19 Mayıs 2012 Cumartesi

TÜRKİYE 'DE MEDYA


Her medya organının sloganı oldu artık bu  tarafsızlık. Her gazete, her televizyon, hatta her internet sitesi  ''türkiye'nin en tarafsız.... '' diye başlıyor kendini tanıtmaya.

En çok izlenen kanallara  bakıyorsun, her biri neredeyse aynı düşünceyi savunan kişilerin programından geçilmiyor. Tüm haber spikerleri haberleri aynı şekilde yorumluyor, bir tarafın görüşlerini gösterirken diğerininkileri kesip biçip gösteriyor, en önemli şeyleri atlıyor, laf cımbızlıyor.

hangi Türkiye'nin?
%99 ' u müslüman olan bir ülkede, küçük çocuklar camiye gittiklerinde ana haberlere konu oluyorlar. Nerede bir sakallı adam bir yanlış yapsa, anında akşam haberlerinde 1. sırada yer alıyor. Başörtülü bir kadının yaptığı her hareket haberlere ve gazetelere konu oluyor.


Medyanın toplumları etkilemekte ne kadar etkili olduğunu 86250153 kere söylemiştim. Ve bunu da yine 89656532 kere kanıtlamıştım. Televizyonda maruz kalınan cinsel içerikli bilinçaltı mesajları yüzünden, neredeyse tüm dünyada ergenlik yaşı gün geçtikçe düşüyor, cinsellik yaşı ise daha vahim bir şekilde düşmeye devam ediyor.


Düşen ergenlik ve cinsellik yaşı sebebiyle, toplum ahlakı ve kültürü yozlaşıyor. Bir sonraki nesil, kendisinden önceki neslin kültürüne, örf ve adetlerine inanılmaz derecede yabancı kalıyor ve o kültürü yadırgıyor. Sanki bir sonraki nesil bambaşka bir kıtadan, bambaşka bir ülkeden gelmiş gibi anne babasının kültürünü saçma buluyor.

Ve bunun en büyük nedeni  ''medya''.


Sen dizileri eleştir, dizi yapımcıları yönetmenleri falan çıkar  '' biz gerçekleri yansıtıyoruz gardeeşiim, hem neden etkilensinler küü''  gibi aptalca gerekçelerle savunur kendilerini.


Biz hayatta olan şeyleri anlatıyoruz derler, ama dizinin sadece 1 bölümünde 985 tane tutarsızlık yakalarsın  '' dizi gardeşim bu olacak o kadar, kurgu yapıyoz burdaa ahahahahaha :) :):)  ''  derler.


Yani televizyon insanları işlerine geldiğinde gerçekleri yansıttıklarını söylerler, işlerine gelmediklerinde ise sadece kurgu yaptıklarını. O heriflerin tek düşündükleri reytinglerdir. Çünkü reyting para demektir, reyting popülerlik demektir, kısacası reyting her şey demektir o herifler için. Yani gelip de  gerçekleri yansıttıklarını, toplumu her şeye hazırlamak istedikleri gibi Polyannacılıklar falan mide bulandırıcı derecede yalandır. Ulan kim hiç reyting kaygısı gütmeden, sırf halkı bilinçlerdirmek için dizi yapar ya, az mantıklı olun.


Magazin programlarında, gazetelerde cirit atıyor böle Polyannacı herifler, kıl oluyorum anasını satayım. Meğer herşey halk içinmiş, ahahaha. Adama '' bi sie go lan''   demezler mi arkadaşım, derler.
Ahan da ben diyim hemen  ''bi sie go lan '' ..


Ben arkadaşlarıma şu siyonist yapılanmayı anlatırken, hiçbiri söylediğim şeylere gerçekçi bakmamıştı. Fakat her söylediğim şeyi belgeleriyle kanıtladığımda, süt dökmüş kediye döndüler, ben de  ''kedi canınızı sizin ''  dedim onlara.


Şimdi, aslında her şeyi açıklamaya yetecek bir olayla başlamak istiyorum. 1996 yılında hatırlarsınız 28 Şubat süreci olarak bildiğimiz bir darbe vardı. Ve bu darbenin en önemli faktörlerinden biri de medyaydı. Zaten medya organları, kurulduğu ilk günden itibaren insanların fikirlerini etkilemekte çok önemli bir yere sahip oldu, hala da öyle.


Bakın 28 şubat sürecinde medyada  ''irtica''  başlıklı ve içerikli milyonlarca haber yapıldı. Gazeteler, televiyonlar sürekli bu içerikte haber yaptılar ve halk öyle bir galeyana geldi, bu fikri öyle benimsedi ki, bir darbe yapılmasını tahminden çok, bu darbeyi destekleyecek duruma gelmişti.


Daha önce bahsetmiştim bu konudan, ama tekrarlayacam, zira konuyla çok ilgili. O yıllarda bir mason locasının içine sızılmış ve aday kabulü ile şeytana tapma ayinleri kayda alınmıştı.


Bu görüntüler Kanal 7 ' de günlerce yayınlandı. Masonların, söyledikleri gibi sadece bir sosyal kulüp olmadığını tüm Türkiye' ye günlerce gösterdi.

Peki dünya tarihinde ilk kez bir mason locası deşifre olmuşken, diğer kanallar haberlerinde neyin üstünde duruyorlardı?


Müslüm Gündüz Ve Fadime Şahin Basılma Görüntüleri


Bakın bu ve bunun gibi görüntüler ve haberler günlerce, haftalarca ana haberlerin ve gazetelerin 1. sırasında yer aldı. İlk videoda  Gündüz gavatı '' biz şeriatı getirmek istiyoruz, Türkiye'ye ve dünyaya hıhahahahaa ''  diye ağzından köpükler saçıyor. Ve bu haberler televizyonlarda  ''şeriat tehlikesi''  olarak haftalarca yer alıyor. Ardından bi de alttaki basılma görüntüleri de basına sızınca, kıyamet kopuyor işte..


Bakın ben bir şeyi çok merak ediyorum. Şuan da din hakkında konuşabilecek bir sürü adam var, bir sürü tarikat lideri, şeyh falan cirit atıyor. Peki neden şimdi de bu adamlar ana haberlerin birinci sırasında asla ve asla yer almıyor, bunu cidden merak ediyorum. Düşmanca 1-2 haber yapılıp, üstü kapatılıyor, fakat hiçbiri haftalarca gündemi meşgul etmiyor.

Neden?

Çünkü toplum sıkılıyor bu tür haberlerden. Onlara magazin haberi lazım. Onlara Tarkan en son hangi kızı yemiş, Çağatay Ulusoy' un sevgilisi şunu yapmış, Demet Akalın frikik vermiş gibisinden haberler gösterilmesi gerekiyor çünkü. Anca bundan hoşnut oluyor halk.


Ulan bi tane kıçıkırık sakallı herif çıkıp ''ben şeriat istiyorum, şeriat getirecem''  diyor, ve siz de buna itibar ediyorsunuz ha?

Emrindeki 500 adamla ülkeyi mi fethedecek bu adam?


Ben şuan da sokağa çıkıp 500 tane şeriat isteyen adam gösteririm sana. Bu adamın televizyonlara çıkacak ve haftalarca gündemin 1. sırasında olacak kadar nesi farklı lan? Ne özelliği var?


Alttaki videoya gelince,

Bu videoda dikkatimi çeken tonlarca olay var. Örneğin, bu bir polis baskını, evet. Peki neyi basıyorlar?

Bir adamın bir kadınla olan cinsel ilişkisini mi?

Naası yaa?

O niye ki la?

Olum şuan dışarı çık, ben sana evli olmayan, hatta reşit bile olmayan, 5648218532836585285963659  tane üniversite veya lise öğrencisi göstereyim cinsel ilişkiye giren.


Lan üniversitede ev tutan her erkek, o eve kız atmak için tutmuyorsa ben de bir şey bilmiyorum anasını satayım. Okullarda bakire kız sayısı Fenerbahçe' nin yedek oyuncu sayısından daha az.


Çocuk gayet normal bir şekilde akşam kızı eve davet ediyor, ve sabaha kadar beraber oluyorlar. Hani bunu bilmeyen falan mı var?


Onu geçtim, gece kulüplerinde bir erkeğin bir kadını yatağa atması, Alex 'in penaltıdan gol atmasından daha kolay lan. Kadınlar elinden tutup seni evlerine götürüyor zaten.


E peki bunca cinsel ilişki yaşayan insandan sonra, bu adam neden bir kadınla evde ilişki yaşadığı için polis tarafından bir uyuşturucu şebekesine suçüstü yaparcasına basılıyor?


Bir kadınla bir erkeğin cinsel ilişkiye girmesi suç mu ? O zaman gidin Türkiye'deki üniverstelilerin %90 'ını tutuklayın hemen.

Sonra, hadi bu bir polis baskını tamam. Peki o gazetecilerin, kameraların ne işi var lan orda?


Polis bu soruşturmayı beraber mi yürütüyormuş medyayla?

Soruşturmadan sonra da katkılarından dolayı medya mensuplarına cesaret madalyası falan taktılar mı yoksa?

Bu gizli bir oprerasyonsa, medyanın nasıl haberi oldu?


Ya birileri hem bu operasyonu yapmak hem de bunu halka duyurmak için besbelli birilerinden telkinler almış işte. Bu çok açık değil mi anasını satayım, yani bunu anlamamış insanlar varsa çevrenizde onun yanaklarını ikiye ayırın arkadaşım.

Ve dikkat ettiyseniz baya kamera var orada, hani bir-iki tane falan değil.

Veli Küçük' e kadar giden bir oyun sinsilesi. İşte bizim medyamız, tüm bu haberlerden haberdardı, ve bu işin tamamen içindeydi. Sadece bu da değil, bir sürü kurgu haber yapıldı ve halk iyice galeyana getirildi.


Fatih Altaylı programa çağırmış bizim Müslüm'ü, bizim ki de ne dese beğenirsiniz ;

''stüdyoda hiçbir kadın olmayacak, etrafdaki tüm kadınları gönderin ''

Şuna bak la, emir veriyyy..

Devam edelim, oynat Uğurcum ;

Ya absürt komedi tiyatrosu gibi anasını satayım ya.

Belki de Fadime Şahin denilen kızın hiçbir şeyden haberi dahi yoktu. Sonuçta kandırılmış bir kız buluyorlar, bu kızı takip ediyorlar ve basına malzeme ediyorlar. Fadime Şahin'in tehdit ve şantajla röportaj verdiğini duymuşsunuzdur. Medyanın bu olayın bu kadar üzerinde durması olayın art niyetini trajikomikliğini gösterir.

Ulan şunu 10 yaşındaki çocuğa göster, içinde bir bok olduğunu anlar lan. Ve bunu bizim medyamız organize ediyor. Şu çok güvendiğiniz ve toz kondurmadığınız medya...


Tüm bunlar olurken mason locası şeytana tapma ayinleri es geçildi. Hirçbir kanal bunu yayınlamadı. Hiçbir kanal bunun imasını bile yapmadı.

Neden?

Tüm medya masonların elinde olduğu için olabilir mi?

Bunun  başka tek bir sebebi bile olamaz. Başka tek bir görüş bile olamaz bu konuda.


Türkiye'de ve dünyada medya düzeni şudur ciğersiz;

Biz bir sürü kanal ve bir sürü gazete olduğu için, bunların onlarca sahibi olduğunu sanarız. Fakat hiç de öyle değil. Bakın tüm bu medya kuruluşlarının sadece birkaç tane sahibi var, ve onların da tek bir sahibi var. Yani tüm Türkiye' deki medya sadece bir kişi taradından yönetiliyor. Tabi bu dünyada da böyle. Arada ufak tefek, yerel kanallar falan var tabi onların olmayan. Fakat bu kanallar her zaman ikinci sınıf kanal görümünüdedir.


Örneğin Türkiye' de medya patronu deyince akla ilk kim geliyor ;


Aydın Doğan tabiki. Bu adamın kariyerine bir göz attım, sahip olmadığı büyük kanal ve gazete yok. Alayı bu adamın. Tabi bunlar resmi bilgiler, Allah bilir gayriresmi daha ne medya kuruluşları vardır.

Kurduğu Doğan Medya Grubu ile, Posta, Hürriyet, Radikal, Fanatik, Referans ve Hürriyet Daily News gazetelerini; ayrıca Kanal D, CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 21 televizyon kanalını bünyesine kattı.

Bakınız tam 21 tane televizyon kanalı sahibiymiş. Ayrıca en çok okunan gazetelerin hepsi de bu adama ait gördüğünüz gibi.

Bunların yanı sıra; Petrol Ofisi şirketini de holding bünyesine katmıştır. 1998 yılında medyada daha yetenekli elemanlar yetiştirebilmek için Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesini açtı. Medya Holding bünyesinde de 50'nin üzerinde şirketin sahibidir.

Petrol Ofisi' nin bile sahibi.. Yani adam petrol işine de girmiş. Lan yoksa ülkede bu petrol aramaları falan da bunun başının altından mı çıktı?


Bakın bu adam Türkiye' nin medyasını elinde tutuyor gördüğünüz üzere. Yani bu adam  ''he'' demeden medyada hiçbir haber yayınlamaz, bu adamın hayır dediği hiçbir dizi yayınlanamaz. Yani bizim ne izleyeceğimize bu adam karar veriyor. Bizim gazetede ne okuyacağımıza bu adam karar veriyor.


Ayrıca Aydın Doğan, 28 Şubat darbesi dahilinde yargılanmakta şuan. Yani o günlerde bizlere izletilmeyen mason locaları ayinleri olayında bir bokluk olduğunu tekrar anlamış oldunuz sanırım.


Şahsen bu kadar gazetenin ve kanalın sadece 1 adam olması beni her zaman kıllandırmıştır. Ulan hepsi senin mi çapkın.

Böyle bir durumda bir kuruluşun yaptığı haberi, diğeri ''hayır öyle birşey yok''  diye tenzih edebilecek mi?

Bence hayır, ki zaten bunu herkes de görmekte şuan.



Bakın bu bir Aydın Doğan ödülü.. Dünyada milyarlarca şekil varken,   ''tesadüfen''  bu şekil seçilmiş..


Hani o mason localarının şeytana tapma ayinlerini gösteren tek kanal var ya, işte o kanal bu kez de Doğan Medya Grubu' nu haber yapmış. Ve her saptamanın doğru olduğuna da emin olabilirsiniz. Hani o yobaz, irticacı bildiğiniz Kanal 7 var ya, Doğan Medya Grubu aleyhinde haber yapan birkaç kanaldan bir tanesidir kendileri..


Yine olayı çok iyi ele almışlar. Ve bu haberler doğru mudur, aslı astarı var mıdır diye araştırdım, tüm iddialar doğru.

Bu kadar iyi yürekli, özgürlükçü ve sevgi, barış, kardeşlikçi Aydın Doğan beyin hakkında epey bir dava olması, oldukça garip doğrusu..


Peki Kurtlar Vadisi'ndeki Davut Tataroğlu, sizce kimi canlandırıyor?

Türkiye' nin en büyük medya patronu dizide.

15 IQ ' su olan bir sığır bile Aydın Doğan der zaten. Ki doğrudur da. İnternete  ''kurtlar Vadisi Aydın Doğan'' yazın  direk Tataroğlu çıkıyor zaten anasını satayım.

Hatta dizide Tataroğlu ne yapıyorsa, Aydın Doğan iki hafta sonra aynısını yapıyor.

http://www.medyafaresi.com/haber/50297/medya-kurtlar-vadisi-aydin-doganin-poasi-satacagini-nasil-bildi.html

Adamların sağlam istihbaratları var anlayacağın. Ve böyle bir diziyi de herkes yapamaz ciğersiz. Nitekim tarihte bu kadar ileri düzeyde bir dizi ilk defa yapıldı ve bir daha da yapılacağını zannetmiyorum.

Neyse.

Diyeceğim o ki ciğersiz, Türkiye' de ne izliyor ve ne okuyorsak hepsini bir adam belirliyor. Ve onun da hesap verdiği bir adam var. Bu iş Rockefeller' lara kadar gidiyor anlayacağın. O adamlar yılda bir kez toplanıp, insanların ne izlemesi gerektiğine karar veriyorlar, ve biz de buna mahkum oluyoruz. Onların istediği sadece cinsellikle ilgili dizileri izliyor, aptalca yarışma ve kadın programlarıyla vaktimizi öldürüyoruz. Beynimizi ve vücudumuzu köreltiyoruz.

Medyadaki  yer alan herşeyin bir de anti'sini de araştırın ciğersizler. Olay neymiş, ne değilmiş ancak öyle öğrenebilirsiniz.


Örneğin bizim medyamız da Irak Savaşı hakkında binlerce haber yapmadı mı, yaptı. Peki bu savaş gerçek miydi, tabiki hayır. Irak'ta sadece ufaklı tefekli direniş örgütleri ABD askerlerine karşılık vermeye çalıştı, hepsi bu.


Medya toplumları uyuşturmada en önemli faktördür. Kimin sözü olduğunu unuttum şimdi hehe.