23 Temmuz 2013 Salı

TAHRİF HAREKETLERİ ; ABDÜLAZİZ BAYINDIR VE ZAMAN KAVRAMI


Herkese hayırlı Ramazanlar.

Ramazan ayındayız, fakat öyle şeyler cereyan ediyor ki, bu güzel ayın maneviyatına adeta gölge düşürüyor. Dikkat ettiyseniz, medya size en çok Ramazan ayında dini haberler sunar. Ana haber bültenlerinde ''flaş flaş flaş! Bilmem kim hoca yine ezber bozdu! ''  diye haberlerin ardı arkası kesilmez bu ayda.


Tabi bazı sevgi kelebekleri, mutluluk pıtırcıkları, hiçbir şeyin altında hiçbir şey aramayan Polyanna sevenler derneği gibi kişiler ''ya nölcek hajı yaa, adamlar ifade özgürlüğünü kullanıyo işte ya, halkı bilinçlendiriyo daha ne istiyon hıha hahu müee :))''  gözüyle bakıyor olaya. Yani bizim medyamız, bizi o kadar düşünüyor ki halkın bilinçlenmesi için bunları haber yapıyor öyle mi?

Baba tamam, tamam.
Tamam baba, tamam.
Baba tamam, sakin ol baba.
Baba!
Tamam!

Bu cevap sizin için yeterlidir umarım.
Daha önceki yazılarda söyledim, fakat tekrar ve tekrar söylemek istiyorum ciğersizler; ''medya tahrif pazarlıyor!''
Tıpkı bir zamanlar Zekeriya Beyaz'ı ülkenin en çok konuşulan, en çok haberi yapılan ve en çok programlara davet edilen adamı yaptıkları ve bugün de aynı şeyi hala ve hala Yaşar Nuri Öztürk ile denedikleri gibi. Hatırlayın bir ara her kanalda, her haberde Zekeriya Beyaz denilen tombalacının ismi geçerdi, hatta Beyaz şova bile katılmıştı bu adam.


Balık hafızalı olmayın, dünkünü unutup bugünün güdülmeye hazır koyunları olmayın ciğersiz arkadaşlarım benim. Kedi ciğerinizi sizin.


Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra konumuza doğru giden otobüse binelim ve son durakta inmek üzere yayılalım arkamıza. Geçen yazıda anlattıklarıma birazcık eklemeler yapacam izninizle. ''Allah geleceği bilmez'' diyen Abdülaziz Bayındır'a biraz daha dokandıracaz.


Öncelikle gelecekten haber veren ayetlerden bahsedelim.

Bedir Savaşı'ndan önce sayı olarak çok üstün olan müşriklerin, Müslümanlara karşı her konuda zafere olan inançları tamdır, fakat bir ayet inmiştir ;

''Yoksa onlar ''biz birbirimize kuvvet veren yenilmez bir topluluğuz'' mu diyorlar? Onların topluluğu yakında hezimete uğrayacak, arkalarını dönüp kaçacaklar. Fakat onlara asıl vaad olunan azap, kıyametin azabıdır. Kıyamet günü daha dehşetli ve daha acıdır.''  Kamer 45-46


Gördüğümüz gibi bu ayette çok açık bir şekilde gelecekten bahsetmekte ve yakında yenilip kaçacaklarını bildirmektedir Kur'an. Daha savaş başlamadan, Allah onların arkalarını dönüp kaçacaklarını bildiriyor. Şimdi kalkıp bu ayete ''canım Allah yardım edecek işte savaşta, Allah yardım edince de müşriklerin yenilecekleri kesin ''  diye bir yorum gelebilir sevgili Bayındır'dan.


Hemen cevaplayalım;
Böyle bir yorum saçma olacaktır. Zira madem Allah geleceği bilmiyor, Müslümanların yardıma ihtiyaç duyacağını da bilemez. Hadi diyelim Allah öyle veya böyle yardım etmeye karar verdi, ve yenilmelerini sağlayacak. Peki arkalarını dönüp kaçacaklarını nereden biliyordu geleceği bilmiyorsa?


Hatta Hz. Ömer bu konuda şöyle der ;

''Bu ayetler indiğinde bundaki muradın ne olduğunu bilmiyordum. Ta ki Bedir günü Rasulullah'ın zırhını giyip bu ayetleri okuduğunu görünce, muradın ne olduğunu anladım.''

Yani Allah, Bedir Savaşı'nı Müslümanların kazanacağını önceden haber veriyor.

Devam edelim ;

''Sizden öncekilere kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden incitici şeyler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve korunursanız, işte bu büyük işlerdendir.''  Ali İmran, 186

 Çok açık bir ayet yine, ''incitici şeyler işiteceksiniz''  denilmiş. Bu, gelecekten haber değil midir?


''Rumlar pek yakın bir yerde mağlup oldu. Fakat onlar bu mağlubiyetten sonra birkaç sene içinde galip geleceklerdir.''  Rum,1-2

''İşte Allah sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de, ondan (Mekke'nin fethinden önce) önce (size) yakın bir fetih verdi.''  Fetih, 27

Daha Mekke fethedilmeden, Allah bu fethi haber vermiştir gördüğümüz gibi..


Devam edelim, Yusuf Suresi 100. ayet ;

''Ey babacığım. İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın te'vili. Rabbim onu gerçek kıldı.''


Hz. Yusuf, çocukken rüyasında 11 yıldız ve güneş ile ayı kendisin secde ederken görür ve bu rüyayı babasına anlatır. Bunun üzerine Yusuf Suresi 6. ayet der ki ;

''Rabbin böylece seni seçkin kılacak. Sana rüyaların yorumunu öğretecek ve bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine nimetini tamamladığı gibi, senin ve Yakub oğullarının üzerine de nimetini tamamlayacaktır. Muhakkak ki Rabbin alimdir, hakimdir.''


Yani Hz. Yakub, oğlu Hz. Yusuf'un gelecekte peygamber olacağını biliyordu. Zaten Hz. Yusuf da, Yusuf Suresi 100. ayette ''Rabbim bu rüyayı gerçek kıldı''  diyerek bunu kastediyor. Hz. Yakub ve Yusuf gelecekte bunların olacağını nereden bildiler sence sevgili Bayındır?


Sonra Yusuf Suresi'nde şunu görürüz, Hz. Yakub, oğlu Yusuf'un rüyasını kendisine anlattığında ''bunu kardeşlerine anlatma'' der. Diğer oğulları Yusuf'un da kendileriyle gelmesini istediklerinde Hz. Yakub onlara güvenmez, çünkü bir şeyler olacağını bilir. Bunun sebebi gece gördüğü rüyadır. Rüyasında on kurdun Yusuf'u parçaladığını görür ve bunu ''on kardeşinin Yusuf'a zarar vereceği'' şeklinde yorumlar. Yani Allah, Hz. Yakub'a gelecekten haber vermiştir.


Hatta Hz. Yakub, Yusuf Suresi'nin 13. ayetinde şöyle der ;

''Doğrusu onu götürmeniz beni üzer. Siz ondan habersiz iken onu kurt yer diye korkuyorum.''

Bunun ardından oğullarının ağlayarak ; ''

''Ey babamız. Biz yarışa gitmiştik. Yusuf'u eşyalarımızın yanında bırakmıştık, onu kurt yemiş.''

Yani Hz. Yakub'a gösterilen gelecek birebir gerçekleşmiş oluyor sevgili Bayındır, okey?


Ayrıca rüyaların bazıları gelecekten haber verir, nitekim Hz. Yusuf rüyaları nasıl yorumladıysa hep aynı şekilde olaylar vuku bulmuştur. Rüyalar bile gelecekten haber verebiliyorken, Allah nasıl gelecekten habersiz olacak be hey şaşkın?


Ve gelelim konu hakkındaki en güzel ve can alıcı örneğe..

Tebbet Suresi.

Tebbet Suresi, Rasulullah'ın amcası olan Ebu Leheb hakkında inmiş bir suredir. Meali şöyledir ;

''Ebu Leheb'in elleri kurusun. Kurudu da. Ne malı, ne de kazancı kendisini kurtarmadı. Alevli bir ateşe girecektir o. Karısı da odun taşıyan bir hamal olarak ateşe girecektir; omuzunda hurma lifinden bir ip olduğu halde..''


Bu sure indiğinde, Ebu Leheb ve karısı hala hayattaydı. Fakat Allah ''o ve karısı cehenneme girecektir''  diyerek şunu demek istemiştir ; ''o ve karısı asla iman etmeyecek.'' Yani Ebu Leheb daha hayattayken Allah onun iman etmeyeceğini bildirmiştir tüm Müslümanlara. Peki geleceği bilmiyorsa Ebu Leheb'in iman etmeyeceğini nereden bildi? Burada Ebu Leheb şakadan bile olsa ''hadi iman ediyorum lan o zaman''  dememiştir, zira Allah geleceği görür, geleceği bilir ve bu yüzden de Ebu Leheb'in iman etmeyeceğini bilmiş ve bildirmiştir sevgili Bayındır.


Sonra Hz. İbrahim'den Hz. İsmail'e, Hz. Yakub'dan Hz. Yusuf'a, Hz. Davud'dan Hz. Süleyman'a tüm peygamberler son peygamberin geleceğini biliyorlar mıydı?
Evet.

Peygamber gelmesi için toplumların bozulması gerekir, ve böyle bir durumda onları Allah'ın yoluna ve dinine çağıracak bir peygamber gelir. Son peygamber gelecek demek, insanların yine bozulacağı ve bu yüzden Allah'ın peygamber göndereceği demektir. Eğer Allah haşa geleceği bilmiyorsa, insanların bozulacağını nereden biliyor ve bir peygamber müjdeliyor sevgili Bayındır?


Cin Suresi 26. ve 27. ayette şöyle der Allah ;

''O, bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz. Ancak seçtiği elçiye açar.''

Şu apaçık ayete rağmen ''Allah gaybı bilmez''  diyen insan, bu ayet gibi apaçık bir şekilde ''kafir'' olur.
Kur'an'da sürekli olarak ''Allah her şeyi bilir'' , ''Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir'' der. Sen kalkıp ''Allah geleceği bilmez'' dersen ne olursun sevgili Bayındır?


Zamanı da yaratan zaten Allah'tır sevgili Bayındır, sen kendi yarattığı şeyden bihaber olduğunu söylüyorsun Yaradanın.. O'nun katında da zaman varsa, bu zamanı kim yarattı peki olum?  Allah'ın ilmini bizim küçük beyinlerimize sığdırmaya çalışırsan, böyle küçük bir sonuç elde edersin.


''Bekar bir kimsenin ileride kiminle evleneceğini Allah bilmez'' safsatasına da güzel bir örnek vererek bitirelim ciğersizler ;

Hz. Aişe, Rasulullah'tan şöyle rivayet ediyor ;

''Ey Aişe seni rüyamda gördüm. Bir melek ipekten bir parça içinde senin suretini gördüm, bana ''bu senin müstakbel zevcendir'' diyordu. Şimdi anlıyorum ki o suret sendin. Allah, bana bunu Cebrail ile bildirdi.''

Sanki tam da bizim Bayındır'a cevaben bir olay olmuş di mi ciğersizler hehe.


Zaten bu adamın zamanla ilgili epey bir sorunu var anasını satayım, yok efendim imsak vakti de yanlışmış, kendisi doğrusunu bulmuş falan filan. Size bu ve bu gibi adamları televizyonda daha çok pazarlayacaklar ciğersizler, benim aciz ve naçiz tavsiyem şudur ki, bu adamlara itibar etmeyin.


Ramazanın bereketi ve rahmeti sizinle olsun.