri seçecekti.
Seçim yapıldı.
Muhammed Mursi oyların %52'sini alarak, Mısır'ın ilk halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı oldu.
Ve ilk icraatı şunu söylemek oldu; ''Anayasamız Kur'an'dır!''


İşte, başta İsrail'i, sonra Amerika'yı ve Avrupa'yı, sonra da bizim ülkemizdeki Allah ile sorunu olan, Allah kelimesini, Kur'an kelimesini, Şeriat kelimesini duyunca tüyleri diken diken olan gavur döllerini bu noktada kaybetti.


Halbuki bunda yanlış olan ne vardı ki?
Halk Muhammed Mursi'yi tam da bu yüzden seçmişti zaten.
Seçimlerden önce Muhammed Mursi ''İslam'a göre yönetilmeliyiz'' diye bas bas bağırıyordu.
Mısır halkı onu bu yüzden başa getirmişti.
Zira demokrasinin gereği buydu.
Halk nasıl isterse o şekilde yönetilirdi.
Halkın dediği olurdu.

Ne demokrasiye, ne insan haklarına hiçbir aykırı hareket olmamıştı. Muhammed Mursi gelip de; ''Ben sizi İslam ile kandırdım, şimdi İslam kurallarıyla falan yönetmeyecem sizi, siz ne isterseniz tersini yapacam anasını satayım'' dememişti ki. Halkın ondan yapmasını istediği ve beklediği şeyi yapmak için gelmişti oraya.


Fakat seçileli daha bir yıl bile olmadan, Hüsnü Mübarek'in yani dolayısıyla Amerika ve İsrail'in ordudaki, medyadaki ve ekonomideki adamlarını tasfiye edemeden bir askeri darbe oldu. Darbenin sebebi kavun karpuz gibi kocaman şekilde ortadaydı; İsrail, özellikle kendi komşularının kesinlikle İslami kurallara göre yönetilmesini, Müslüman bir liderle karşı karşıya olmasını istemiyordu. Zira çevrelerindeki tüm ülkelerin Müslüman olmasına rağmen, bugüne kadar toprak kaybetmemiş, bilakis topraklarını genişletmişti.


Peki çevresi tamamen Müslüman ülkelerle sarılı olan Müslüman düşmanı bir devlet bunu nasıl yapabildi?
Çok basit.
Bölgedeki tüm ülke liderlerini kendisi atadı.
Sistemlerini kendisi belirledi.
Tüm bölgeye ''laiklik'' adı altında bir modern uyuşturucu, modern kelepçe getirdi.
Bunu yaptı çünkü, eğer ülke yönetimleri laik olursa, yani İslam devletten ayrılırsa, orada Müslümanlara kan kusturan İsrail, kendi güvenliğini sağlamış olacaktı. Allah sana ''oradaki senin kardeşin'' derken, devletin ''yalnızca senin ülkendekiler senin vatandaşındır, ülke dışına böyle bir şey için yaptırım uygulanamaz'' der. İşte laiklik budur.

Sen dini devletten ayırırsan, tarihin en büyük katliamını yaparsın. Zira bugüne kadar dünyayı adaletle yöneten İslam devletlerinin başındaki Osmanlı'da bunun olmasının sebebi İslam'dır. Yeryüzüne laiklik denen, sekülerizm denilen ucube düzen geldikten sonra kan asla durmamıştır. Çünkü gavur dölleri dünyayı istedikleri gibi sömürürken, devletler bu olaya tepki verecek hiçbir yasaya sahip değiller.
Laiklik, bu gavurların dinidir
Seçilmiş bir cumhurbaşkanının bir yıl bile olmadan Amerika'dan destek aldıklarını itiraf edip darbe yapmaları seni nasıl hiç rahatsız etmedi lan? Sen nasıl bir kafadan bacaklısın olum? Neymiş ''Mursi de Sisi de aynıııooııoo ğüğööö''. Senin suratına olağanca gücümle sümküreyim ben. Müslümanlığı namaz kılmaktan ibaret sanan zavallı köle.

Aman sen laik kal, bu tarafa geçmen sıkıntı yaratır
Bizim şu koyun geziciler var ya hani, polis kendilerine su ve biber gazı sıkarken ''polis terörü'' diye dünyayı ayağa kaldıranlar, hah işte o şeref yoksunu herifler Mısır'daki bu darbede ''gerçek mermi kullanan'' polis ve askerlere ''görevlerini yapıyor'' dediler. Ben unutmadım bunu. Unutmam da. Ama iki tane gezi zekalının Taksim'de ayaklandığını görüp ''ülke koyun değilmiş abü yuaa'' diyen koyunlar var ya hani, işte onlar unuturlar. Bu gibiler her cacığa eleştiri yaparlar, Mısır'da Allah'ın sizi kardeş ilan ettiği insanların ölümüne çıtını çıkarmazlar. Lan adamların üzerine namaz kılarken ateş açıldı ateş! Gerçek mermi biber gazına benzemez, hani onu bi söyleyeyim.

Ve Mısır'da bu darbe olduktan sonra gavur dölleri çıktılar, şöyle dediler; ''Mısır'da ortaçağ kaybetti, modern çağ kazandı''

Olayın ne olduğunun farkına vardın mı hacı?
Olay hiçbir şeyle alakalı değil; yalnızca ve yalnızca ''İslam'' ile alakalı.
Yalnızca ve yalnızca Müslümanlarla alakalı.
Çünkü ''ortaçağ'' olarak görüyorlar o gavurlar İslam'ı, hepsi bu.


Ben daha darbe yapılırken bir yazı yazmıştım.
İsrail'in bölgedeki sistemi tekrar gözden geçirdiği için bu darbenin yapılmasının şart olduğu ayan beyan ortadaydı zaten. İhvan-ı Müslümin bir terör örgütü ilan edildi ve ülkedeki tüm faaliyetleri yasaklandı. İslam'ı savunan tüm medya kanalları kapatıldı. İsrail sınırındaki Refah Sınır Kapısı kapatıldı. Suudi Amerika, Mısır ordusunu darbe için tebrik etti ve para yardımı yapacağını söyledi. Sisi, darbeden hemen önce Amerikan elçisinin odasında saatlerce kaldı. Darbeden sonra yine Amerikan elçisine gidildi. Gezide gaz yiyenler için 20-30 tane haber yapan Beyaz Saray, bu olaya ''darbe'' diyemedi. Peki halkın iradesiyle seçtiği, seçileli bir yıl bile olmayan cumhurbaşkanını askeri yollarla, halkın iradesi dışında indirmek darbe değil miydi? Yoksa bu demokrasi miydi? Link

Evet.
Amerikan demokraSİSİ.

Uluslararası ilişkiler bilmek lazım biraz.
İnternetten bir şeylere bakıp da, oraya buraya ''şimdi şu şöyle, bu da böyle'' demekle olmuyo bu işler.
Sen Mısır ordusunun finansörünün Amerika olduğunu bilmezsen eğer, bu darbenin neden ve nasıl yapıldığını anlayamazsın. İki tarafı da eleştirerek, kendisini bunlardan üstün gören kıçıkırık bi asalak olursun. O tiplere da acayip uyuz olurum zaten. Bir şey hakkında taraf tutması gerekirken, ''amaan, ikisi de birbirinden beter biee'' diye kendisini bi cacık sanan herifler var ya hani, alayı şakşakçıdır onların.

Yüzlerce insan öldürüldü Mısır'da.
Binlercesi ölüyor hala Suriye'de.
Filistin yıllardır kan ağlıyor.
Afganistan'da, Irak'ta ve tüm orta doğuda Müslüman kanı akıyor.
Doğu Türkistan'da hakeza.
Afrika hepimizin malumu.

Peki çıkıp da akan Müslüman kanı için konuşan bir tane Müslüman var mı?
Yok.
Yok anasını satayım, yok.
Alayı, yok Amerika Suriye'ye girecekmiş de Esed de orayı savunuyormuş da, falan da filan da.
Bi de Esedçiler türedi zaten bu ara.

Üç senedir orada katletmediği insan kalmayan adam, Müslümanlar tarafından nasıl savunulur oldu olum lan?
Beyni zerre kadar çalışmayan saksı kafalılar bunlar.
Üç senedir Amerika ve Avrupa, Suriye'ye girecez diyolar, müdahale diyolar, e peki hani nerede?
Düne kadar müdahale tarihi veriyolardı hani noldu?

Sen Suriye'yi koruyan, finanse edenin Rusya olduğunu, Çin olduğunu, İran olduğunu bilmezsen böle mal mal konuşursun. Dünyayı yalnızca Amerika'dan ibaret sanarsın. Tüm bunların orta doğuyu karıştırmak için yapılan planın küçük bir parçası olduğunu da anlamazsın.

Düne kadar Esed Pkk'ya destek veriyodu hani, o noldu?
Bi de muhalefet yapacaksanız adam gibi yapın, mantıklı yapın.
Düne kadar Tayyib Esed'e kardeşim diyomuş, şimdi ne değişmiş.
Olum siz geri zekalı falan mısınız lan? Bu nasıl bir argüman? Bu nasıl bir muhalefet? Bana Chp'li ayağıyla gelip de bunları söylemeyin. Chp çıktı mecliste bunu söyledi, bizim ileri zekalı insanlarımızda bunu kendilerine şiar edindi. Ahmet Davutoğlu şöyle dedi bu konu için, hatırladım şimdi; ''Eskiden kardeşmişiz. Arada iki yüz bin ölü var.''

Eskiden Pkk'ya destek veren adamlarla neden kardeştiniz de, ben de arkandan geleyim.
Bu adamlar düne kadar Pkk'ya destek veriyodu, herkes bunu unuttu bir anda. Olur öyle, unuturlar.

Berkin Elvan diye bir çocuğun ölümü üzerine binlerce gavat eylem yaptı. Peki Suriye'de havan mermisi yiyen çocuklar çocuk değil mi? Mısır'da öldürülen çocuklar çocuk değil mi?

Siz sanıyor musunuz ki bu gavatlar Berkin Elvan denilen çocuğu zerre kadar umursuyor, zerre kadar fifiliyor?
Bu gavatlara yalnızca eylem yapmak için sebep gerekiyor. Ve bu eylemlerde biri ölürse, diğer eylemler için zemin oluşturur her zaman. Bu yüzden birilerinin ölmesi için dua ederler, hatta birçok eylemde birileri kasten öldürülür. O isimler de sembolleşir.

Benim sözüm gavur döllerine değil zaten burada. O gavatlar ne halleri varsa görsünler.
Ama Müslümanım diye ortalıkta dolanıp da, Müslümanlar ve İslam adına ağzını açmayan insanlardan tiksiniyorum. Midemi bulandırıyor bu gibiler.


Bugün geziciler içinde 529 kişiye idam kararı verilse sizce bu ülkede ne olur?
Ya dünyada?
Bir Berkin Elvan'ın ölümü nasıl tüm dünyada haber yapılıyor olum, siz şunu bile düşünemeyecek kadar kör mü oldunuz ya?

Aynı dünya medyası, Mısır'daki 529 idam kararını ağzına bile almıyor.
Gezideki olaylar tüm dünyanın kendi meselesi gibi dünya gündemine oturuyor, fakat Hamburg'daki daha feci olaylar hiçbir yerde haber edilmiyor. Nerede bu Madonna, Bruce Wills ve diğer ünlüler?

Hüsnü Mübarek vatana ihanetten yargılanıyor, ama idam edilmiyor. Müslüman Kardeşler üyeleri, darbeye karşı oldukları için idam ediliyor. Toplu idam hem de. Hüsnü Mübarek Sisi'nin doğru aday olduğunu, ülkeyi onun yönetmesi gerektiğini söylüyor. Mübarek hala ülkeyi mi yönetiyor anasını satayım?


Bugün içeride olan gazeteciler için herkes bi tarafını yırtıyor, pek, 28 Şubat döneminde yalnızca Müslüman kimliğini kullanarak yazılar yazan gazeteciler ne olacak? Salih Mirzabeyoğlu yıllardır içeride olan bir gazeteci, bir yazar, o noldu? Hani gazetecilere özgürlük kavramı?

Dr. İhsan Şenocak; ''Ölüm, dostu dosta taşıyan bir köprü olunca tebessümle karşılanır.''
Siz Nelson Mandela'lara, Paul Walker'lara üzülün; ben Abdülkadir Molla'ya ve dünyada kanı akan Müslümanlar için üzülücem. Siz bu ünlü isimlere taziye yazıları yazarak popülarite kazanacaksınız, ben her gün akan Müslüman kanı için konuşarak sıradan ve sıkıcı olucam.

Bütün çocukları öldürseniz de, elbet bir Musa sağ kalacak !