25 Aralık 2014 Perşembe

HO HO HOOUU ''VOLUME II''


Esselamu aleyküm canlar, ciğerler ve de ciğersizler, ya da ciğer yemeyi çok sevenler..

2014'e girerken yazmıştım yazının birinci kısmını, geçen sene bugünlerde. Elime yapışacak değil ya, her senenin sonunda, bir diğer yıla girerken yazarım artık. Çünkü tepkimi ve hissiyatımı diri tutmak istiyorum. Size de bir şeyler hissettirebiliyorsam ne mutlu bana, zira maksat hasıl olmuştur benim için.


''Kim ne kutlarsa kutlasın'' moduna girmeyin hemen. Biz de elbette kimin neyi nasıl kutladığına karışacak değiliz, herkes neyi nasıl isterse yapabilir. Yalnız benim tepkim ve bizlerin tepki göstermesi gereken yegane şey şudur ki; bu gibi yurt dışından ithal kutlamalar bize kendi kültürümüzü unutturuyor. Ve sonunda da öyle bir nesil yetişiyor ki, kurban bayramında ''hayvan kesmek cinayettir!!'' diye sokaklarda bağırıp; yılbaşında hindi kesilmesine ses çıkarmıyor, hatta ve hatta yılbaşı kutlamayanları da geri kafalı addediyorlar.


1000 yıldır Müslüman toprağı olan bu topraklarda; Müslümanlar, Müslümanlıkları yüzünden aşağılanmaya başlamışsa, orada Müslümanlar bağımsızlıklarını kaybetmişler demektir.


Son bir yılımın neredeyse tamamını yabancılarla geçirdim. Özellikle Amerikalı, Kanadalı ve Avustralyalılar ile.. Son birkaç ayda ise birçok Libyalı ve Suriyeli ile tanışma fırsatım oldu. Bu iki farklı coğrafyadaki farklı insanlardan çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. Bir batılı ve bir doğulu dünyaya, hayata ve insanlara nasıl bakar bunu görmüş oldum. Hatta bunu görüntülü olarak sizlerle paylaşmayı düşünüyorum yakın zamanda.


Konuyla alakalı bölüme gelecek olursak eğer, batılı arkadaşlarımın dikkatini çeken şeylerin başında Türkiye'deki Noel kutlamaları geliyor. Hatta geçenlerde onlardan bir tanesi, bizzat gelip kendisi sordu bana; ''Tuhafıma giden bir şey var, neden Türkiye'de Noel kutlanıyor?''

Ben de işi bildiğim için; ''Neden tuhafına gidiyor peki?'' dedim.

Cevap şuydu; ''Christmas Hristiyanlıkla alakalı bir şey de ondan. Hristiyan olmayanların bunu kutlaması çok saçma geldi bana...''

Tanesi 10 bin dolardan Noel baba heykelleri, yok hacı burası Los Angeles değil; Kadıköy

Yani dışarıdan bakınca gerçek anlamda birer geri zekalı ve orjinalin yan sanayisi insanlar olarak görülüyoruz işte. Adamlar bu ülkedeki Noel kutlamalarına bir türlü anlam verebilmiş değiller. Lakin bizim batı özentisi, batı çakması olan elitlerimizin ve batı çakması ve taklitçisi olarak kurulan bu cumhuriyetin zoruyla, yıllarca kendi bayramlarımızdan daha değerli hale getirildi bu tür kutlamalar.


Aslında eleştiri getirmek istediğim başlıca iki yer var benim. Birincisi Müslümanlar, ikincisi de lafa gelince emperyalizm ve kapitalizm karşıtı geçinip; icraata gelince en emperyalist ve en kapitalist olanlar.


Müslümanın Noel kutlamasına, günümüz çağdaş ve modern Müslümanlardan elbette cevaz gelecektir. Çünkü günümüzün o çağdaş ve modern Müslümanları, binlerce yıllık İslam dinini sadece kendileri anlamışlardır. Ayrıca bunlar da çağın gerekleridir. Yani onlar için bir şeylerin doğru kabul edilmesi, o şeyi yapan insanların çokluğuyla ölçülür. Eğer yanlışı yapan insan sayısı çoksa, bunu yapmakta sıkıntı yoktur. Çünkü artık bu, çağın bir gereği olmuştur. Ayrıca herkes yapıyordur. Lafa gelince koyunluktan dem vurup da, icraata gelince herkesin yaptığı için bir şeyleri yapan, herkes inandığı için bir şeylere inanan beyin özürlü, hipnoz edilmiş idiotlara buradan selamlar olsun.. Alemsiniz cnm yhaa...


''Müslüman neden Noel kutlamaz?'' derseniz eğer, ben de size ''Tavukları pişirmişem, hacıyı da çarşıya göndermişeeem'' derim elbette.

Şaka bir yana, gelin bunu bir kez daha konuşalım.


Bugün Christmas, yani Türkçe'ye çevrisiyle Noel. Aralık ayının 25'i, Hristiyanlarca Hz. İsa'nın doğumu olarak kabul görülüp kutlanılır. Beş gün sonra da, altıncı günün sonunda yeni bir yıla giriş kutlanılır. Şimdi ''iyi de biz Hz. İsa'nın doğumunu değil, yeni yıla girişi kutluyoruz'' diyenler var bu ülkede, biliyorum. Bir tanesi de bir zamanlar benim öğretmenimdi hatta.


Müslüman kardeşim, senin yeni yılın miladi yılbaşı değil; hicri yılbaşıdır. Öncelikle şunu aklının güzel bir köşesine sok. Bu ülke 1925 yılının 26 Aralığından itibaren miladi takvimi kullanmaya başladı. Miladi takvim, adı üzerinde, Hz. İsa'nın doğumunu esas alan, bunu milat kabul eden Hristiyanların takvimidir. Yalnız daha önce üzerinde epey bir durduğum Hristiyanlık, Mitoloji ve Paganizm meselesinde gördüğümüz gibi, bu tarihler aslında paganizmden gelen tarihlerdir. Güneş ve dünyanın hareketlerine dayanan bu pagan tarihleri, Hz. İsa'nın doğumu, ölümü gibi isimlerin arkasına gizlenmiş pagan inançlarıdır.


Hristiyanlar da bu tarihleri Hz. İsa'nın doğumu olduğuna inandıkları için kutlarlar. 25 Aralık'taki Noel de böyledir, yılın son günü olan 31 Aralık da böyledir. Ve bu kutlamalar Hristiyanlıkta artık bir şiar halini aldığı için, ayrıca bunlar şirk merasimi oldukları için, bu merasimlere eşlik etmek de şirk merasimlerine eşlik etmektir. Yani adamların dini bayramlarını bile taklit etmek ne demektir Allah aşkına şunu bir düşünün ya.. Senin yeni yılı kutluyoruz dediğin yıl da bu adamların yılı zaten. Takvim bu adamların takvimi. Lakin bize bir şeyler oldu, 1926'dan itibaren miladi yılbaşı kutlamalarına başladık..

Merry Christmas...? Sanırım pankart sürçmesi...Onlar sadece yeni yılı kutluyo..
İşgalden kurtulmuşuz bir de..
Kafalar Hristiyanlaştıktan sonra işgale ne gerek var?
Senin asıl düşünmen gereken şey, kafanı kimlerin Hristiyanlaştırdığı..


Şimdi emperyalizm ve kapitalizm karşıtı geçinen o yaralı, depresyon stayla arkadaşlara ufaktan değinelim.

Birilerinin senin kafana soktuğu düşünceye göre, sen Noel'i değil, yeni yıla girişi kutluyorsun. Peki kafana taktığın o Noel Baba şapkası nereden geliyor acaba? Ya da süslediğin çam ağacı? Ya da o gün yediğin hindi? Bana bunların hiçbiri olmadan yapılan bir tane yılbaşı kutlaması gösterebilir misin?


Bence de gösteremezsin.
Çünkü sen kendini, kendi egon ve kibrin ile öylesine kandırdın ki bugüne kadar, şunları düşünmedin bile. Yalnızca kendine ''ben sadece yeni yılı kutluyorum'' diye hayali ve ucube bir savunma mekanizması oluşturdun. Ve ne kendin bunu sorguladın yıllarca, ne de kimsenin sorgulamasına izin verdin. Çünkü en ufak bir sorgulamada, savunduğun şeyin tamamen yıkılacağını çok iyi biliyordun.


Yılbaşında hediye alıp vermek de bir Hristiyan geleneğidir, unutma. Ve bize yıllarca okullarda bunu yaptırırlardı, hatırlıyorum şimdi. Çekiliş yapardık, herkese kimin ismi çıkarsa ona hediye alırdı yılbaşı için. Bunu hala yapanlar var elbette. Sadece yeni yılı kutladığını söyleyen bir gavat var ya oralarda bir yerlerde, hah işte o da yapıyor bunu. Onu gördüğünüz yerde ''tyler sana selam çaktı lan mal hahahuhaa :-))))'' deyip uzaklaşın.


Kapital ekonominin de bu gibi kutlamalara ne kadar ihtiyacı olduğunu düşünürsek, bu sığırlar hayatlarında inandıkları her şeyin aslında tersini yapıyorlar demektir. Hem kültür emperyalizmi, hem de ekonomik emperyalizm. Bu da eşittir kapitalizm.


Etrafındaki her arkadaşın kutluyor diye, bu kutlamayı görmezden gelemeyen, dışlanmaktan veya bir şeylerden geri kalmaktan korkan; sonra da kendini anti bilmem ne diye tanıtan insanlar kadar iki yüzlü kim olabilir? Eğer inandığın ve savunduğun şeyler uğruna dışlanmaktan, tek kalmaktan korkmuyorsan, ne inanıyorsun, ne de bir şeyler savunuyorsun demektir arkadaşım.


Bana inandığın ve savunduğun şeyler uğruna vazgeçtiğin şeyleri söyle. Ha eğer söyleyecek bir şeylerin yoksa, gölge yapma gözünü seveyim. Çünkü benim bu dünyada, bu düzende karşı olduğum ilk şey kapitalistler veya emperyalistler değil; karşı olduğum ilk şey kapitalizm, emperyalizm, siyonizm, ırkçılık, sömürücülük gibi kavramların hepsine karşı olduğunu söyleyen, ama farkında olmadan ya da sorgulamadan onu savunanlardır. Önce ''kahrolsun kapitalizm''cilerdir benim düşmanım. Sonra asıl kapitalistlerdir. Bankalardır. Hükumetlerdir. Kanunlardır, yasalardır. Önce ''tam bağımsız Türkiyeee'' diye bağıranlardır benim düşmanım. Sonra bu vatanın bağımsızlığını satanlardır.


Çünkü ben önce düşmanımı bilmek, tanımak isterim. Ben düşmanımı karşımda isterim, yanımda değil.

Safınızı, kendinizi ve düşmanınızı bilmeniz, tanımanız dileğiyle...